Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in düşüncelerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kabul ettirmekte zorlandığını, Merkez Bankası yönetiminin ise sessiz kalarak Şimşek'i yalnız bıraktığı, görünmeyen bir kriz yaşandığı iddia edildi.
'Düşük faiz' politikasına karşı çıktığı için Temmuz 2018'de kabine dışı bırakılan, ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni dönemde ekonominin başına geçmesi için ettiği ısrarlar sonucu yeniden Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturan Mehmet Şimşek'le birlikte rasyonel politikalara dönüş bekleniyordu.
Şimşek'e yakınlığıyla bilinen Hafize Gaye Erkan'ın başkanlığında geçtiğimiz ay yapılan ilk Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikaları Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi 650 baz puan artışla yüzde 15'e yükseltildi. Ancak bu, piyasa beklentilerinin altında kaldı. Tahminler, yüzde 2025 arasındaydı.
Merkez, seçimlerden sonraki ikinci faiz kararını perşembe günü açıklayacak. Piyasaların beklentisi bir kez daha politika faizinin yüzde 20'ye çıkarılması yönünde. İktidara yakınlığıyla bilinen köşe yazarları ise yüzde 16.517 arasına yükseltileceği izlenimini paylaşıyor.
10Haber yazarı Barış Soydan, ekonomi yönetiminde yaşananlara ilişkin olarak paylaştığı kulis bilgisinde şunları söyledi:
"(...) Bu durumun işaret ettiği şeyi yorumlamadan önce faiz kararlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kısıtlayıcı tavrının devam ettiği, Şimşek'in düşüncelerini kabul ettirmekte zorluk çektiği ve bu arada Merkez Bankası yönetiminin de sessiz kalarak Şimşek'i yalnız bıraktığına dair kulis bilgilerini paylaşayım.
Duyumlara göre bu haftaki toplantı öncesinde de bu durum devam ediyor. Para politikası tarafındaki kısıtlar bu kez mali politikalar cephesinde daha sert tedbirler alınmasına yol açıyor. Toplumda adeta infiale yol açan son zamların çok sert olmasının en temel sebeplerinden biri faiz kararları konusunda ekonomi yönetiminin alanının son derece kısıtlı olması.
Burada bir parantez açıp, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ziyaretinin olası sonuçlarına dair de bir not düşmek isterim. Şimşek’in göreve geliş sürecinde küresel finans merkezleriyle var olduğu iddia edilen bağlantılarının kaynak girişinde etkili olacağı söyleniyordu. Aslında kişisel ilişkilerin ülkeler arası ilişkilerde çok fazla etkili olması beklenemez.
Ama Şimşek'e dair böyle bir beklenti sadece piyasada değil iktidarda da oluşmuştu. Var olduğu söylenen ilişkilerden bugüne kadar bir sonuç çıkmamasının iktidar çevrelerinde yavaş yavaş bir hayal kırıklığı oluşturmaya başladığı yine konuşulanlar arasında. (...)"
halktv.com.tr