İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesine neden karşı olduklarını açıkladığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İmamoğlu'na Kanal İstanbul güzergâhında Katar Emiri'nin annesinin arazi satın aldığı ortaya çıktığında tüm arazi hareketlerinin incelendiği yönünde yaptığı açıklamanın hatırlatılarak tespitleri soruldu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un böyle bir arazi hareketliliği olmadığı yönündeki açıklamasının doğru olmadığını söyleyen İmamoğlu; “Sayın bakan çok yanlış cümleler kuruyor üzülüyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanı, ‘çevre' ve ‘şehircilik' adına konuşmuyor. Söylediği sözler ne yazık ki çelişkili. 1 milyon 150 bin nüfuslu şehri, 500 bin nüfuslu akıllı kent olarak açıklayıp insanların gözünü boyamaya çalışıyor. Çevre ve Şehircilik bakanı böyle konuşmamalı. Emin bir şekilde ‘arsa hareketi yoktu' diyor. Bir örnek vereyim; 2011'den bu yana arsa hareketi tam 30 milyon metrekareyi bulmuştur. Tüm değişim hareketlerini sayın bakan isterse yazılı da isteyebilir telefonla da isteyebilir, biz telefonun ucundayız. Bakanlık makamına saygımız sonsuz kendisi ile paylaşırım. Tarım alanı olan bu alanlara bu ilgi niye?” diye sordu.
EN BÜYÜK ARAZİ 3 ARAP ŞİRKETİN
“Daha acı bir şey söyleyeyim mi” diyen İmamoğlu bölgede yüzlerce yıldır arazileri olan köklü aileler hariç en büyük arazisi olan ilk 3 şirketin de Arap şirketi olduğunu açıkladı.
İmamoğlu “Bizden detay isterlerse bizde bütün detaylar var. Paylaşırız. 30 milyon metrekare ne demek biliyor musunuz? Onu da söyleyeyim. Beyoğlu yetmez artı Bayrampaşa o da yetmez bir de üzerine Gaziosmanpaşa'yı ekleyin o kadar yapıyor” dedi.
BU PROJE OLMAYACAK
Kanal İstanbul işbirliği protokolünden İBB'nin çekilmesinin projeyi nasıl etkileyeceği yönündeki soruya da İmamoğlu “Projeyi nasıl etkileyeceği benim zihnimde bile yok çünkü proje olmayacak. Yani proje yapılmayacak. Dolayısıyla bizim projeden çekilmemiz demek projeyi uzaktan seyredeceğimiz anlamına gelmiyor. Tümüyle olmaması yönünde hukuki mücadelemizi vermemiz anlamına geliyor. O bakımdan İstanbul halkının İBB'nin olmadığı bir proje bu kentte olamaz, yürüyemez. Dünyanın hiçbir yerinde bir şehir halkının iradesinin olmadığı proje yapılmaz, bunun adı başka bir şeydir. Türkiye böyle bir hamleyi kabul etmez, etmeyecektir” diye konuştu.
BEN DEVLET DEĞİL MİYİM?
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Kanal İstanbul belediye değil devlet projesidir. Türkiye için yapılabilir bir projedir. Bunu yaptırmayız gibi yaklaşımlarla engellemeye çalışmak çok mantıklı gelmiyor” açıklamasına ve Montrö’yü ortadan kaldıran bir proje olmadığını yönündeki değerlendirmesine de yanıt verdi.
İmamoğlu şunları söyledi:
*Orada zaten Montrö konusunda çelişki var. Birisi ‘Montrö değil’ diyor. Birisi ‘Montrö bizim gururumuzdur’ diyor. Birisi ‘beka’ diyor. Yani herkesin bir fikri var. Ben anlamış değilim. Orada karar birliği yok.
*Yani her proje bir devlet projesidir. İstanbul’da bizim yaptığımız park da devlet projesidir. Ne demek ben devlet değil miyim? Yani bu anlayıştan vazgeçsinler. Allah aşkına ÇED raporu ortada. Büyükşehir Belediyesi'ni dikkate almıyorsun.
*Devlet Hava Meydanları'nın raporunu değiştiriyorsun. İSKİ'yi dikkate almıyorsun, DSİ'yi dikkate almıyorsun. Kimi dikkate alıyorsun?
