Jüri, karar verene kadar mahkeme tarafından “görevli” sayılacak. Ancak gün içinde karara varılamaması halinde jüri evine dönüp, ertesi sabah tekrar toplanmak üzere mahkemeye dönecek.
Hakim tarafından bizzat jüriye okunan ve 60 sayfadan fazla olan “talimatlar”da, Atilla'nın tam olarak ne ile suçlandığı, söz konusu suçlarda “suçlu olup olmadığı” konusunda karar verecek olan jüri üyelerinin “nelere dikkat etmeleri gerektiğine” ilişkin bilgiler yer alıyor. Hakim, jürinin her bir suç için ayrı ayrı karar vereceğini, tüm kararların da “oy birliği ile alınması gerektiğini” vurguladı.
Savcılık ve savunma avukatları tarafından duruşmaların başından bu yana üzerinde çalışılmakta olan ve uzlaşmayla çıkan “Talimatlar”da ayrıca, duruşmalarda ifade veren tanıkların vasıflarına da atıfta bulunuluyor. Talimatlarda, savcılığın “Atilla davasındaki” yıldız tanığı olan Reza Zarrab için “Savcılıkla işbirliği yapmış olması, ifadesinde yalan söyleyeceği anlamına gelmez” denilirken, 17 Aralık operasyon belgelerini Türkiye'den çalarak, ABD'de FBI'ya teslim eden FETÖ firarisi eski komiser yardımcısı Hüseyin Kormaz'ın, savcılığın “güvenilir kaynağı” olarak şahitlik yaptığı da yer aldı.
Talimatlarda, Zarrab için “geçmişte, aralarında bu davanın iddianamesinde de yer alan bazı suçlar işlemiş olan tanık” ifadesi kullanıldı, ancak “geçmişte suç işlemiş ve ceza almış kişilerin bile mahkemelerde bilgi sahibi oldukları konularda şahitlik edebileceklerine” vurgu yapıldı. Jüri üyelerine, “Bu kişilerin ifadelerinin ne kadarına inanıp, ne kadarına inanmayacaklarına kendilerinin özgür iradeleriyle karar verecekleri” bilgisi de talimatlarda yer aldı.
Hüseyin Korkmaz'ın ise, Savcılık ile yaptığı anlaşma çerçevesinde ifade verdiğinin belirtildiği “talimatlarda”, “Savcılık, Korkmaz'ı güvenilir kaynak olarak kullandı. Savcılıktan para da alsalar, bu tip güvenilir kaynakların mahkemelerde şahit olarak kullanılmasında uygunsuzluk herhangi bir durum yoktur” denildi. Talimatlarda yine jüri üyelerine, Savcılığın bu “güvenilir kaynağının” söylediklerine güvenip güvenmeyeceklerine “Kendi özgür iradeleri ile karar verecekleri”, bu çerçevede tüm ifadelere “dikkatle inceleyerek itibar etmeleri” söylendi.
Jüri talimatlarında ayrıca, suç konusunu anlatan “uzman tanıklar” ile
diğer tanıkların ifadeleri arasında değer açısından “hiç bir fark
olmadığı” da vurgulandı. Talimatlarda ayrıca, neyin “kanıt” olduğu da
ifade edildi.
Buna göre iki kanıt türü var: Doğrudan kanıtlar, duruşmalardaki şahit ifadeleri, savcılık ya da savunma tarafından kanıt olarak sunulan belgelerden oluşuyor.Dolaylı kanıtları
ise, bir ifade ya da kanıtın, aksi ispatlanmayacak şekilde
çağrıştırdığı olgular oluşturuyor. (Hakim bunu şöyle anlattı: sabah
güneş ışıldarken bu mahkemeye geldiniz. Ancak perdeler kapalı olduğu
için dışarıyı göremiyorsunuz. O sırada bir kişi elinde şemsiye ve
ıslanmış olarak içeri girdi. Dışarıyı görememenize rağmen, içeri giren
kişiyi yağmurun başladığına ilişkin dolaylı kanıt olarak
görebilirsiniz.)
