Mehmet Yılmaz’ın T24’teki “Servetin kaynağını öğrenene kadar soracağım” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Binali Bey, beni mahkemeye vererek korkutabileceğini ve bu soruları sormaktan vazgeçirebileceğini zannediyor; yanılıyor.
Binali Yıldırım, 20 Aralık 1955 günü, Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Kayı köyünde dünyaya geldi.
Fakir ailelerin, zeki ve çalışkan çocuklarının, üniversite sınavlarında iyi okulları kazanmaları eski Türkiye’de çok şaşılacak bir durum değildi. İTÜ’yü kazandı, gemi mühendisi oldu.
Mezun olduktan sonra siyasete girene kadar da kamu kesiminde çalıştı.
Eşi öğretmendi, geliri sınırlı bir memur ailesinde üç çocuk yetiştirmenin yükünü Binali Yıldırım ile paylaştı.
Binali Yıldırım’ın kaderini değiştiren olay, Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette yükselmeye başlaması oldu.
Birincisi belediye başkanı olunca, ikincisi de İDO Genel Müdürü oldu. Birincisi Başbakan olunca da “kadrolu Ulaştırma Bakanı”!
Binali Yıldırım’ın çocuklarının ani bir zihin açıklığına kavuşup, başarılı birer armatör olmaları da bu tarihten sonradır.
Bizde bir süredir böyle. Babaları bakan olan çocukların içindeki gizli kalmış iş adamı cevheri birden parlamaya başlıyor. Sonra kazanılan paraları saymaya para makineleri yetişmiyor.
Kimsenin kazandığında gözümüz yok.
Ama bir gazeteci olarak, hayatı boyunca geçim sıkıntısı çekmiş bir siyasetçinin çocuklarındaki bu ani zenginleşmenin kaynaklarını merak etmem normal.
Çünkü, bir demokraside gazetecilerin görevlerinden biri de budur.
Bu çocuklar, başkalarının çocuklarına göre neyi daha iyi biliyorlar ya da öğrenmişler ki böyle bir servet sahibi olabiliyorlar?
Gazeteci bunu öğrenip, kamuoyuyla paylaşmalı ki benzer durumdaki çocuklar da zengin olabilsinler!
Daha da önemlisi, bu servetin oluşması ile ilgili dedikodular var ise bunun aslını öğrenip, seçmenlerin kafasında tereddütler oluşmasını engelleyebilelim.
İnternette yaygın olarak göreceğiniz ve alenileşmiş iddialara göre Binali Bey’in çocuklarının 30’a yakın gemisi var.
Ve Binali Yıldırım, bakanlık, Başbakanlık, kazanılamamış iki büyükşehir belediye başkan adaylığından sonra şimdi de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmak üzere.
İddiaya göre makam arabası bile alınmış, ben uydurmuyorum, embedded gazetecilerin yazılarından okuduk.
Onun için benim kişisel merakımın ve başka çocukların da hayatını kurtarmaya çalışmak için iyi niyetli girişimlerimin de ötesinde Binali Bey, bu hesabı vermekle yükümlü.
Onun için çok kolay olmalı.
İlk günden beri verdiği servet beyanlarını yıl yıl açıklarsa zaten sorduğumuz soruların yanıtının bir bölümünü alırız.
Yanıtlarımızın ikinci bölümünü alabilmemiz için de çocuklarının işlerindeki bu gelişmenin tarihsel gelişimini açıklıkla anlatması gerekir.
İlk gemiyi alacak kaynak nereden bulundu, ilk gemi kaça alındı?
Bundan sonraki gemilerin alınışı nasıl gerçekleşti?
Kamu kaynaklarından kredi vs. kullanıldı mı?
Bu şirketlerin bazıları yurt dışında kurulu, neden? Şirketler ne kazandı, ne vergi ödedi?
Binali Bey, CB Yardımcısı olarak atanırsa ve asili iş göremez hale gelirse, 45 gün süreyle Cumhurbaşkanı yetkilerini de kullanacak.
Böyle makamlar dedikoduyu kaldırmaz.
Binali Bey, bunları sorduğum için beni mahkemeye vereceğine, şüpheleri giderecek açıklamayı yapmalı.
Dünyanın her yerinde böyle ani zenginleşmeler dikkat çeker ve söz konusu servetin nasıl oluştuğunun açıklanması gerekir.
Binali Bey, beni mahkemeye vererek korkutabileceğini ve bu soruları sormaktan vazgeçirebileceğini zannediyor.
Yanılıyor.
Sormaya devam edeceğim.”
https://www.abcgazetesi.com/binaliyildirimamalvarliginisormustuservet2002densonraolusmus44825