*Bu açıklamayı yapanlar da dahil, kabinedekiler dahil, ben biliyorum ve hissediyorum –bu benim hissiyatım, yanılabilirim bunu savunan kabinedekilerin çoğu, geçmişte kabinede bulunanlar dahil kalplerinden, vicdanen, ‘Şu Ekrem var ya vallahi doğru söylüyor' diyorlar ama bunu söyleyemiyorlar. Ben onların yerine konuşacağım.
İBB İTİRAZ HAKKINI KULLANACAK
İmamoğlu, itirazlar için askıya çıkan Kanal İstanbul ÇED raporuna İBB olarak itiraz edeceklerini belirterek İstanbulluları da itiraz hakkını kullanmaya çağırdı.
İmamoğlu sözlerini söyle sürdürdü:
*Yarın ben çocuğuma ya da üyelerime hesap veremem diyen kişiler, sivil toplum kuruluşları herkes Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na çok basit şekilde abartmadan ‘İstanbul'da yaşayan bir vatandaş olarak sağlıklı bir ortamda yaşamak istiyorum.
*Kanal İstanbul projesine İstanbul'un su kaynakları Sazlıdere'yi Terkos'u yok etme riskini karşı ÇED raporuna itiraz ediyorum' demesi bile yeterlidir. Yazacak dilekçesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na gönderecek. Ya da gidecek İstanbul'daki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şubesine teslim edecek. Herkesin hakkı var. Hukuken hakkımızı arayacağız.
*Milyonlarla insan buna itiraz edebilir. Kurumlar etmelidir, sorumlulukları gereği. Etmiyorsa da beyan versin ‘ben etmiyorum' desin. Bu şehrin kurumları var, sivil toplum kuruluşları var. Susmak, dilsiz şeytanlığı oynamaktır
Kanal İstanbul projesine destek olan İstanbulllular da bulunduğunu hatırlatılması üzerine İmamoğlu “Bu şehirde ‘Kanal İstanbul’u istiyorum’ diyen de çıkabilir. Ama bir tek şeyle ayrışıyorum; siyaseten ‘istiyorum’ diyenlerle ayrışıyorum. Biri istiyor diye ‘istiyorum’ diyenle ayrışırım. Ekrem ‘istemiyor’ diye ‘istemiyorum’ diyenle de ayrışırım. Bana değil bilime inansınlar” diye konuştu.
DOLMABAHÇE'NİN REPLİKASINI GÖSTERİYORLAR
Projenin maliyet hesabına ilişkin soru üzerine de “ Proje yaptık deniyor, fizibilite yaptık deniyor. 7 dakikalık bir 3D geziyor. 3D'de bize milyon dolarlık yatlar gösteriyorlar, yat limanlarını gösteriyorlar, 70 katlı binaları gösteriyorlar. Daha ileri gideyim mi? Dolmabahçe Sarayı'nın bir tane replikasını gösteriyorlar. Bir tane Çin sarayı, Japon sarayı gösteriyorlar. Ben anlamış değilim. Yahu bu nasıl projedir? Ne yapıyorsunuz siz? Oradan bir tane de Hollywood filmi gibi bir tanker geçiyor. İstanbul'u gezerek gösteriyor falan.. Şimdi ben bu proje üzerinden neyi tahmin edeyim? Bildiğiniz oyun yani. Yazık günah. Ben projeyi bilirim, gerçekten bilirim. Bu insanları aldatmayalım, gözünü boyamayalım. Yapmayacaksanız zaten yapamayacaksınız, başka bir niyetiniz varsa onu söyleyin. Dediklerini iki ile çarpın üç ile çarpın vallahi yanılmazsınız. Onun için Allah hem cebimizi, hem kamunun kaynağını, hem bu şehrin maneviyatını, tarihini, doğasını, 16 milyon insanımızı korusun” yanıtını verdi.
“Hukuken İBB'yi devreden çıkararak bu projeyi yapmak mümkün mü” sorusu üzerinde de İmamoğlu “Hukuku çiğnerseniz söz konusu ama biz çiğnetmeyeceğiz” dedi.