Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde kaybolduktan 19 gün sonra çuval içerisinde dere kenarında ölü olarak bulunan Narin Güran soruşturmasında annesi ve ağabeyi dahil 9 kişi için tutuklama talep edildi. Narin'in annesi ve ağabeyi için tutuklama talep gerekçesinin 'Kasten öldürme suçuna iştirak etmek' olduğu öğrenildi. Soruşturma kapsamında Narin'in babası, halası ve kuzenleri dahil 13 kişi serbest bırakıldı. 14 saat boyunca üç savcı tarafından çapraz sorguya alınan şüpheliler suçlamaları reddetti, aile olarak mağdur olduklarını ve bir anda şüpheli olduklarını belirtti.
Gazeteci Altan Sancar, SÖZCÜ TV'de Serap Belovacıklı ile Aklın Yolu programında, Narin Güran'ın annesinin ifadesini paylaştı. "Annesinin ifadesinden bir bölümü paylaşayım" diyen Sancar'ın aktardığına göre, Narin'in annesi ifadesinde şunları söyledi:
* "Narin'in ölü olarak bulunduğunu biliyorum. Kocama Narin'in kaybolduğunu söylemedim. Ancak köyden biri kocamı arayıp Narin'in kaybolduğunu söylemiş. O da beni aradı ve 'Narin nerede?' diye sordu. Ben de 'bilmiyorum' dedim ve kocam telefonu kapattı. Saat kaçta aradı, bilmiyorum. Gün içerisinde telefonda kız kardeşlerimle konuştum. Kendileriyle sabah konuşmuştum.
* Narin'in kaybolmadan önce komşum S. ile konuşmuştum. Ona misafirlerinin gelip gelmediklerini ve elbiseleri yıkamak için makinesinin müsait olup olmadığını sormuştum. S. ile uzun süreli konuşmamıştım. S. ile sadece bir kere konuştum. Ona da sadece kendilerine geleceğimi söyleme hususunda konuşmuştum.
* Sabah S.'yi bir kez aradım. S.'nin sabah beni aradığını hatırlamıyorum. Sadece benim onu bir kere arayıp elbiseleri yıkamayı söylediğimi hatırlıyorum. Y.G. ismini başka bir şekilde değiştiren kardeşim olur. Kendisiyle her gün konuşurum. Kendisini ben aramıştım. O sırada R. ile beraber bana geleceklerini söylemişti."
İfadesinde saat 09.39, 19.31 ve 19.34 sıralarında bir numaralı hattın kullanıcısı H. ile yaptığı görüşmelerde neler konuşulduğunun sorulması üzerine, Narin'in annesi "09.39'da H.'yi elbiseleri yıkamak için aramıştım. O da bana 'Elbiselerini getir' demişti. Kendisini bu yüzden aramıştım. 19.31 ve 19.34'de Narin için iki defa üst üste aramıştım" dedi.
Saat 12.30'da S.'nin kendisini aradığı sorulan Narin'in annesi "Bu sırada S.'nin evinde bulunduğum sırada çocuklarım bana ulaşmak için S.'nin telefonunu aramıştır. Oraya gitsem telefonumu evde bırakırım" dedi.
Narin'in annesi, S.Ç. ile 13.30 sıralarında yaptığı görüşmenin sorulması üzerine "S.Ç. kız kardeşim olur. Kendisinin kimlikte adı... Kendisine R. deriz. Kendisiyle konuştuğumda o Bismil'deydi, ben kendi evimdeydim. R. o sırada Yasemin'in evinde bulunmaktaydı. Yasemin'in evi de Bismil'de bulunmaktadır" dedi.
Narin'in annesine telefon görüşmelerinin tamamının sorulduğunu aktaran Altan Sancar, "Sonunda ilginç bir nokta var. Orayı aktarayım. Az önce dedi ki 'Narin'in kaybolduğunu eşime söylemedim' diyor. Düşünüyorum, çocuğunuz kaybolsa ilk arayacağınız kişi kimdir? Uzaktaki eşiniz değil midir? Ararsınız ve dersiniz ki 'Yetiş, Narin yok'. Ama aramıyor, köyden bir başkası arıyor. Saat 17.42, 19.25 ve 19.28'de eşi Arif Güran ile yaptığı konuşmaların içerikleri soruluyor kendisine.
* Anne şöyle bir cevap veriyor: '17.42'deki konuşmayı hatırlamıyorum. Görüşmeyi çocuklarım yapmış olabilir. 19.25'te kendisiyle yemeği sormak için çocuklarım aradı. Batman'da köyde olduğunu söyledi. 19.28'te ise kendisi beni arayarak Narin'in kaybolduğunu duyduğunu, nerede olduğunu sordu ve kapattı'.
* Anlaşılmayan nokta şu: Narin 15.15'ten sonra yok. Çocuk kuran kursundan çıkıyor, 4 saat neredeyse ortada yok. 4 saat boyunca çocuğunuzu merak etmiyorsunuz. Bu sırada onlarca telefon görüşmesi yapıyorsunuz. 'Narin eve gelmedi, sizde mi?' diye merak edip sormuyorsunuz. Hiçbir şekilde sormuyorsunuz. Eşiniz sizi arayıp diyor ki 'Narin'in kaybolduğunu duydum, doğru mu?'"
