Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Kasım'da katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamada Türkiye'nin ‘yeni ekonomi modeline' geçtiğini ilan etmişti.
Erdoğan, “Yeni ekonomi modeliyle, yüksek faiz vererek sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Düşük faizle, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz.” demişti.
Geride kalan dört ayda tablo, bu açıklamadaki hedeflerle uyuşmadı.
Birçok ekonomist, Merkez Bankası'nın (TCMB) Eylül ayında başlattığı faiz indirimleriyle birlikte kur ve enflasyon kontrolden çıkınca, hükümetin ‘yeni ekonomi modeli' adlandırmasını kullanmaya başladığını, ortada bir model olmadığını öne sürüyor.
Sözcü'de yer alan habere göre, TCMB'nin faiz indirimleri öncesinde 8,30, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘yeni ekonomi modelini' ilan ettiği 30 Kasım'da 12,96 olan dolar/TL kuru, 20 Aralık'ta 18,36'ya kadar yükselmişti.
14,70 seviyelerinde bulunan kur, faiz indirimleri öncesine göre yüzde 77, 30 Kasım'a göre ise yüzde 13,4 yukarıda.
Yüksek cari açık, yüksek enflasyon ve eksi reel faiz nedeniyle baskı altındaki dolar kuru, TCMB rezervleri kullanılarak ve kur korumalı mevduatla TL tasarrufların dövize endekslenmesi sayesinde tutulmaya çalışılıyor.
Kur korumalı mevduat miktarı 25 Mart'ta 610,4 milyar TL'ye yükselirken, kurdaki artış nedeniyle kamu bütçesinden milyarlarca liralık kur farkı ödeniyor.
TCMB'nin faiz indirimlerine başlaması öncesinde Ağustos 2021'de resmi yıllık tüketici enflasyonu yüzde 19,25'ti. TCMB'nin politika faizi de yüzde 19'du.
Erdoğan'ın yeni ekonomi modelini ilan ettiği kasım ayında ise enflasyon yüzde 21,31 olurken, politika faizi yüzde 15'e çekilmişti.
Şu an ise resmi enflasyon 20 yılın zirvesinde bulunuyor. Şubat'ta yüzde 54,44'e yükselen enflasyonun, martta yüzde 60'ı aşmasına kesin gözüyle bakıyor.
Aralık, Ocak ve Şubat'ta aylık enflasyonda Venezuela'yı bile geçen Türkiye, dünya yüksek enflasyon liginde sekizinciliğe yükseldi.
Vatandaşların çoğunun hissettiği enflasyon ise TÜİK'in açıkladığı oranların çok üzerinde bulunuyor.
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), Şubat enflasyonunu yüzde 123,8 olarak açıklamıştı.
TCMB politika faizini yüzde 14’te sabit tutmaya devam ederken Hazine’nin 10 yıl ve 5 yıl vadeli tahvil faizleri geçen hafta yüzde 28’i aşarak tüm zamanların zirvesine yükseldi.
Hazine'nin 10 yıl vadeli tahvil faizi, TCMB'nin faiz indirimleri başlamadan önce 2021 yılı Eylül ayı başında yüzde 16,98 seviyelerinde bulunuyordu. Yaklaşık 7 aylık dönemde 10 yıllık tahvil faizi 1100 baz puanın üzerinde artış kaydetti.
Yaklaşık 7 ayda 5 yıllık tahvil faizinde artış 1000 baz puanın üzerinde oldu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 17 Mart'ta 2 milyar dolar borçlanırken faiz yüzde 8,625 olmuştu. Bu oran, dolar cinsi borçlanmada 5 yıllık vadede Şubat 2003 sonrasındaki en yüksek borçlanma faizi olmuştu.
Bankaların ortalama ihtiyaç kredisi faizleri, TCMB'nin faiz indirimleri öncesinde ve 30 Kasım'da yüzde 23 seviyelerindeydi. Bugün ise yüzde 28'in üzerinde yer alıyor.
TCMB'nin faiz indirimleri öncesinde yüzde 21'lerde olan ticari kredi faizleri, 30 Kasım'da yüzde 18'lere kadar gerilemişti ancak bugün yine yüzde 21 seviyelerinde bulunuyor.
Enflasyona oranla kredi faizlerinin düşük kalmasında TCMB'nin politika faizini düşük tutması ve kur korumalı mevduattaki yüzde 17 sınırlaması etkili oluyor.
Eksi reel faizle dağıtılan krediler, enflasyonu da körüklüyor.
Dünyada enerji fiyatlarının hızla arttığı bir dönemde döviz kurlarını artıracak faiz operasyonuna imza atılması, TL cinsi fiyatların katlanmasına neden oldu.
Benzinin litre fiyatı, TCMB'nin faiz indirimleri öncesinde yaklaşık 7,76 TL, 30 Kasım'da 9,67 TL idi. Bugün ise benzinin litresi 19,80 TL'den satılıyor.
Zam oranı, Erdoğan'ın 30 Kasım'daki açıklamasından bu yana yüzde 105 oldu. Bu dönemde motorin ise yüzde 117 oranında zamlandı.
30 Kasım 2021'den 1 Nisan 2022'ye kadar geçen dört ayda doğalgaz zammı konut için yüzde 68, sanayi ve santraller için yüzde 125 oldu.
Hükümetin yeni ekonomi modelindeki en büyük iddiası, TL'nin değerinin düşük tutulmasının getireceği ‘rekabetçi kur' avantajı ile cari fazla vermekti. Ancak tablo, emtia fiyatlarının yüksek seyretmesinin etkisiyle tam tersi oldu.
Ocak 2021'de 1,8 milyar dolar olan Türkiye'nin aylık cari açığı, Ocak 2022'de 7,1 milyar dolarla dört yılın zirvesine yükseldi.
TCMB'nin faiz indirimleri öncesinde Ağustos 2021'de Türkiye 920 milyon dolar fazla vermişti. Eylül ve ekim aylarında da cari fazla verildi ancak sonraki aylarda cari açık giderek arttı.
Yeni ekonomi modelinde işsizliğin azalacağı iddia edilmişti. 30 Kasım’da yüzde 11,2 olan TÜİK’in dar tanımlı işsizlik oranı, ocakta yüzde 11,4’e yükseldi.
30 Kasım’da yüzde 22,1 olan TÜİK’in geniş tanımlı işsizlik oranı da ocakta yüzde 22,9’a yükseldi.
Önümüzdeki aylarda ekonomideki yavaşlamayla birlikte işsizliğin artması bekleniyor.