Anasayfa1
09 Kasım 2024 ( 10 izlenme )
Reklamlar

Narin Güran davası: Avukatlardan davanın seyrini değiştirecek sorular...


Diyarbakır’da, kaybolduktan günler sonra cansız bedeni dere yatağında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin davanın duruşması devam ediyor. Diyarbakır Eski Baro Başkanı Nahit Eren, Narin Güran’ın bir bacağının su dışında kaldığını söyledi. Tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar’a cansız bedeni öncesinde başka yere gömüp gömmediği soruldu. Bahtiyar çelişkili ifade verdi. Öte yandan Savcı tutukluların tutukluluk halinin devamını talep etti



Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni Eğertutmaz Deresi kenarında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti duruşmasına üçüncü günde devam edildi.

Duruşma öncesi tutuklu sanıklar, yoğun güvenlik önlemleri altında yeniden adliyeye getirildi. Güran ailesinin tanık ve yakınları, adliyeye toplu şekilde alındı. Güran ailesinden 9 kişi, tanık olarak dinlenecek. Diğer yandan ailenin talebi üzerine, olay günü bölgeyi gören ve Arif Güran'ın evinin karşısındaki Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin güvenlik kameraları, mahkemeye sunulmak üzere hazırlandı. Hazırlanan görüntüler, bugünkü duruşmada izlenecek. Baba Arif Güran, cinayeti aydınlatacak en önemli delilin askeri üs bölgesindeki kameraların olduğunu söylemişti.

"NEVZAT'A BAKMA UYARISI"

Diyarbakır'da öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran'ın davasının ilk duruşması, üçüncü gününde devam ediyor. Tanık Rubbettin Kaya, ifadesini verirken Nevzat Bahtiyar’a dönerek "Doğru mu Nevzat?" diye sordu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı "Tamam, bana bak, Nevzat'a bakma" diye uyardı.

NEVZAT BAHTİYAR'I KÖŞEYE SIKIŞTIRACAK SORU

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Nahit Eren, Narin'in cansız bedenini göle bırakan Nevzat Bahtiyar'a  "Su içinde olan ceset nasıl olur da karasal larvalar taşır?" diye sordu. 

NAHİT EREN: ALACAĞIM CEVABI ALDIM

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Nahit Eren, Nevzat Bahtiyar'a "Az önce bir kısmı dışarıda kaldı dedin" diye hatırlatma yaparak Narin'i göle bıraktıktan sonra orada ne yaptığını sordu. Bahtiyar 'İp aradım' diye cevap verdi.  Nahit Eren'in "Dışarıda kalan kısmı bildiğimiz kadarıyla bacağı.." dedikten sonra Bahtiyar hatırlamıyorum dese de Eren'in 'O kısım toprakta mı yoksa suyun üstünde mi kaldı' diye sormasına "Suyun üstünde kaldı" diye cevap verince Nahit Eren, Mahkeme Başkanı'na dönüp "Ben alacağım cevabı aldım" dedi.

DAVA BAŞLADI

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Narin duruşması, 3. gününde başladı. Mahkeme heyeti, sanıklar, tanıklar, avukatlar ve izleyiciler yerini aldı.

NEVZAT BAHTİYAR VE ARİF GÜRAN ARASINDA ARABA MESELESİ

Tanık Cahit isimli kişi Nevzat Bahtiyar ve Arif Güran arasındaki araba meselesini anlatıyor:

“Nevzat ile Arif Güran araba meselesi yüzünden beni çağırdı. Önce Nevzat anlattı, sonra Arif Güran anlattı. Araba Nevzat’a aitti. Nevzat’a para ödemesi gerektiğini söyledim. Ödemeyeceğini söyledi.”

Mahkeme Başkanı: "Nevzat, 'yakacağım ortalığı, ödemeyeceğim' dedi mi?"

Tanık Cahit: "Salim Güran dedi ki, '10 bin lira ben, 10 bin Arif ödesin, 50 bin Nevzat ödesin' dedi."

Mahkeme Başkanı: "Nevzat kabul etti mi?"

Tanık Cahit: "Önce param yok dedi, sonra kabul etti."

Mahkeme Başkanı: "Yani çıkarken, 'ben bu paranın hesabını sorarım' dedi mi?"

Tanık Cahit: "Ben görmedim, günahını alamam, gördüğümü anlatıyorum."

Mahkeme Başkanı: "Ben de gördüğünü anlattığın için teşekkür ederim.

