Üniversitenin son yılında kendilerini mesleklere yönlendirmek için “ablaların” mülakat yaptığını ve bu görüşmeleri yapan kişilerin evde tesettürlü dışarıda başı açık olduğunu şu sözlerle aktardı: “Mülakat yapan ablalar, rastgele bir örgüt evine geliyorlardı. Biz onlardan önce adrese gidip bekliyorduk. Ablalar gelince herkes yalnız olarak bir odaya yönlendiriliyordu. Herkes ayrı ayrı görüşme yapıyordu. Bir keresinde benimle tesettürlü olarak görüşen ablalardan birini sivil, açık, kot pantolon giymiş şekilde arabaya binerken gördüm. O zaman bizim yanımızda tanınmamak için kapandıklarını anladım.
Meslek için yönlendirme görüşmesinde benim hakim olmamı istediler. Ancak bunun için başımı açmam gerektiğini söylediler. Bende kabul ettim. Daha sonra Ankara Öveçler'deki bir eve Berna isimli bir kişi tarafından yerleştirildim. Berna, Öveçler'de bulunan üç evden sorumluydu. Berna'nın üzerinde de Trakya bölgesinde hakim olarak görev yapan Gülşen isimli şahıs yer alıyordu. Ev olarak 2011 yılı Kasım ayında gerçekleşecek İdari Yargı sınavı ile Aralık ayında gerçekleşecek olan Adli Yargı sınavına birlikte hazırlanıyorduk. 2011 yılı Ağustos ayından itibaren 45 ay bu sınavlara çalıştık. Kasım ayındaki sınavdan bir gün önce Gülşen, kaldığımız eve gelerek bizi bir araya topladı. Abdest aldıktan sonra bize Kuran üzerine yemin ettirdi ve daha sonra alan sınavı sorularının yer aldığı 100 sorudan oluşan kağıtları çıkardı. Herkesin çok puan almaması gerektiğini söyledi. Gülşen daha sonra hepimizle ayrı ayrı görüşerek bize sınavda maksimum yapmamız gereken puanları söyledi.”
Dört
arkadaşının sınavı kazandığını ancak kendisinin başarısız olduğunu
ifade eden itirafçı kadın hakim, daha sonraki sınavda da soruların
kendilerine getirildiğini bu sefer ise 85 puan alarak sınavı kazandığını
söyledi.
Sınava hazırlandıkları süre içinde ev dışında başlarını
kapatmadıklarını söyleyen hakim, kendilerinden sorumlu olan Berna isimli
kişinin de devamlı bu yönde telkinde bulunduğunu ifade ederek şunları
söyledi: “Ev içerisinde namaz ve ibadet yaptığımız zaman başımızı
kaptıyorduk. Ancak evden çıktığımızda başımızın kapalı olması yasaktı.
Bunun nedeni de çevremizin eski muhafazakar yapımızın değiştiğine
inanmasını sağlamaktı.”
Hakimlik stajı başlamadan önce de Keçiören'de bir evde kaldıklarını ve adının Zeynep olduğunu söyleyen bir kişinin kendilerine kılık kıyafet seçimi ile ibadeti nasıl gizli yapacakları yönünde ders verdiğini şöyle aktardı: “Örnek olarak etek ve ceket boyumuzun nasıl olacağı, staj yapacağımız yere yakın bir yerde ev tutmamız gerektiğini, adliyede nasıl namaz kılacağımızı ekrana yansıtarak anlattı. Adliye veya yakınında camiye gitmek yasaklanmıştı.”
İstanbul'da staja başladığında 18 adayın 4 ev tuttuğunu anlatan kadın hakim, kendisinden sorumlu kişinin ik kez değiştiğini bu kişilerin öğretmen olabileceğini düşündüğünü söyleyerek şöyle devam etti: “Ev toplantılarında normalde ev ablası okumalar yapardı. Ancak bir kaç kez sohbeti abi yaptı. Abi, bu esnada yan dönerek bize bakmamaya çalışıyordu. Bu sohbette abi, bize evlilik semineri vererek nasıl evlilik yapmamız gerektiğini anlattı.”
Örgüt içinde kadının dışarıdan birisiyle evlenmesi halinde kayıp edildiğini, bunun için örgüt içerisindeki meslektaşlarıyla evlendirildiğini anlatan hakim kendisinin de yine örgüt içinde yer alan askeri hakim ile evlendiğini belirtti. Örgütün şifreli mesajlaşma programı Bylock'u kullandığını söyleyen kadın hakim ancak eşinin asker olmasından dolayı daha dikkatli davrandığını söyledi. 2015 yılında FETÖ ile bağlarını kopardığını söyleyen hakim şu bilgileri verdi: “Eşimin Bylock kullanmadığını biliyorum. Hatırladığım kadarıyla evlendiğimiz dönem TANGO isimli programı kullandığını biliyorum. Gördüğüm kadarıyla askeri yargıda örgütün uyguladığı tedbirler daha üst seviyedeydi. Fetullah Gülen'in ‘Tedbir namustur' sözü gereği karı kocanın bile arasında bu tedbire aykırı davranılmıyordu.”
http://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/fetoninminietekablasikadinhakimitirafciolduherseyianlatti2206028/