İYİ Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cengiz Topel Yıldırım katıldığı bir canlı yayında, mevcut Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ile ilgili iddialarda bulundu. Topel şu ifadeleri kullandı:
“Şu an Mansur Yavaş yönetimindeki Ankara Basın Yayın Dairesinde yaklaşık çalışan personel sayısı 27 kişi. Belediye’nin personel sayısı 27 kişi. Fakat Basın Yayın Dairesi’nde 308 kişi de Belediye şirketleri bünyesinde çalışıyor. Belediye şirketinden herhangi bir hizmet almıyorsun, bunu kendi belediyendeki Basın Yayın Dairesi giderlerinde giderleştiriyorsun. 308 kişi çalıştırıyorsun. Trol ordusu var ya işte bu. Bunlara 5 yılda yaklaşık ödenen para 739 milyon. Güncellenmiş rakamla. İşte Mansur Yavaş Belediyeciliği. Bu 308 kişi niye Basın Yayın Dairesi’nin bütçesinde giderleştirilmiyor? Niye başka şirketin bütçesinde?”
Mansur Yavaş ekibinden de iddialara yanıt geldi. Açıklama şu şekilde:
“7 gün 24 saat 3 vardiya 278 personel 153 çağrı merkezi çalışanı çalışmaktadır. 4 giriş kapısındaki danışma personeli ile birlikte sayı 300’ü bulmaktadır. Bu personel belediyenin personel şirketi BELKA’dan Fen İşleri Dairesi’ne oradan görevlendirmeyle basın dairesine gelmektedir. Bu sistem 20 yıldır böyle. Buradaki eski personel daha çok. 300 personel troll olacak Sayıştay bunu görmeyecek mi?”
İYİ Parti’nin Ankara adayı Cengiz Topel’e yanıt yine parti içerisinden geldi. İYİ Parti GİK Üyesi Uğurhan Ferudun Berat Tiryaki, yayın devam ederken sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Tiryaki paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayımız kampanyasının ilk gününden beri,
Nasıl bir belediye başkanlığı yapacağını, gerçekleştireceği projeleri ve neden “en iyisi” olduğunu anlatmak yerine,
Mansur Yavaş ve yönetiminin özellikle belediye iştiraklerinde gerçekleştirdiğini iddia ettiği yolsuzlukları ve usulsüzlükleri anlatıp durmaktadır.
Kuruluş sürecinin ilk anından beri emek vermiş bir İyi Partili, Ankara eski il başkanı, hali hazırda GİK üyesi ve Ankaralı bir vatandaş olarak bu kampanya dilini ve yöntemini kesinlikle tasvip etmiyorum. Ancak bu adayın kendi tercihidir, yol kendi yoludur.
Meselenin beni ahlaken ve vicdanen rahatsız eden çok daha önemli bir boyutu bulunmaktadır.
Halen İyi Parti Genel İdare Kurulu içerisinde, hatta Genel Başkan yardımcıları içerisinde
Bizzat kendisi,Eşi, çocuğu, yeğeni, kuzeni veya akrabası Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iştiraklerde
Yönetim kurulu üyesi olan insanlar vardır.
Bu da gizli saklı değil; açık, aleni ve bilinen bir durumdur.
Bu sebeple buradan muhataplarına sormak istiyorum:
Bu kimseler veya yakınları,
İyi Parti adayının bahsettiği yolsuzluk iddialarına şimdiye kadar şahit olmuşlar mıdır?
Şahit olmuşlarsa neden susmuşlardır? Neden görevlerine devam etmektedirler?
Şahit olmamışlarsa, iddialar asılsızsa, niçin bu ithamlara sessiz kalmaktadırlar?
Bu tarz bir iftira siyasetini hangi ilkeyle meşrulaştırmaktadırlar?
İyi parti, rekabetle hakareti; siyasetle intikamı birbirine karıştıran bir yaklaşıma alet edilemez.
Türkiye’yi yönetme iddiasıyla ve yönetebilecek kadrolarla kurulmuş İyi Parti,
Hiç kimsenin kişisel intikam aparatı olarak kullanılamaz.
Bu yüzden sözü edilen belediye iştirakleriyle ilgili iddialara
İştiraklerle yakın ilişkide olduğunu bildiğim İyi Partililer,
Ahlaken ve vicdanen kamuoyu önünde yanıt vermekle yükümlüdürler.”
Tele1