Tanık Cahit, şöyle devam ediyor: 

Mahkeme Başkanı: "Siz neden aile meclisi kurup olaya el attınız?"

Tanık Cahit: "İkisi de bizim akrabamızdır."

Mahkeme Başkanı: "Yani sizi bu olayı çözün diye mi çağırdı?"

Tanık Cahit: "Evet, Arif Güran çağırdı."

Mahkeme Başkanı: "Siz aile meclisindeki toplantılara katıldınız mı?"

Tanık Cahit: "Yok, katılmadım."

Veysel Subatan, Mahkeme Başkanına “araba” meselesini anlatıyor: 

Arif ve Nevzat arasında araba problemi vardı. Akşam Salim'in evine gittim.

Mahkeme Başkanı: Seni kim çağırdı?

Veysel Subatan: Arif Güran çağırdı.

Mahkeme Başkanı: Tamamdır.

Veysel Subatan: Nevzat'ı çağırdılar o da geldi. Nevzat’ın verdiği araba Çakınlı çıkmış, 80 bin ödeme yapması gerekiyordu. Arife haksızlık yapıyorsun dedik. "80'i gibi ödemezsen mahkemede avukat masrafı daha fazla olacak," dedim. Aranızda anlaşın dedim. Nevzat Bahtiyar yanaşmadı. Ben bu parayı ödemiyorum dedi. Soy isimleri Kaya olan kişileri de çağırdı. Nevzat Bahtiyar kabul etmedi. Ben arabayı satmışım, gitmiş dedi. Nevzat’a da bir haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da dedi, "Madem bizim evde toplanmışsınız, bu meseleyi çözelim." Nevzat ödemesi gerekeni kabul etmişti. Nasıl etti bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Nasıl kabul etti?

Veysel Subatan: Zorla kabul etti gibi.

Mahkeme Başkanı: Normal, Nevzat sizi tehdit etti mi?

Veysel Subatan: Hayır. Biz oradan kalkınca, problem çözüldü diye düşündük.

Mahkeme Başkanı: Tamam, herkes ödediğini söylüyor zaten. Bu olay ne zaman oldu?

Veysel Subatan: Aşağı yukarı 2 ay var.

Mahkeme Başkanı: Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar ailesi arasında gerilim oldu mu?

Veysel Subatan: Şahit olmadım.

Rubbettin Kaya, Mahkeme Başkanı'na anlatıyor:

"Bizim evimize gelebilir misin dedi. Gittim, Nevzat, Salim, Arif oradaydı. Dava nedir dedim. Araba konusunun nedenini sordum, Arif Güran Nevzat Bahtiyar kendisine araba getirdiğini söyledi. 80 bin liralık bir araba meselesinden bahsettiler. Orada biraz ağız dalaşı oldu. 10 bin lira Salim, 10 bin lira Arif verecek dendi. Nevzat, 'Bizim aramızda dava olmaz' dedi."

Nevzat Bahtiyar’a doğru yöneldi. 

Tanık: "Doğru mu Nevzat?" dedi.

Mahkeme Başkanı uyardı:  
"Tamam, bana bak, Nevzat'a bakma."

Tanık: "Tamam."

Mahkeme Başkanı: "Siz aile meclisinde yapılan toplantılara girdiniz mi?"

Tanık: "Hayır."

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI AVUKATI SORUYOR:

"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı: Narin kaybolduktan sonra yangın oldu, neden biliyor musunuz?"

Tanık İbrahim Halil Güran: "Elektrik tellerini birbirine nasıl çarpacaklar, çok mantıksız."

Savcı: "Bakkala gittin mi?"

Tanık İbrahim Halil Güran: "Evet."

Savcı: "Bakkal bizzat orada mıydı?"

Tanık İbrahim Halil Güran: "Evet, Sofi oradaydı."

Savcı: "Kendisi ameliyat olduğunu söylüyor, ne ameliyatı?"

Tanık İbrahim Halil Güran: "Raporlara bakabilirsiniz."

TANIK SÜLEYMAN KAYA GELDİ  (KENDİSİ ZİHİNSEL VE BEDENSEL ENGELLİ).

Mahkeme Başkanı: "Süleyman nasılsın?"

Süleyman Kaya: "İyiyim."

Mahkeme Başkanı, Süleyman Kaya'nın yanına giderek, "Rahat ol, heyecan yapma" dedi ve ona su getirdi.

Mahkeme Başkanı: "Süleyman biz seninle tanışmak istedik sadece."

