Gezi davası kararları sonrası sinemacılardan 'Bu hukuksuzluğa seyirci kalmayacağız' başlıklı bir metin yayınlandı. "Gezi sürecinde neredeysek aynı yerdeyiz" denilen metni birçok sektör çalışanı imzaladı.
Sinemacılar karara bağlanan Gezi davası sonrası bir metin hazırlayarak imzaladı. Aralarında Müjde Ar, Nur Sürer, Ercan Kesal, Menderes Samancılar, Serra Yılmaz, Ahmet Mümtaz Taylan, Rutkay Aziz, Tolga Karaçelik, Yeşim Ustaoğlu, Nazan Kesal, Perihan Savaş, Halil Ergün, Emin Alper, Mehmet Günsür, Ferzan Özpetek, Berkun Oya, Onur Saylak, Fatih Akın, Şevket Çoruh, Damla Sönmez, Hale Soygazi, Kaan Urgancıoğlu, Hazar Ergüçlü, Berkay Ateş, Melisa Sözen, Ekin Koç, Mehmet Aslantuğ, Özge Özpirinççi, Mert Fırat, Pınar Deniz, Sevil Demirci, Meltem Cumbul, Öner Erkan, Funda Eryiğit'in bulunduğu 177 sinemacı, sektör emekçilerini imza vermeye davet etti.
İmzacılardan olan oyuncu Müjde Ar, Halk TV'de Can Coşkun ile Haber Masası'na konuştu. Ar, "Kararın açıklandığı gece biz eşimle beş dakika nefes alamadık. Daha önce beraat etmiş arkadaşlarımız 18 yıl ceza almıştı. Dilimiz tutuldu, hareketsiz kaldık" diye konuştu.
Ar şunları söyledi:
Şimdi biz yargının bağımsız olmadığını biliyoruz. Eşimle ben, Osman Kavala'nın korku atmosferini canlı tutmak için seçime kadar tutulacağını düşünüyorduk ama bu sonuçla gerçekten şoke olduk. Aslında bu karar Kavala'nın idam kararıdır. 12 Eylül'deki 'Asmayalım da besleyelim mi' kafasıdır. Taksim Dayanışması'nın da yargısız infazıdır. Toplumun demokrasiyi savunan muhalif kesimleri seslerini çıkarmasın diye ölümle korkutuluyor. Haklarında hiçbir somut delil olmayan suçsuz insanlar kuytu hücrelere tıkılacak, hapislerde çürüyecek ve bizimde vicdanlarımız uyuyacak öyle mi? Yok böyle bir şey.
Neydi Gezi? 80 ilde milyonların katıldığı kente, ülkeye, yeşile, özgürlüklere sahip çıkma ruhu ve tamamiyle barışçıl bir protestoydu. Buradan bir canavar, canavarlar yaratıldı. Gözümüzün önünde oynanan oyunları aklı başında bütün insanlar algılıyor. Moraller bozuldu bu doğru ama mahkeme kararıyla bozulan moralimiz dün sağ partilerin özellikle de kadın olduğu için önemsiyorum. Akşener'in muhteşem açıklaması bizlere bir nefes aldırdı. Konuşmadaki siyasi bağlantı çok önemlidir. Bu olayların başını hatırlarsak bir Topçu Kışlası meselesi vardı. Bu olaylar oradaki yeşili koruyalım diyen muhalif, masum tamamen demokrat insanların kente sahip çıkmasıyla başladı.
Diğer sağ partilerinde konuşmalarını önemsiyorum. Abdullah Gül bu kadar hukuksuzluk karşısında neden konuşmaz diye düşünüyordum. Bu açıdan Abdullah Gül'ün çıkışı da çok önemlidir. Bu açıklamalarla ülkenin sahipsiz olmadığını hissettik. Metinde de belirttiğimiz üzere bu hukuksuzluğun karşısında gezi ruhuyla dimdik duruyoruz. Vicdanlı insanları da bu duruşa davet ediyoruz. Bizler, sinemacılar, kadınlar ve laik cumhuriyetimizin bireyleri olarak bu hukuksuzluğu tanımıyor, korkmuyor ve sinmiyoruz.
Bu noktada umudumuzu da asla kaybetmeyeceğiz. Cezaevindeki arkadaşlarımız yalnız değildir, onlarla birlikteyiz. Bu günler geçecek, gönlümüzü ferah tutalım yeter ki direncimizi kaybetmeyelim.
halktv.com.tr