Muharrem İnce’nin konuşmasından satırbaşları şöyle;
“Meydanlarda çöplük, tezek diyenler var. Bunlara cevap vermeyeceğiz, testinin içinde ne varsa o akar.”
“Ak Partili kardeşlerim size sesleniyorum. Eğitimin canına okudular. O tezek desin, ben gelecek diyeceğim gelecek. O çöplük desin, ben kuantum diyeceğim, uzay madenciliği, nano teknoloji diyeceğim. Eğer Türkiye bu yılları kaçırırsa, emin olun 100 yıl yoksul kalır.”
“Benim çağrım da tıpkı Mevlana'nın çağrısı gibi. Türkiye'yi barıştırmak, uzlaştırmak, bir büyük şemsiye altında toplamak, korku yerine umut, nefret yerine sevgi, çatışma yerine uzlaşma demek için gel diyoruz, gel.”
“GENÇLERE SÖZ VERİYORUM… İŞ BULAMADIN, İKİ YIL DAHA KREDİ ALMAYA DEVAM EDECEKSİN”
“Gençlere söz veriyorum. Üniversiteyi bitirdin, iş bulamadın. İki yıl daha kredi almaya devam edeceksin. Sınava giriyor çocuklar, para istiyorlar. 81 milyonluk bir devlet çocuklarına sınav yapmak için para alıyorsa yazıklar olsun. Müzeleri gezmek, tarihimizi kültürümüzü çocuklarımızın öğrenmesi; eğitimin bir parçasıdır. Cumhurbaşkanı olduğumda öğrenci kimliğini gösteren herkes müzelere bedava girecek.”
“Gençler, Türkiye’de güneş enerjisi deyince akla Konya geliyor. Bu bizim geleceğimiz. 100 enerji harcıyorsak potansiyelimiz 130. Tükettiğimizi üretiriz, 30 da artar. Ama depolamak zor iş. Her yıl 10 bin öğrenciyi yurtdışına göndereceğiz; tahsillerini artırsınlar, bu işi öğrensinler. Bilgisayar mühendisi sayısını 10 katına çıkaracağız. Bütün bunları her beraber yapacağız. Kavga etmek, bağırıp çağırmak yok. Mevlana gibi.. Kürt, Türk, Alevi, Sünni; gel kardeşim.”
“WASHİNGTON’DAKİ O BÜYÜKELÇİ’Yİ ÇEKİN”
ABD’yi kınıyoruz buradan. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlere sesleniyorum. Çekin Washington’daki o elçiyi. Müslümanlar Filistin’de öldürülürken, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler daha aklı selim davranmalıdır. Allah’ın izniyle Tayyip Erdoğan’ın koltuğuna ben oturduğumda onun verdiği sözlerin takipçisiyim. 2013’ten beri Gazze’ye gideceğim diyordu. Gidemedi. Size söz veriyorum, beni cumhurbaşkanı yapın Gazzeye gideceğim.
“ÇİFTÇİYE BORÇ ÖDENECEK… ÇİFTÇİ HAK ETTİĞİ YERE GELECEK”
“Türkiye Cumhuriyeti, çiftçiye olan borcunu ödeyecektir. Mazotu ya 3 lira yapacağız, ya da 3.5 lira yapacağız. 2.5 lira yapamayız, doğruya doğru. Yapabileceğimizi söyleyeceğiz.”
“Buğdayın ana vatanı Türkiye. 20 milyon ton üretiyoruz, 5 milyon ton da dışarıdan alıyoruz. Yani, 1 milyar dolarlık buğday alıyoruz. Ya bu parayı dışarıya vereceğine, Suriyelilere vereceğine çiftçiye versene. Türkiye, saman alıyor, et, bezelye, nohut alıyor. Yazıktır günahtır. Yerel besleneceğiz yerel. Çocuklarımız GDO’lu yiyecekler yemeyecek. Yerli tohumları yeniden ihya edeceğiz. Yaşı 50’nin üzerinde olanlar bilir. O domateslerin, salatalıkların kokusunu özlediniz değil mi? Bunlar öyle vicdansız, merhametsiz insanlar kı; kuş gribi diyerek köylünün elinden tavukları bile aldılar. Köylü çocuğu olarak; çobanlık yapmış, ekin tarlalarında büyümüş, trakttörü römorkla geri geri yanaştıran biri olarak size söz veriyorum; bu köylü milleti, bu çiftçi hak ettiği yere gelecek. Söz veriyorum size!”
“2002’de milletvekili oldum. Rahmetli babam kamyoncuydu, celepti aynı zamanda. Kurban bayramı sabahı babamın evindeyim, tek tek gelip sattığı insanlar kurbanlıkları alıyor. Dedim ben ahıra girecek miyim. Dedi ki gireceksin. Dedim, ama milletvekili oldum. Dedi ki, vallaha baban takmaz onu. Milletvekiliyken ahırı temizlemiş biri olarak bu çiftçinin sorununu çözeceğim ben.”