Mahkeme Başkanı: "Siz Enes’le bakkala gittiniz mi?"

Süleyman Kaya: "Gittik."

Mahkeme Başkanı: "Ne aldınız?"

Süleyman Kaya: "Enerji."

Mahkeme Başkanı: "Enerji içeceği mi?"

Süleyman Kaya: "Evet."

Mahkeme Başkanı: "Bakkaldaki yaşlı mıydı, genç miydi?"

Süleyman Kaya: "Yaşlı."

TANIK MUHAMMET YAKUT, MAHKEME BAŞKANINA ANLATIYOR:

Mahkeme Başkanı: "Salim Güran neyin olur?"

Muhammet Yakut: "Bilmiyorum."

Mahkeme Başkanı: "Boşver o zaman."

Mahkeme Başkanı: "Muhammet niye geldin, hayırdır?"

Muhammet Yakut: "Tanıklık yapacakmışım dediler."

Mahkeme Başkanı: "Saat 17.30 gibi Enes geldi. Sen ne yapıyordun?"

Muhammet Yakut: "Araba yıkıyordum, Muhammet Kaya vardı. Beni caminin yanına bırak, üvey babaannem beni görür, iş yaptırır, ben eve gideyim dedi."

Diyarbakır Barosu avukatı soruyor:

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Orada başka kim vardı?"

Muhammet Yakut: "Muhammet Kaya ve… Kaya."

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Sohbet ettiniz mi?"

Muhammet Yakut: "Evet."

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Ne kadar sürdü?"

Muhammet Yakut: "15 dakika falan."

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Başka sohbetiniz oldu mu? "Yanınızda kim vardı?"

Muhammet Yakut: "Muhammet ve Süleyman Kaya."

Diyarbakır Barosu Avukatı: "Bir daha o gün görmediniz mi?"

Muhammet Yakut: "Hayır, görmedim."

Sanık Avukatı dahil oldu, isim hatası olduğunu söyledi.

Nahit Eren soruyor:

Nahit Eren: "Eve gittiğinde saat kaç olduğunu hatırlıyor musun?"

Muhammet Yakut: "Hayır."

Nahit Eren: "Sizin ev ile cami arasında ne kadar mesafe var, 200 metre kadar tarif eder misin, 200 metre ne kadar?"

Tanık Gösterdi.

Mahkeme Başkanı: "Saat soruldu."

Sanık Avukatı araya giriyor, "Zorlama sorular soruluyor," diyor.

Nahit Eren devam ediyor:

Nahit Eren: "Öğle yemeği yedin mi?"

Muhammet Yakut: "Evet."

Nahit Eren: "Kaçta işten çıktığını hatırlıyor musun?"

Muhammet Yakut: "Hatırlamıyorum, ama 12 buçukta evdeydim."

Sanık Avukatı araya giriyor: "Çarpaz sorgu yapılıyor."

Mahkeme Başkanı: "Devam edin."

TANIK HASAN, MAHKEME BAŞKANINA ŞU ŞEKİLDE ANLATIYOR:

Mahkeme Başkanı: "O gün ne yapıyordunuz?"

Hasan: "Ben elektrikçiydim, Salim ile görüştüm. 1 saat beraber kaldık."

Mahkeme Başkanı: "İkindi ezanı okunmuş muydu?"

Hasan: "Bilmiyorum, okunmuş olabilir."

Mahkeme Başkanı: "Nerede görüştünüz?"

Hasan: "Tarlada."

Mahkeme Başkanı: "Neden görüştünüz?"

Hasan: "Elektrik işleri vardı."

Mahkeme Başkanı: "Kim vardı?"

Hasan: "Mehmet Atasoy ve Ramazan Atasoy vardı."

Mahkeme Başkanı: "Ne yaptınız?"

Hasan: "Karpuz yedik, muhtarlarla elimizi yıkadık."

Mahkeme Başkanı: "Başka yere gittik mi?"

Hasan: "Tahmini, 16.00 gibi Salim’in yanından ayrıldım."

Mahkeme Başkanı: "Daha önceki ifadenizde başka bir saat vermiştiniz."

Hasan: "..."

Mahkeme Başkanı: "Salim’in kıyafetlerini hatırlıyor musun?"

Hasan: "Hayır."

Mahkeme Başkanı: "Salim ile nasıl haberleştiniz?"

Hasan: "Gittiğimiz zaman oradaydı."

Mahkeme Başkanı: "Doğaçlama mı gittiniz?"

Hasan: "Doğrudan gittim."

