“ÇALIŞMALARIMIZ BİRİLERİNİ RAHATSIZ EDİYOR”
Mansur Yavaş, “Göreve gelir gelmez, söz verdiğimiz üzere, sergilediğimiz şeffaf, denetlenebilir, israftan uzak, adil ve halktan yana belediyeciliğin birilerini rahatsız ettiği muhakkaktır” dedi.
“BU DAYANIKSIZ İDDİALARA…”
Yavaş açıklamasına, “Bu komplo sürecinin devam etmesi için, dayanaksız iddialara çeşitli düzenlemelerle kılıflar uydurulacağı ve yargısal süreçlere müdahale edildiği/edileceği hususları kamuoyunda yaygın bir şekilde muarızlarımızca konuşulmaktadır. Bu süreci yakından takip ettiğimizin ve gelişme hakkında yakında kamuoyuna detaylı bilgi vereceğimizin altını çiziyorum” diyerek devam etti.
Mansur Yavaş’ın aynı zamanda sosyal medya hesabından da paylaştığı o açıklama şöyle:
“Benzer süreci 31 Mart yerel seçimleri öncesinde de yaşamıştık. Olayın asıl mağduru şahsım olmasına rağmen, seçimi kaybedeceğini anlayan rakibimin ve bazı çevrelerin tamamen algı oluşturma adına yürüttükleri bu çirkin kampanyanın kalıntılarını yaşıyoruz. Savcılığın ‘soruşturma açılmasına gerek yoktur' dediği bir hukuki süreç ile ilgili, Adalet Bakanlığının yaptığı görev değişiklikleri sonrası konunun seçim sonrası da yeniden gündeme gelmesi oldukça üzücüdür.
Hukuki açıdan yaptığı sahtekarlıklar kanıtlanmış, hakkında yüz kızartıcı suçlar dahil olmak üzere birçok konuda dava açılmış olan bu şahsa yapılan her desteğin, toplum vicdanında büyük yaralar açtığı ortadadır. Nitekim, bu mesnetsiz iddialara en büyük cevabı 31 Mart günü aziz milletimiz vermiş ve tüm bu karalama kampanyalarına karşı şahsımı Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine getirmiştir. Ben iki dönem Belediye Başkanlığı yaptım. Üç dönem ise T.C. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday oldum. Türkiye'de şeffaflık bildirgesini imzalayan ilk aday olarak, şahsımın ve ailemin mal varlığını da kamuoyuyla paylaştım. Bu anlayışım ömrüm vefa ettiği sürece değişmeden devam edecektir.
Adalet toplumun vicdanıdır. Hem hukuki açıdan, hem toplumsal açıdan defalarca yargılanan bu şahsın şu anda olması gereken yer bellidir. Aksine, yine hukuki ve toplumsal açıdan şahsımla ilgili ise olumsuz tek bir hüküm bulunmamaktadır. T.C. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine başlamamın üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen, yaptığımız çalışmaların kamuoyunda büyük bir takdir gördüğü bu dönemde yaşanan bu gelişmeyi, oldukça manidar olarak değerlendiriyorum. Göreve gelir gelmez, söz verdiğimiz üzere, sergilediğimiz şeffaf, denetlenebilir, israftan uzak, adil ve halktan yana belediyeciliğin birilerini rahatsız ettiği muhakkaktır. Bu komplo sürecinin devam etmesi için, dayanaksız iddialara çeşitli düzenlemelerle kılıflar uydurulacağı ve yargısal süreçlere müdahale edildiği/edileceği hususları kamuoyunda yaygın bir şekilde muarızlarımızca konuşulmaktadır. Bu süreci yakından takip ettiğimizin ve gelişme hakkında yakında kamuoyuna detaylı bilgi vereceğimizin altını çiziyorum.
Tutturduğumuz helal yoldan asla ayrılmayacağız. Halkımızın dünle bugün arasında karşılaştırma yapma imkanına kavuşmuş olması günah sahiplerini ürkütse de, onları seçim öncesi metotlara başvurmaya itse de, biz hukuktan ve doğru yoldan ayrılmayacağız. Artık onlar da halkımızın takdirine saygı duymalı ve Ankara'yı bundan böyle hazımsızlığın, komploculuğun, adaletsizliğin değil; dürüstlüğün, şeffaflığın, adaletin ve kardeşliğin yöneteceğini bilmelidir” ifadelerini kullandı.
31 MART SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE DE AYNI İDDİALAR GÜNDEME GELİMİŞTİ
31 Mart seçimleri öncesinde de AKP, Mansur Yavaş'la aynı iddiaları gündeme getirmişti. Yavaş hakkında, avukatlık yaptığı dönemde bir senetle mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı iddiasıyla “görevi kötüye kullanmak”, senedi veren kişiye ise çok sayıda mesaj göndererek “kişilerin huzur ve sükununu bozmak” suçundan son soruşturma açılmasını kararlaştırmıştı.