SÖZCÜ editörü Bedri Can Özbey, SÖZCÜ TV canlı yayınında Narin'in ağabeyi Enes Güran'ın ifadesini aktardı. Özbey, şunları söyledi:
* "Ağabeyin savcılık ifadesi elimize ulaştı. Özellikle olay günü soruldu ağabeye. Olay günü çok yorgun olduğunu ve saat 16.00'ya kadar uyuduğunu söyledi. Uyandığında ise kardeşi Narin'in kayıp haberini aldıklarını ve 16.30 sırasında aramaya başladığını söylüyor. Ancak bir kere daha ifade etmekte fayda var. Abi jandarmada verdiği ifadeyi değiştiriyor savcılık ifadesinde. 'O tarihte vermiş olduğum ifadeyi tam olarak hatırlamıyorum.' O gün olanları tam olarak hatırlamasa da 16.30 sırasında Narin'i aramaya başladığını ifade ediyor.
* Kendi cep telefonunda annesi ile babası arasındaki görüşmenin detayları soruluyor. Ağabey 'Telefonum yukarıda. Beyan ettiğim gibi annem babamı aramak için benden telefonumu istemişti ancak o sırada kapandı. Kayıtlarda neden bu şekilde göründüğünü bilmiyorum' ifadesini kullandı.
* Ağabeye WhatsApp görüşmeleri soruldu. 'Sormuş olduğunuz WhatsApp görüşmelerini hatırlamıyorum. WhatsApp üzerinden olay günü kimseyle görüştüğümü hatırlamıyorum. Zaten şarjım azalmaya başladığı için eve doğru gitmiştim. O esnada da kimseyle konuşup konuşmadığımı hatırlamıyorum. Babası, ağabeyi ya da kardeşiyle WhatsApp üzerinden konuşup konuşmadığı konusunda ise 'Bilmiyorum, hatırlamıyorum' ifadelerini kullandı.
* Olay sonrasında ağabeyin gözünde bir morluk oluşmuştu. Savcılık ifadesinde o morluk soruldu. 'Aramaların ikinci günü akşam karanlık saatlerde Narin'i mısır tarlasında arıyordum. O esnada mısır koçanları vücudumuzun her yerine çarpıyordu. Daha sonra bir hastanede kimliği belirsiz, Narin olduğu değerlendirilen bir çocuk ihbarı olduğunu söylediler. Hemen amcam Barış Güran'ın aracıyla hastaneye gittik. Gittiğimizde kimliği belirlenmiş ve ambulansa konulan birisi vardı. O yüzden Narin olmadığını anladım ve köye geri döndük. Döndüğümüzde üzüntüden kendime birkaç defa yumruk attım. Morluk mısır çöplerinden mi yoksa kendimi yüzüme doğru attığım yumruklarından mı kaynaklandığını tam olarak bilmiyorum. Ancak sinirden her iki elimde, yüzümde yüzüme doğru vurduğum için ve diğer gözümde de bir morarma olmadığı için büyük ihtimalle mısır tarlasında bir elimde telefon ışığını tutarken arama yaptığım için mısır koçanlarının ve çöplerinin gözüme değmesiyle oluşmuş olabilir ancak emin değilim' ifadelerini kullandı.
* Bir görüşme tutanağında gözündeki morluk için bulunduğu bunalımda kendisine zarar vermesiyle olduğuna ilişkin kolluk birimlerine olan beyan soruluyor. Yani jandarmadaki ifadesi soruluyor. İlk ifadesinde morluğun kendine zarar vererek yaptığını söylüyor. O soruya savcılık ifadesindeki yanıtı ise 'O dönem tam olarak farkında değildim ancak Adli Tıp'a götürüldüğümde küçük küçük kesikler de olduğu söylenince mısır tarlasında oluşabileceği o şekilde aklıma geldi ve sonrasındaki ifadede de o şekilde belirttiği' şeklinde.
* Kolunda bulunan ısırık izi sorusuna da 'Hatırladığım kadarıyla Narin'in kaybolduğu üçüncü gün evimize gelenler oluyordu ve evde herkes ağlamaya başladı. O an çok üzülmüştüm. Ağlarken babamın beni görerek üzülmesini istemediğim için kolumun üzerine kapanarak ağlamıştım. O esnada sinirden kolumu ısırdım. Isırık izi bu sebeple oluştu. Kesinlikle kolumu kardeşlerim ya da başka biri herhangi bir sebeple ısırmadı' yanıtını verdi.
* Tırnak izi sorusuna da 'Sırtımı kesinlikle kimse tırnakla çizmedi. Kimseyle kavgam ya da tartışmam olmadı. Tahminimce kardeşimi arama esnasında yorgunluktan sırtımızı duvarlara yaslamamız, yıkık evlere sürtünerek girmemiz gibi durumlarda kaynaklanmış olabilir. Söz konusu izlerin üç kişi tarafından yapılmış olabileceği şeklindeki durumu kesinlikle kabul etmiyorum' cevabını verdi.
Sözcü