TANIK ABDULSAMED YEŞİLDAĞ, MAHKEME BAŞKANI'NA İFADE VERİYOR:

Mahkeme Başkanı: "Narinin kaybolduğu gün Hasan beyle nasıl konuştunuz?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Mehmet Şerif Güran bana telefon açtı, bir arızadan bahsetti. Tamir için gittim, sonra bu kadar paraya yapacağımı söyledim."

Mahkeme Başkanı: "Ne kadarsa anlaştınız?"

Abdulsamed Yeşildağ: "3 bin TL'ye anlaştık."

Mahkeme Başkanı: "Çok hızlı konuşuyorsun, işini de böyle hızlı mı yaparsın?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Evet."

Mahkeme Başkanı: "Maşallah. Kaç gibi Mehmet Şerif Güran ile konuştunuz?"

Abdulsamed Yeşildağ: "16.00 gibiydi."

Mahkeme Başkanı: "Tarlada ne yediniz?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Karpuz yedik."

Mahkeme Başkanı: "Menemende yemişsiniz?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Evet."

Mahkeme Başkanı: "Kim kim yediniz?" "Çocuk var mıydı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "2 çocuk vardı."

Mahkeme Başkanı: "Kız erkek?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Valla bilmiyorum."

Mahkeme Başkanı: "Ramazan Atasoy orada mıydı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Çevre."

Mahkeme Başkanı: "Babası orada mıydı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Babası yoktu."

Mahkeme Başkanı: "Oradan kaçta ayrıldınız?"

Abdulsamed Yeşildağ: "17.40 gibi."

Mahkeme Başkanı: "Karpuz yediğiniz yerde başka kim vardı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Çocuk vardı."

Mahkeme Başkanı: "Ne yapıyorlardı?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Oyun oynuyorlardı."

Mahkeme Başkanı: "Salim’in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musun?"

Abdulsamed Yeşildağ: "Valla hatırlamıyorum."

NARİN’İN 6 YAŞLARINDAKİ ERKEK KARDEŞİ
E.G., pedagog eşliğinde ifade verirken, mahkemeye şu şekilde anlatıyor: 

KAYIT İZLETİLDİ. DÜN AĞLADIĞI İÇİN İFADESİ ALINMAMIŞTI

"Odada kim vardı uyuyordu?"

E.G.: "Abim ve annem koltukta, Muhammed abim yerde yatıyordu."

Mahkeme başkanı: "Hediye yengen nasıl geldi, ilk gelişinde?"

E.G.: "Onu bilmiyorum. İlk gelişinde bilmiyorum."

Mahkeme başkanı: "İkinci gelişinde neden gelmişti?"

E.G.: "Annem çamaşırları ona bırakmıştı, ondan."

Mahkeme başkanı: "Peki, acele ediyor muydu?"

E.G.: "Normaldi."

DARA2 KAMERA KAYDININ GÖRÜNTÜLERİ MAHKEME SALONUNDA İZLETTİRİLECEK. 

Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren, Enes Güran’ı çağırdı. Kolunu nasıl ısırdığını göstermesini istiyor. Enes kolunu nasıl ısırdığını canlandırıyor.

Narin’in ailesi salondan çıkarılıyor. Diyarbakır Eski Baro Başkanı Nahit Eren konuşma yapacak. Sadece Nevzat Bahtiyar, kaldı

NAHİT EREN ADLI TIP RAPORU OKUNUYOR

Nahit Eren: "Babayı dün üzdüysem özür dilerim tekrardan. Sayın Başkan, Nevzat'ın yer göstermesi sırasındaki kaydı ekrana yansıtmanızı rica edeceğim. Üzülerek söylüyorum, vücut üzerindeki lavralar, canlılar İstanbul Asli Tıp’a gitti.

Nahit Eren: 

“Raporu okuyorum. Bu haliyle cesedin bazı kısımlarının karada kaldığı değerlendirilmektedir”

NAHİT EREN'DEN NEVZAT BAHTİYAR'I KÖŞEYE SIKIŞTIRACAK SORU

Nahit Eren: "Su içinde olan ceset nasıl olur da karasal lavralar taşır?"

Bu sırada, Nevzat Bahtiyar’ın jandarma eşliğinde yer teşhisi yaptığı görüntüler izletiliyor.

Görüntüler izlendi. 

Mahkeme Başkanı: "Bu küçük alan, Narin kızımızın bırakıldığı yer. Buyurun Nahit Bey, sorunuzu alalım."

