Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Karadeniz’i sel vurdu, köprüler yıkıldı,tonlarca fındık sulara kapılıp denize döküldü, 500 binden fazla insan selden etkilendi. Zarar milyarlarca liraya ulaştı. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Ankara’da düzenlediği basın toplantısıyla başta Kanal İstanbul olmak üzere bakanlığın projelerini anlattı. Bakan Kurum’un basın toplantısı ajanlar tarafından canlı olarak yayınlandı.
Konuşmasının başında bir kaç cümleyle sel felaketine değinen Bakan Kurum “Ordu'da meydana gelen sel felaketinde zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Bakanlığımıza ait arkadaşlar ekiplerimiz orada sahada gerekli çalışmaları yapıyorlar. Valimizle bende görüştüm bizzat. Bakanlık olarak üstümüze düşen neyse bu görevlerimizi zarar gören vatandaşlarımızın zarardan en az şekilde etkilenmesi için yerine getireceğiz. Cuma günü bakanlık ve bağlı kuruluşlarımızla orada olup yapılacak ne varsa hızlı bir şekilde yapma gayreti içine gireceğiz” diye konuştu.
Bakan Kurum’un konuşmalarından satır başları;
Birinci eylemimiz 42 kilometre uzunluğunda Kanal İstanbul projesi. Kanalın her iki tarafında yatay mimarinin hakim olduğu 4 katı geçmeyen içinde fuar, üniversite alanlarının, sosyal donatı anlamında aklınıza gelen ne varsa bunlarında içinde barındırıldığı modern iki şehir kurma arzusundayız.
Örnek şehircilik diyeceğimiz bir şehircilik anlayışıyla bu projeyi hayata geçirmeye çalışacağız. İstanbul’da yıkılması gereken binalar bu bölgeye revize edilecek.
Cumhurbaşkanımız büyük bir vizyon çizdi. Tüm şehirlerimizde millet bahçesi yapma yolunda karar aldık. 100 günlük eylem planımız çerçevesinde 18 ilimizde 33 millet bahçesi yapıyoruz. 22 tane millet bahçesini projelendiriyoruz.
İmar Barışı’na 3 milyon 780 bin vatandaşımız müracaat etmiş, 1 milyar 350 milyon lira para ödenmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Kurum, Ordu'daki sel felaketinde kaçak yapılaşma ve sahil yolu gibi tetikleyici nedenler olup olmadığına dair soruya ise, “Afet deyince neticede bu doğal bir olay. Sizin öngöremediğiniz bir olay ki ismi afet oluyor. Tabiki şehirdeki alt yapı bu afetin şehre olan etkisini değiştirebilir. Ama Şehirde mevcutta zaten o manada her türlü alt yapı, proje hem bizim bakanlığımız birimlerince hem belediyelerce hem valiliklerde yapılıyor.
Kaçak yapılaşmadan kaynaklı problemler hemen hemen her yerde var. Buna ilişkin imar barışı yasası çıkarıyorsunuz. Hazine arazisine kaçak yapıyı gidip yıkayım yapamıyorsunuz. Bu da bir gerçek yani ülkenin gerçekleri. Üst ölçekte yapılması gerekenleri inşallah süreç içinde yapıyorsunuz. Neticede bu yağışların olmasının nedeni iklim değişikliği sebebiyle. Bu beklenen birşey değil. Buna ilişkin stratejik eylem planı hazırlamak zorundayız. Alt yapıyı güçlendirmek zorundayız. Bu eylem planıyla bunlar açıklanacak. Ancak bugüne kadar böyle bir durum yoktu. Gelişmiş ülkelere baktığınız zaman Avrupa, Amerika, Fransa'da böyle bir hazırlık var mı?
Bakıyorsunuz en gelişmiş ülke dediğiniz Amerika'da heryer seller içerisinde şehirleri basıyor insanlar mahsur kalıyor. Bu bir felaket, bir afet. Ama buna ilişkin devlet, bir eylem planı hazırlamamız gerekiyor bunu da hazırlayacağız. Şu an buradaki alt yapı yetersizliği şehrin yetersizliğinden kaynaklı bir sorun değil. Dolayısıyla bizim buna ilişkin çalışmamızı yaptığımızda bu hasarların en aza indirilmesi noktasında eylem planı hazırlasanız da şehrin alt yapısını buna göre de hazırlasanız bu bir afetse eğer şehir bundan etkilenir. Önemli olan en az etkilenmesi. Japonya'da deprem oluyor binalar en az hasarı alıyor. Bizim de bunu sağlıyor olmamız lazım. İnşallah bunu sağlıyor olacağız” diye konuştu.
https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/karadeniziselvurdubakankanalanlatiyor2565011/