Talimatlar çerçevesinde Hakim
Berman, Atilla'nın suçlandığı 6 suçu teker teker saydı, bunların
mahiyetini açıkladı, “suçlu ya da suçsuz” olduğuna, bunlara bakarak
karar vermelerini istedi.
Atilla'ya isnat edilen ve 2010 ile 2015 arasında işlendiği iddia edilen suçlar şöyle;
1
Örgütlü şekilde ABD hükümetini (özel olarak ABD Hazine Bakanlığını)
yanıltmak, dolandırmak (bu konudaki talimatlarda, İran'a yönelik
yaptırımlar ve bunları denetlemenin, ABD hükümet organlarının ‘meşru
faaliyeti' olduğu özellikle vurgulandı)
2 Örgütlü şekilde ABD'nin İran'a yaptırımlarını içeren IEEPA yasa, kural ve yönetmeleriklerini ihlal etmek
3Amerikan
finansal kurumlarını dolandırmak – Hakim burada bankaları tek tek
saydı; HSBC, Deutschebank, JP Morgan, Trust Company America, Bank of
America, CityBank, Wells Fargo.
4 Örgütlü şekilde Amerikan finansal kurumlarını dolandırmak
5 Kara para aklamak
6 Örgütlü şekilde kara para aklamak
Talimatlar uyarınca Hakim Berman jüriye örgütlü suç ile kişisel suç arasındaki farkı da anlattı. Atilla'nın kendisine isnat edilen 3'üncü ve 5'inci suçları kişisel olarak, diğer dört suçu ise “örgütlü şekilde” işlemekle suçlandığını söyledi.
Kişisel suçları jüriye anlatırken Hakim Berman, suçun işlendiğinin sabit görülmesi halinde, kişinin buna “bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık yapmasının” da suç olduğunu vurguladı. (Zarrab, Atilla'yla birlikte suçlandığı altı suçun tümünde “suçlu olduğunu” itiraf etmiş, mahkemede jüri önünde verdiği ifadelerinde de bu suçları işlemek için Atilla'dan yardım aldığını söylemişti)
Örgütlü suçları ise, iki ya da daha fazla kişinin işlediğini anlatan Berman, ancak jürinin örgütlü suçlar için önce işlenmiş “somut bir suç belirlemesi” gerektiğini, ardından buna bakarak suça katılanlar hakkında hüküm verebileceğini vurguladı (Zarrab ifadesi sırasında Halkbank üzerinden İran'a altın ticareti ve sahte gıda ticaretinin nasıl yapıldığını şemalarla anlatmış, üstelik her iki tür ticaret için de, dekontlar, gümrük belgeleri, konçimentolar ve beyan belgeleriyle desteklenen örnek iki olay anlatmıştı).
Talimatlarda, davanın tek tutuklu sanığı olan Hakan Atilla açısından bir başka olumsuz unsur ise, savcılığın ısrarıyla koyulmuş olan “bilerek göz yummak” (concience avoiding) konsepti. Bu konsept uyarınca bir suç işlenirken bunu gören, ancak bilerek ve isteyerek görmezden gelenler de, aynı şekilde “suçlu” sayılıyorlar. Savunma ekibi, bu konseptin “jüri talimatlarına” konulmaması için ciddi mücadele verdiklerini, ancak savcılığa ve hakime kabul ettiremediklerini ifade ettiler.
Talimatlarda yer alan, Atilla'nın işine yarayabilecek unsur ise, Hakim Berman'ın Savcılığın, her suç için “şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlama yükümlülüğünü” hatırlatması oldu. Buna göre, sanıklar jüri karar için odaya girinceye kadar “masum” olarak kabul ediliyorlar. İsnat edilen suçları “herhangi bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde beyond any raisonable doubt kanıtlamak yükümlülüğü ise savcılığa bırakılıyor.
http://www.sozcu.com.tr/2017/dunya/jurikararicincekildizarrabisbirlikcitanikfetocupolisguvenilirkaynakmis2140214/