Nahit Eren, Nevzat Bahtiyar’a döndü ve sordu:  

"Bu raporu anladın mı?"

Nevzat Bahtiyar: "Anlamadım."

Nahit Eren: "Bu rapor diyor ki, Narin’in naaşından, cesed diyemiyorum, Adli Tıp Kurumu dedi ki, bulunduktan 19 gün önce öldürülmüş. Bunu nereden elde ediyorlar? Böceklerden, kavralardan, Narin’in bedeninde bunlardan çok vardı ve buradan tarih çıkarıyorlar. Şimdi rapor diyor ki, bu naaş tamamen suyun içerisinde, bu böcekler yaşamaz. O yüzden sana bir kez daha soruyorum, Nevzat Bahtiyar, sen daha önce başka yere gömdün mü?"

Nevzat Bahtiyar: "Kesinlikle hayır."

Mahkeme Başkanı: "Çuvalın tamamı su altına girdi mi, taş ıslandı mı?"

Nevzat Bahtiyar: "Taş hepsi ıslanmadı, ben de çok hatırlamıyorum."

Nahit Eren: "Sen arama faaliyetlerinden dolayı DSİ suyunun oraya yönlendirildiğini biliyorsun değil mi?"

Nevzat Bahtiyar: "Evet."

NAHİT EREN: CEVABIMI ALDIM

Nahit Eren: "Az önce bir kısmı dışarıda kaldı dedin, sen yol mesafeni bilemedin 7 dakika. Orada sen başka ne yaptın?"

Nevzat Bahtiyar: "Orada ip aradım."

Nahit Eren: "Dışarıda kalan kısmı bildiğimiz kadarıyla bacağı.."

Nevzat Bahtiyar: "Bacağını hatırlamıyorum."

Nahit Eren: "O kısmın toprağa mı, yoksa suyun üstünde mi kaldı?"

Nevzat Bahtiyar: "Suyun üstünde kaldı."

Nahit Eren: "Sayın Başkan, ben alacağım cevabı aldım."

Mahkeme başkanı: 

Nevzat Bahtiyar dön etrafına bak. Bu kadar insan burada, kaç gündür buradayız. Duygu sömürüsü yapmıyorum. Bir birey olarak soruyorum.

(Mahkeme başkanı üzerindeki cübbeyi çıkarttı.)

Mahkeme başkanı: Senin geçen celse verdiğin beyanlar doğru mu? 

İftira mı?

Bak yeni kamera kayıtları çıkabilir 

Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum 
hatırlamıyorum.

Mahkeme başkanı: Hatırlamıyorum değil, sakladığın bir şey var mı?

Nevzat Bahtiyar: Yok

1 SAAT VERİLEN ARA SONRASI DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı talebi üzerine Savcı konuşuyor:

"Bu kadınlar kavgasına ilişkin her şey yerine oturdu, mahkeme huzurunda çözülmeyen durum kalmadı. Ek olarak soru işareti kalmaması için tanık 'Oya'yı getirdik. Adli Tıp Kurumu’nda kendisinin görüntüleri vardı, kavga olmuştu. Kendisini dinleyelim."

Tanık Oya Yorulmaz, Mahkeme Başkanına ifade veriyor:

Mahkeme Başkanı: "Oya Hanım, niye geldiniz?"

Oya Yorulmaz: "Benim bir ilgim yok. Benim dayımgiller, biz oraya gittik, Adli Tıp Kurumu'na gittik. Basın arkamdan geliyordu. Annem şeker hastası, arkadan gelirken kardeşim bana 'abla sus' dedi, kafamı böyle yaparken yumruk bana geldi."

Mahkeme Başkanı: "Kardeşiniz kim?"

Oya Yorulmaz: "Taner..." (anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: "Orada ne söylediniz?"

Oya Yorulmaz: "Gidin yalan haber yapın dedim."

Mahkeme Başkanı: "Kime?"

Oya Yorulmaz: "Basına."

Mahkeme Başkanı: "Ciddi misiniz?"

Oya Yorulmaz: "Evet."

Mahkeme Başkanı: "Tekrarlıyorum, 'gidin yalan konuşun' diye bağırdın mı?"

Oya Yorulmaz: "Evet, çünkü yalan haber yapıyorlardı."

Kadın savcı araya girdi: "Ben kendim izledim, sana yumruk atıyorlar."

Oya Yorulmaz: Basına söyledim.

