Artvin Hopa’da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011 yılındaki mitingi öncesi düzenlenen eylemde polisin sıktığı biber gazı sonucu hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümü ile ilgili "taksirle ölüme neden olma" suçlamasıyla 13 polisin yargılandığı davada gerekçeli karar açıklandı.
Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan gerekçeli kararda Lokumcu’nun biber gazından dolayı değil yaşadığı kalp sorunundan dolayı öldüğü ifade edildi. 13 sanığın yargılandığı davada polislerin yasalara uygun bir şekilde eylemlere müdahale ettiği protestocu grubun HES itirazı için değil iktidar karşıtı bir gösteri için eylem düzenlediği belirtildi. Ayrıca eylemcilerin Lokumcu’nun ölüm haberinin gelmesinden sonra eylemin şiddetini arttırdığı da vurgulandı. Avukatlar açıklanan karara itiraz edeceklerini belirtti.
Mahkemenin açıkladığı gerekçeli kararda Hopa’da düzenlenen eylemin çevreyi koruma amacı taşımadığı iddia edilirken duruma ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Gösterinin bir hak olan çevreyi korumak amacıyla iktidar partisi lideri olan Başbakan'a seslerini duyurtmak olmadığı, kendi siyasi görüşünden olmayan iktidar partisi liderinin Hopa'da yasal hak olan seçim dönemi miting yapması engellemek olduğu, basın açıklaması yapmak isteyen gruba basın açıklaması yapmak konusunda müsaade edildikten sonra, yüksek sesli müzik eşliğinde horon oynamaya başlayan bir takım göstericilerin tavrı dikkate alındığında kolluk güçlerinin de verilen emir doğrultusunda güvenliği sağlamak amacı ile PVSK m.16 kapsamında ve kademeli olarak güç kullandığı, dosya kapsamına bakıldığında somut olayın şartları ve eylem yapan grubun verdiği tepkilerin yoğunluğu değerlendirildiğinde kullanılan gücün orantılı ve mutlak zorunlu olduğu, kolluk kuvvetlerinin hukuka ve usule uygun bir biçimde güç ve biber gazı kullandığı, olay esnasında müteveffa Metin Lokumcu'nun fenalaşarak hastaneye kaldırıldığı, müteveffanın kurtarılamayarak vefat ettiği, bu vefat haberinden sonra eylemci grup tarafından verilen şiddet içeren tepkilerin daha da vahim bir hal aldığı görülmektedir”
Ayrıca Lokumcu’nun direkt biber gazına maruz kaldığı gerekçeli kararda kendine yer bulurken ölümün bundan kaynaklı olmadığının vurgulanması ifade edildi. Karar göre mahkeme Hopa Cumhuriyet Başsavcılığının adli muayene ve otopsi tutanağını dikkate aldığını söyleyerek şu ibarelere yer verdi:
Lokumcu’nun doğrudan biber gazına maruz kalmasına rağmen, ölene görüntü kayıtları ve otopsi tutanağı dikkate alındığında fiziksel bir müdahalenin bulunmadığı, mütevaffanını ölüm haberi alındıktan sonra bu hususun eylem yapanların anons etmesiyle taşkınlığın arttığı, yaralanan polis memurun hastaneye götürüldüğünde yaralıya müdahale edilmesini engellemek amacıyla hastane etrafında toplanılarak eylem yapıldığı, bu haliyle yoğun müdahalenin bu aşamada gerçekleştiği, mütevaffanın yoğun biber gazına maruz kaldığından bahsedilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.”
Kararın devamında yer alan ifadelerde Metin Lokumcu'nun ölüm sebebinin kendisinde mevcut olan kalpdamar ve akciğer hastalığına dayalı olduğu söylendi. Beraat kararının ise ölüm sebebi ile sanıkların fiilleri arasında illiyet bağının kurulmaması olarak değerlendirdi.
31 Mayıs 2011 günü Hopa’da, doğanın talan edilmesine, çaya kota konulmasına, HES’lerin yapılmasına itiraz etmek amacıyla yapılacak basın açıklamasına katılmak için Hopa Meydanı’nda bulunan Metin Lokumcu, yoğun kimyasal gaz kullanımı sonrası hayatını kaybetti.
Ölümünden 9 yıl 5 ay sonra, Aralık 2020’de, dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü ve müdür yardımcısı, Hopa İlçe Emniyet Müdürü, Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdürü ve o gün kimyasal gaz kullananlarla birlikte toplam 13 polisin “taksirle öldürme” (TCK 85) suçundan cezalandırılması istemli iddianame hazırlandı.
Dava, duruşma gününe bir gün kala Hopa’dan “güvenlik gerekçeleri” öne sürülerek Trabzon’a taşındı. Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi ikinci duruşmada görevsizlik kararı verdi. 10 yıl 28 gün sonra, 2021 yılında Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanıkların “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama sonucu ölümün meydana gelmesi” (TCK 256’nın yollamasıyla TCK 87/4) suçundan yargılanmaları için, dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verildi.
Davanın 11 Haziran'daki duruşmasında savcılık mütalaasını açıkladı ve yargılanan tüm sanıkla için ayrı ayrı beraat istedi. Mahkeme de mütalaaya uyarak tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
Kaynak: Gazete Pencere
Gerçek Gündem