Gaziantep27.net adlı sitede köşe yazıları yazan gazeteci Ökkeş Özekşi bu haftaki köşe yazısına Suriyeli konusunu taşımış ve üniversite gençliğinin meslek edinmekten ve çıraklıktan kaçtığını söyleyerek Gaziantep'in meslek konusunda Suriyelilere muhtaç bırakılan bir şehir haline geldiğini söylemiş.
İşte Ökkeş Özekşi'nin o satırları:
ÜNİVERSİTE'DE MESLEKYÜKSEK OKULU ÇEKİŞMESİ
Bir süredir Gaziantep’te özellikle gençlerin meslek edinme yönündeki isteksizliğine, bunun yanısıra okulların yetersizliğine dikkat çekmeye çalışıyorum. Şehirdeki meslek liselerinin eski vasfını kaybetmek üzere olduğuna, Gaziantep Üniversitesi’nin ise yüksekokul seviyesinde karmaşık bir yönetim anlayışı sonrası doğru dürüst verim alamadığını dile getirmeye çalışıyorum. Çünkü planlama konusunda ne öğretim üyeleri, nede öğrenciler memnun değil. Parçalanmış ve bütünlükten uzaklaştırılmış bir anlayış elbette kör topal yürüyor.
Ama bu şehrin ihtiyacını karşılayacak düzeye erişmeyişi ciddi manada sıkıntı yaratıyor. Mesele şu; Üniversiteyi yönetenler ile Gaziantep Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu akademik ve öğretim bağlamında yılların emeğini kendi bünyesinde barındırırken, hiçbir akademisyenin ve öğrencinin fikri alınmadan bu okul dağıtılmaya çalışıldı.
Üstelik kampüs binaları yıkılmak istendi. OSB’deki Naci Topçuoğlu faaliyette ama buradaki ulaşım konusu başta olmak üzere dile getirilen sorunlar maalesef çözülemiyor. Çünkü Üniversite idaresi bu meslek Yüksekokulu’nun yöneticileriyle kavgalı. Siz böyle bir anlayıştan doğru dürüst verim alınacağını düşünebiliyor musunuz? Çok basit bir ulaşım sorunu, öğrenci ve akademisyenlerin yaşadığı rezalet verilen eğitimden nasıl randıman çıkartabilir ki?
KALFA USTA YETİŞMİYOR TEMBEL BİR TOPLUM YETİŞİYOR
Bu sorunun muhataplarıyla görüşüyorum elbette. GAÜN Naci Topçuoğlu Meslekyüksek okulu müdürü Sayın Hüseyin Bozkurt son derece iyi niyetli yaklaşımlarıyla ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor. Bir gün buraya gitmeye söz verdim ama bir türlü fırsat bulup ta gidemedim. Ama gidip oradaki ortamı koklamak istiyorum tabii. Şimdi ben bu yüksekokul işini bir kenara bırakıp esnafa da yer vermek istiyorum meslek konusunda. Bu konuda çok mesaj geliyor bana. Hatta Ali Kömürcü’nün bir açıklaması olmuştu gazetemize geçenlerde, bu belirsizlik ve mesleksizlik, Gaziantep esnafını Suriyelilere adeta mahkûm etmiş durumda.
Bakın sadece birisini paylaşırsam gerisini söylememe gerek kalmayacak. Bunu gönderen Gaziantep’te lokantacılıkta çok değerli usta İsmail Babacan. Kentin geleceği açısından endişesini dile getirmiş. Şöyle diyor İsmail usta: Ökkeş bey, memlekette usta, kalfa çırak yetişmiyor. Meslek okulları, sanat okulları çoğaltılmalı. Gerekirse sanat okuluna gidenler askerlikten muaf desinler. Yeter ki tüm meslek dallarında insan yetişsin.
İnanın Suriyelilerin eline bakıyoruz. Onlar da giderse vallahi çökeriz. Bakın Antep’te Fayans ustası yok, Duvar ören yok, su tesisatçısı yok, sulu yemekçi hiç yetişmiyor. Tornacı, tamirci dahil tüm mesleklerde elaman yetişmiyor. Bütün iş kollarında usta kalfa sıkıntısı var, çünkü çırak gelmiyor, çırak gelmeyince kalfa usta yetişmiyor. İnan tüm meslek dalları köreliyor. Yani kısacası tembel bir toplum yetişiyor. Aman ne olur bu işin peşini bırakmayın. Ben Ticaret Odasına da seslendim. Ne yapıp edip en kısa zamanda ciddi şekilde harekete geçilmeli.
SIRTINIZI NE KADAR SURİYELİLERE DAYARSINIZ Kİ?
Şimdi anladınız mı durumun vahametini. Bu şehirde meslek konusunda esnafından firmalarına, fabrikalarından büyük şirketlere kadar nitelikli eleman yetiştirme sıkıntısı çok büyük. Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi ile de konuştum o da aynı rahatsızlığı yaşıyor ve bazı teşebbüsleri olduğunu ama bunun şehrin bütünlüğü ele alındığında elbette yetersiz kalacağını ifade ediyor.
GTO Başkanı Tuncay Yıldırım ile bu konuda konuşamadım daha, ama o zaten yıllardır bu konuda çırpınıp duruyor. Yani anlayacağınız bu şehir meslek ustası konusunda kendi evlatlarını yetiştiremiyor ve Suriyelilere sırtını dayıyorsa, gerisini siz düşünün derim… Burada mutlaka belirtmem gerekiyor, eğer Suriyeliler olmasaymış, bu şehirde birçok esnaf çalıştıracak adam bulamazmış...
Yeniçağ