“ADİL YARGI GEREKİRSE BENİ, GEREKİRSE ERDOĞAN’I YARGILAYACAK”
“Bana soruyorlar ‘Göreve geldiğinde Erdoğan’ı yargılayacak mısın?’ Hayır. İlk önce adil yargı sağlayacağız. O yargı gerekirse beni, gerekirse Erdoğan’ı yargılayacak.”
“İlk dönemine çıraklık, ikinciye kalfalık, üçüncüye ustalık dönemim demişti. Bir de emeklilik dönemim desin, bir şey olmaz. Bunu hep birlikte başaracağız.”
“Burada herkesin buğdayla yakın ilişkisi var. Geçen sene mazot mayısta 4.5 liraydı, şimdi 5.73. Buğdaydaki artış yüzde 11 artmış, mazot fiyatı yüzde 27 artmış. Geçen yıla göre daha fakirsin değerli Konyalı. Ekonomi iyi gidiyor diyor. E nasıl iyi gidiyor? Enflasyon yüzde 10’un üzerinde, gençlerde işsizlik yüzde 20, kime sorsan kirasını ödeyemiyor. Bunların verdiği değerler başka ülkelerinkiyle karışmış, Kemal Sunal filmlerindeki gibi.”
“SEN BU FAKİR MİLLETİN YAPTIKLARINI 15 SENE DE SATTIN”
“Böyle giderse bu ülke kalp krizi geçirecek. Diyor ki, ben bir manifesto hazırladım. Manifesto, ben gelecekte şunları, şunları yapacağım demektir. Ya senin 16 senedir aklın nerdeydi? İngiltere’de dedi ki, faizleri 24 Haziran’dan sonra düşüreceğiz. Doğru söylüyor, benim geleceğimi o da anladı. Kendisi düşürseydi, zaten 16 senede yapardı.”
“Bu milletin toprağını, suyunu, şeker fabrikalarını elinden almışlar. Eyy diyor cehape köprü yaptın mı? Ben sana sorayım sen hiç şeker fabrikası yaptın mı? Sen bu fakir milletin yaptıklarını 15 sene de sattın.”
“Bana, Muharrem İnce sana oyumuzu verelim de, ülkeyi yöneteceğini nereden bilelim diye sorabilirsiniz. 3 Kasım 2002’de milletvekili oldum. 16 yıldır aralıksız hiç milletvekili seçilen 7 kişi var. O 7 kişiden biri benim. Cumhuriyet tarihinde 2 milletvekili olan bir ilden 5 dönem arka arkaya seçilen benden başka kimse yok. Sayın Erdoğan, Mart 2003’te milletvekili oldu. Benden 5 ay sonra. Bir günlükken başbakan oldu. Ey aziz Türk milleti, bir günlük vekile başbakanlığı veriyorsun da bana cumhurbaşkanlığını mı vermiyorsun.
“OKUL ARKADAŞLARIMLA GİDİP TRANSKRİPTİMİ ALACAĞIM”
“Diplomanı göremedik, göster derseniz. Acelesi yok. Onu okul arkadaşlarımla birlikte, mezun olduğum okula gidip, transkriptimi alıp geleceğim.”
“BEN GARİBAN KALDIM DA O NASIL ZENGİN OLDU?”
“Bana gariban cumhurbaşkanı adayı dedi. Valla doğru, yalan yok. Hep yüksek maaş aldık, o da aldı, ben de aldım. Bu fakir millet verdi bize. Ben gariban kaldım da, o nasıl zengin oldu. Yoksa haram helal ver allahım, garip kulun yer allahım mı oldu? Aslında ben çok zenginim biliyor musunuz? Neden çok zenginim? Edirne’de miiting yaptım, sonra kalktım Hakkari’de yaptım. Hakkari’de meydanda Türk bayrakları vardı, İzmir Marşı çalınıyordu. Ve bütün Hakkarililer bağrına bastı beni. Oradan Rize’ye, Rize’den Antalya’ya; 81 milyonu seviyorum ben, hiç ayrım yapmadan.”
“BENİM KIZ KARDEŞİM 12 YAŞINDAN BERİ BAŞÖRTÜSÜ TAKIYOR”
“Utanmaz adam bunlar! Muhafazakar kardeşlerime diyor ki, senin başörtünle uğraşır. Benim kız kardeşim 12 yaşından beri başörtüsü takıyor, 40 senedir. İnsan kız kardeşinin başörtüsünü çıkarır mı? Bu ülkede isteyen istediği gibi giyinecek, bizi hiç ilgilendirmez. İster evinde, ister sokakta, ister devlet dairesinde taksın. Böyle bir sorunumuz yok. Bunlar yalancıdır.” (İnce Başkan… İnce Başkan sloganları atıldı)
“Artık dilimizde şunlar olacak. Sen, ben, o yok; biz olacağız. Bu milleti birleştireceğiz, ayağa kaldıracağız. Fransa kutsal kitabımıza laf ediyor. Türkiye’nin Batı’ya, emperyalistlere karşı, Fİlistin’de işlenen insanlık suçlarına karşı dik durabilmesi için önce 81 milyonun bir araya gelmesi lazım. Önce biz beraber olacağız. 3B: Barışacağız, büyüyeceğiz, bölüşeceğiz! Slogan şu: Her aileye ev, her eve iş! Bunu yapabiliriz.”
