CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Karar TV canlı yayınında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İktidara gelmeleri durumunda memur maaşlarının asgari ücretin 2,5 katı olacağı yönündeki açıklaması hatırlatılan Kılıçdaroğlu, “Seçimleri kazanıp bu vaatlerinizi uygulamaya başladığınızda bu paraları bütçeden vereceksiniz. Bütçede bu para yok. Bunu nasıl karşılayacaksınız?” şeklindeki soruyu yanıtladı.
Uzun yıllar Maliye Bakanlığı’nda çalıştığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “27,5 yılımı bütçe nasıl yapılır? Para nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır? Bunlara ayırdım.” diyen Kılıçdaroğlu, şimdi devlette müthiş bir savurganlık olduğunu dile getirdi.
1 NUMARALI KARARNAME…
Kılıçdaroğlu, “Bizim, Allah nasip ederse çıkaracağımız 1 numaralı kararname ‘savurganlıkları önleme ve tasarruf kararnamesi’ olacak. Biz çok büyük bir parayı tasarruf edebileceğimize inanıyoruz. Devletin bakanlıkları kiralarda olur mu? Genel müdürlükleri kiralarda olur mu? Çıkacağız Çankaya’ya, buraya devletin bütün bakanlıkları ‘buyurun kardeşim gidin orada yer var oralara’, kiradan kurtaracağız. (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi) Yani geçici bir süre için bakanlıklar giderler. Kira rezaletinden de biz kurtulmuş oluruz. Sonunda bir tasarruf yapacağız.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı içerisinde çok sayıda deneyimli ekonomist ve deneyimli bürokratlar olduğunu aktarırken, verdikleri her vaadi, öncesinde titiz bir değerlendirmeden geçirdiklerini ve öyle açıkladıklarını söyledi.
BORSA İÇİN ÖZEL MAHKEME KURULMALI
Daha önce Borsa ile ilgili yaptığı uyarıların hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğu, şunları söyledi:
“Borsa, bir kumarhane değil. Onun arkasında Sermaye Piyasası Kurulu gibi yasa ile görev alanları tanımlanmış kurumlar olmak zorunda. Bu kurumlarda da çöküş başladı. Bu tam bir felaket. Biz bu uyarıyı yaptık ama yine devam ediyor, inişler çıkışlar. Küçük tasarruf sahibi, perişan oluyor. Yeniden yapılandırılması gerekiyor. Bu konu ile ilgili davalar için özel mahkemelerin kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu davaların süratle sonuçlanması lazım. Bunu da düşünüyoruz. Birisi geldi; önemli bir kurumdan emekli oluyor, İstanbul'a yerleşiyor, İstanbul'da bir şirket kuruyor. Altı milyon dolarlık bir hacme ulaşıyor, sonra bir gün kapısı çalınıyor, ‘Bana bir milyon dolar para vereceksin' diyor. Diyor ki, ‘Niye?' ‘Ben zaten halka açığım, denetim yapılıyor, hiçbir sorun yok.' ‘Adamı kovdum', diyor. ‘Fazla değil bir süre sonra, sabahın erken saatlerinde polisler geldi, götürdüler karakola, savcıya. Savcı beni oturtmadı, ellerimdeki kelepçeyi çözdürmedi', diyor. ‘Sonra beni tutuklama talebiyle mahkemeye gönderdi. Hâkimin karşısına çıktım. Benden 1 milyon dolar para isteyen kişi, bu konularda yayın yapan birkaç internet sitesini arayarak, benim tutuklanacağımı önceden haber vermiş. Hakim, dosyaya baktı, beni serbest bıraktı' diyor. ‘Bunlar beni aldı, İMKB ve Sermaye Piyasası Kurulu soruşturma açtı ve bunu bütün dünyaya duyurdular' diyor ‘ve benim prestijim zedelendi', diyor. Girilirse bu alana, size bu hikayeleri anlatacak çok fazla iş insanı göreceksiniz.”
YSK’YA GÜVENMİYORUZ
Kılıçdaroğlu seçim güvenliği ve sonrasına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Seçim öncesi, seçim gecesi, seçim sonrası. Üçe ayırdık. Seçim öncesi, şu an çalışıyor; sandık güvenliği. YSK'ya güvenmiyoruz biz. İstanbul seçimlerinde bu çok net bir şekilde ortaya çıktı. Çünkü başka bir yerden talimat alıp, karar veren bir yargı kurumuna güvenme şansınız yoktur. Her bir sandıkta, mutlaka bir temsilcimizin olması lazım. Tam bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Sandıklar açıldıktan sonra, temsilcimiz cep telefonu ile tutanakların fotoğrafını çekip genel merkeze gönderecek. Bütün teknik altyapı oluşturuldu. Hackerlerin dışarıdan yapacakları saldırılara karşı da bütün güvenlik önlemleri alındı. Hem içeride, hem dışarıda güvenliği sağlayacak mekanizmalar kuruldu. Ben bütün vatandaşların, olayı sükunetle izlemelerini istedim. Bunu her seferinde de dillendirdim. Kaybedeceğini anlayan bir siyasal iktidar, gitmemek için devletin bazı unsurlarını kullanarak olayı sabote edebilir. Uyarı yaptık, ne yaparlarsa yapsınlar, tahriklere kapılmayacaksınız.
Seçim sonucu ortaya çıktıktan sonra, önümüzde ciddi bir risk var. Risk şu: Kazanmanın belli olmasından sonra, mazbatanın alınması arasındaki sürede dolar ne olacak? Şu anda altın satarak vaziyeti kurtarmaya çalışıyorlar. Çünkü dolar da kalmadı. Ya da Kapalı Çarşı'dan dolar toplayıp, doları frenlemek istiyorlar. O, 10 günlük süre içerisinde bundan vazgeçip, ne yaparlarsa yapsınlar deyip, ekonomiyi tümüyle boş bırakabilirler. Ekonomi kurmayları bizim, o konuyla ilgili de ayrıca çalışıyorlar.”
devletteki liyakat sistemi çöktüğü için bu kurumlarda da çöküşün başladığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, “Biz bu uyarıyı yaptık ama yani yine devam ediyor. Borsada inişler, çıkışlar, küçük tasarruf sahibi perişan oluyor. Borsa’nın, Sermaye Piyasası Kurulu’nun yeniden yapılandırılması gerekiyor. Bu konuyla ilgili özel bir mahkemenin kurulması gerektiğini düşünüyoruz.” açıklamasını yaptı.
Sözcü