MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Ankara'da eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesinin ardından partisine yöneltilen tepkiler üzerine açıklamalarda bulundu.
Twitter hesabından paylaşımda bulunan Semih Yalçın, “Ateş cinayetiyle ilgili, “Bahçeli, ne zamana kadar susacaksın? Mafyalarla fotoğraflar çekmeye devam edersen, yanındaki çocuklar da mafyacılık oynamaya başlar” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı.
Yalçın, MHP’nin mafya ve torbacılarla “işi olmayacağını” iddia etti ve "Eğer bu ülkede siyasi mafya varsa, ki var; başını CHP çekiyor. Öyle bir mafya ki yedi kocalı Hürmüz gibi… Herkese kırıtıp her kesime ilişiyor” dedi.
Yalçın şunları ifade etti:
“Kılıçdaroğlu ve yancıları aday belirleme sürecinde çuvalladığından, dikkatleri üzerlerinden uzaklaştırıp başka noktalara sevk etmeye çalışıyor. MHP’ye sardırma çabaları bu yüzden… CHP’nin başındaki çelimsiz ve çaresiz zat, ne zaman başı sıkışsa MHP’ye ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye en adi iftiralarla saldırıyor. Kemal Kılıçdaroğlu önce kendi söküğünü diksin, kendi ayıplarını örtsün, sonra başkalarında kusur ve eksik aramaya kalksın.
CHP’nin başı şunu bilsin: MHP’nin mafyayla, torbacılarla işi olmaz. Eğer bu ülkede siyasi mafya varsa, ki var; başını CHP çekiyor. Öyle bir mafya ki yedi kocalı Hürmüz gibi… Herkese kırıtıp her kesime ilişiyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun zerre kadar şerefi, haysiyeti ve namusu varsa; önce PKK’ya hangi sözleri verdiğini, Deva Partisinin başındaki çapsız âdemle birlikte ayrılıkçı Kürtlerin acentesi HDP’ye hangi bölücü taahhütlerde bulunduğunu açıklar."
"Ali Babacan isimli ne idüğü belirsiz zat, günlerdir Anayasa’da değiştirilmesi mümkün olmayan ilk 4 maddenin değiştirileceğini konuşuyor. Türkçe ile birlikte Kürtçe’nin eşit statüde yer alacağı iddiasını dile getiriyor. Babacan, bin yıldır Türk’e ait olan egemenliği başka unsurlarla paylaşmaya cüret ediyor.Aynen Kılıçdaroğlu gibi, demokratik özerklikten söz ediyor. Bu iki kendini bilmez, milletimizin asla kimseyle paylaşmayacağı egemenlik haklarını hangi yetki, hak ve cüretle taksime kalkışıyor?
Başkan Ahmet Vefik Paşa, birliğe mani olacağı gerekçesiyle azınlıklara ve Müslüman milletvekilleri dâhil, bütün üyelere “Bir an evvel Türkçe öğrenin.” diyerek ayar verirken, Cumhuriyet Türkiye’sinde Türkçeyle eşit statüde mahallî dil, hangi cesaretle gündeme getiriliyor? İlk Osmanlı Anayasası’nda bile Türkçe yegâne resmî dil iken; ayrılıkçıların, etnik toplulukların dillerini aynı statüye getirme gayreti neyin nesidir?
Kılıçdaroğlu ve Babacan'ın dili; ihanetin, bölücülüğün dilidir. CIA'in planlarının ifşası, Pensilvanya'nın, FETÖ hesaplarının itirafıdır. Hürmüz Hanım'ın nikâhsız kocaları, bize önce bunları açıklayın; sonra MHP'ye ayar vermeye cüret edin!”
Ankara'da eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş ve arkadaşı Selman Bozkurt, 30 Aralık'ta, Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi'nde motosikletli şüphelinin silahlı saldırısına uğramıştı. Başından vurulan Sinan Ateş, olay yerinde hayatını kaybetti, arkadaşı Bozkurt ise omzundan vurularak yaralanmıştı.
Cinayetle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında 18 şüpheli gözaltına alınmış, daha önce adliyeye sevk edilen 7 şüpheliden 6'sı 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan tutuklanırken, 1'i adli kontrolle serbest bırakılmıştı.
Ateş cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan ve firari tetikçi Eray Özyağcı’yı İstanbul’dan bir transporter araçla Ankara’ya getirdikleri belirlenen iki özel harekat polisinin ifadeleri ortaya çıkmıştı.
Polisler Aşkın Mert Gelenbey ve Murat Can Çolak, ifadelerinde 10 gün önce tanıştıkları tetikçi Özyağcı’nın kendisini farklı bir isimle tanıttığını öne sürerek, “Ankara’ya eğlenmek için gidecektik. Gerçek ismini sonradan öğrendiğimiz Eray Özyağcı bize ‘Hastam var, ben de sizinle gelebilir miyim masrafa ortak olurum’ dedi. Kabul ettik. Onu Ankara’ya bıraktıktan sonra bir iki eğlence mekanı gezdik, sonra İstanbul’a döndük. Eray’ın ismini ve tetikçi olduğunu gözaltına alınınca öğrendik” demişti.
Gerçek Gündem