“Avrupa’nın en genç nüfusu, bereketli topraklar, madenler, ovalar, akarsular bizde. Her şeyimiz var Allah’a şükür, sadece kötü yönetiliyor. Çalıyorlar ey aziz milletim, senin paranı çalıyorlar!”
“PARANIZI DA, SINAV SORUNUZU DA, OYUNUZU DA ÇALDIRMAYACAĞIM”
“En değerli varlığımız çocuklarımız. Ak Parti’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. Tam 12 sene çocukların sorularını çalmışlar FETÖ’yle beraber. Size bir fizik öğretmeni olarak söz veriyorum. Hazine’den paranızı da çaldırmayacağım, çocukların sorusunu da çaldırmayacağım, sandıkta oyunuzu da çaldırmayacağım.”
“AVUKAT ARKADAŞLARIMIZ CÜBBELERİNİZİ HAZIR TUTUN”
“Az önce cübbeli avukat arkadaşlar gözüme çarptı. Avukat arkadaşlarımızı alkışlayabilir misiniz…”
“Şöyle bir korku var. Diyor ki, sandığa gidiyoruz oy kullanıyoruz, YSK’da işi hallediyorlar. 24 Haziran günü Muharrem İnce Yalova’da oyunu kullanacak. Sonra atlayıp arabaya Ankara’ya gideceğim. O YSK üyelerini Konya’dan uyarıyorum. İşinizi adam gibi yapın, doğru yapın, talimat altına girmeyin, tarafsız olun. Avukat arkadaşlarım, cüppeleriniz arabanızda gezin, sizi hemen davet edebilirim. Ey YSK üyeleri alavere dalavere içine girmeyin, abudik gubidik işler içine girmeyin. Türkiye’nin dört bir sokağına fotoğrafınızı asarım, insan içine çıkamazsınız. Ali kıran baş kesen misiniz! Türkiye’nin tapusunu mu verdik size!”
“İLK İŞİMİZ OTİZMLİ ÇOCUKLAR”
“Cumhurbaşkanı olduğumda ilk işim otizmli çocuklar. 350 bin otizmli çocuk var. Bunların 21 bini eğitim alıyor. Bunu hemen çözeceğim hemen!”
“İlk işimiz yine yüksek yargı. Çay toplamayan, düğme iliklemeyen bir yüksek yargı. O yargıçlar ayağa kalkmayacak! O yüksek yargıçlar cumhurbaşkanı dahi olsa ayağa kalkamazlar, kalmamalılar. Ayağa kalkmayan, namuslu yargıçlar bulacağız.”
“GENÇLER CUMHURBAŞKANINI SONUNA KADAR ELEŞTİRECEKSİNİZ”
Gençler, evlatlarım, kardeşlerim size sesleniyorum. Bir öğretmen edasıyla, gerektiğinde sus bakayım diyerek. Onun beni eleştirmesine fırsat vererek. Yapamıyorsun Muharrem İnce dediğinde kızmayacaksın. Gençler, size özgürlük vadediyorum Twitter’da. Sonuna kadar eleştireceksiniz! Cumhurbaşkanını eleştirdiniz diye sabahın köründe evinize polisler gelmeyecek. Ben milletime hakaret etmeyeceğim, tezek, pislik demeyeceğim; milletim de bana hakaret etmeyecek.
“BU MİLLETE BORCUM VAR, O BORCU ÖDEYECEĞİM”
Kime sorsan, danışmanlara falan; söyleme der. Ben doğal adamım, söyleyeceğim. Çocuklarınızın okullarda temiz tuvaletlere girmesini istiyorum. Bunu başaracağız. Bu fakir millet, bir kamyon şoförünün oğlunu cumhurbaşkanı adayı yaptı. Benim size borcum var, bu borcumu ödeyeceğim. Sizden istediğim bir avuç pirinç; o bir avuç pirinçle bir kazan pilav yapacağım, hiç kuşkunuz olmasın.
Ben bu meydanda daha önce miting yaptım. Şimdiki havayı da gördüm. Helal olsun hepinize!
Muharrem İnce konuşmasına dünya tarihinin en büyük askeri dehalarından biri olarak kabul edilen Cengiz Han’a ait ‘Bir çivi, bir nalı… Bir nal, bir atı… Bir at, bir yiğidi… Bir yiğit, bir memleketi kurtarır!..’ sözünü mitinge katılanlara tekrar ettirerek ‘helal olsun’ size diyerek bitirdi. Mitingi izlemeye gelen vatandaşlarla selfie çektiren Muharrem İnce daha sonra miting yerinden ayrıldı.
Bir liseli kız öğrenciyi sahneye çıkartan Muharrem İnce, “Seninle beraber yöneteceğiz bu ülkeyi” dedi.
https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/sondakikamuharremincekonyadahalkahitapediyor2406947/