Tunceli’nin Ovacık ilçesinde yıllardır köylülerin ekip biçtiği ve mera alanı olarak kullanılan arazinin büyük şirketlere kiralandığı duyuruldu. Köseler köyü sınırları içinde bulunan 508 ve 510 parsel numaralı araziler, bir şirkete 49 yıllığına irtifak hakkı verilmek suretiyle tahsis edildi. CHP’li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, “Söz konusu tahsis 3 köyü ve ilçe merkezindeki tarım ve hayvancılık üreticilerini olumsuz etkileyecek. Üreticilerimize, üretimde kalmak adına yerleşim yeri dışında ahırlarını yapacak ve yem bitkilerin üretecek küçük çaplı toprakların bile tahsisi yapılmıyorken, binlerce dönümlük arazilerin tekelleştirilmesi haksızlıktır. Adil değildir” diye konuştu. Araziler için imza kampanyası başlatıldığını duyuran Sarıgül, “Zor koşullarda geçimlerini sağlamak ve aynı zamanda sağlıklı gıda üretimi çabasında olan yüzlerce yurttaş mağdur edilmesin” ifadelerini kullandı.
Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen’de “Baraj, HES, kamulaştırma, maden, taş ocağı, dere ıslahı, Munzur Gözeleri Peyzaj Projesi, Munzur Suyunun Taşınması, Halvori gözelerinin ticarileştirilmesi derken şimdi de yıllardır topraksız köylülerin ekip biçtiği ve mera alanı olarak kullanılan arazinin şirketlere peşkeş çekilme planı ile karşı karşıyayız. Bölgemize dönük bu politikanın temel hedefi, geçimlerinin tamamına yakınını küçük aile çiftçiliği ile sağlayan Ovacık halkının toplumsal yapısıdır” dedi.
Ovacık’ın ülkeye örnek olan bir model ile örgütlendiği kooperatifler aracılığıyla sağlıklı ve güvenli gıda üretip bunu kentlere ulaşmasını sağladığını hatırlatan Şen, “Bu arazi tahsisi köylerinde tarım/hayvancılık ile geçinenlere darbe vurarak, Ovacık çiftçisi toprağını terk etmek zorunda kalacak ve zaten yaşanmış olan asimilasyona maruz kalmaya devam edecektir. Bu arazilerin kullanımını ve büyük teşvikleri alan şirketler, bölgemizdeki çiftçinin örgütlenerek kurmus olduğu tarımsal üretim kooperatiflerinin doğal tarımsal üretimine karşı, endüstriyel üretimi koymaya çalışmakta ve kar hırsı ile toprağınızı, kimyasal gübre ve pestisitlerle zehirlemek istemektedirler” ifadelerini kullandı.
Şen ve Sarıgül, bu arazilerin şirketlerin tekeline bırakılmamasını isteyerek, “Topraksız köylüye ya da kuruluş çalışmaları sürdürülen kalkınma ve üretim kooperatiflerine tahsis edilerek, bu toprakların gerçek sahipleri olan yerel halkın kullanımına aktarılmasını talep ediyoruz” dediler.