TUTUKLULUĞA DEVAM TABELİ

Narin Güran cinayeti davasında savcı, iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar’ın tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

DARA 2 GÜNTÜLERİ İZLETTİRİLİYOR

Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin güvenlik kameralarındaki görüntüler izlettiriliyor.

Savcı: "Sizin istediğiniz görüntünün iyileştirilmişi var. Açıdan eksiklik var mı, farklı açılardan bakabildiniz mi?"  

Nahit Eren: "Bunu ilk defa izleyeceğiz."  

Savcı: "Görüntü 2’ye girelim."  

Mahkeme başkanı: "İddia makamı tarafından en net görüntü bu. Bize gönderilen bu."  

Sanık avukatı: "Araç hareketleri var mı?"  

Mahkeme başkanı: "Bize de yeni geldi. Arif Güran, emin misiniz, istediğiniz görüntü bu mu?"  

Arif Güran: (şahingöz… Anlaşılmadı)  

Mahkeme başkanı: "Şahingöz dediğiniz kamera kayıt yapmıyor, anlık izleniyor müdahale için."  

Arif Güran: "Askeri bölgeye herhangi bir saldırı olsa orada kayıtlı olmuyor mu?"

Mahkeme Başkanı: Yazılı talep edeceğiz

DARA2 BÖLGESİNDEKİ KAMERALARDAN SONUÇ ÇIKMADI

Dara2 askeri bölgesinde ilk defa izlettirilen görüntü mahkemede izlettirildi. Açılan görüntü , tam olarak oynatılmadan kesildi. Arif Güran istediği görüntülerin bu olmadığını söyledi.

DİYARBAKIR BAROSUNA BAĞLI AVUKATLARDAN DAVANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRECEK SORULAR

Diyarbakır Barosu'ndan bir avukat konuşuyor:

“Tutukluluk devamı talebine katılıyoruz. Birsen Güran, 4 ayrı ifade verdi ve eski beyanlarını kabul etmedi. 23 Ekim'de verdiğiniz ifade gerçek iradenize uygun muydu? Birsen Güran’ın ifadesinde, "Narin 17:40’ta evimize geldi" şeklinde çok net bir açıklama var. Salim Güran’ın yönlendirmesi olduğunu düşünüyoruz. Mantık şu: Bir terlik bulsam ve bunun Narin'e ait olduğunu düşünsem, kolluk kuvvetlerine teslim ederim. Muhammet Kaya aracına alıyor, fakat Muhammet Kaya, bu terliğin Narin'e ait olduğunu düşündüğü halde nasıl olur da vermiyor?”

AİLE NEDEN TELEFON KAYITLARINI SİLİYOR

Diyarbakır Barosu avukatı konuşuyor:

"Aile neden toplantıları gizliyor? Bir kısmı yapıldığını, bir kısmı yapılmadığını söylüyor. Güran ailesinin telefon kayıtlarını silmesi ise ayrı bir konu. Buradakilere soruyorum, en son ne zaman telefon kayıtlarınızı sildiniz? Eğer sadece Salim Güran silseydi, tesadüf olabilir diye düşünebilirdik. Ancak eğer birden fazla kişi bunu yapıyorsa, bu durum şüphe uyandırır."

SALİM GÜRAN BİRÇOK GÖRÜŞME YAPIYOR

Diyarbakır Barosu avukatı, Mahkeme başkanına konuşuyor:
"Salim Güran, olay günü birçok görüşme yapıyor. Bir görüşmede saat 15:16 diyor, bir sonraki görüşmesinde ise 'Çingeneler kaçırmış olabilir' diyor. Sayın Başkan, Salim bu saati nereden biliyor? Salim Güran, kendi beyanıyla karşıdakine 15:16 demesi kuşkuludur. Peki, çingenelere yönelik bir adım atıldı mı? Ben böyle bir şeye rastlamadım

"SALİM GÜRAN'IN HANGİ DEDİĞİNE İNANACAĞIZ"

Sayın Başkan, Salim Güran mahkemede ısrarla 'kıyafet değiştirmedim' diyor ama daha önce kıyafet değiştirdiğini söyledi. Biz hangisine inanacağız? Narin’in DNA’sının çıktığı araç peki? Birazdan sanık avukatları savunma yapacak ama sayın başkan, araçta bulunan tek DNA o. Dolayısıyla bir şekilde aylar önceki nişan konusuyla DNA oraya gitmemiştir."

"ANNENİN ENES'İ KORUMAYA YÖNELİK DAVRANIŞLARI GARİP"

Diyarbakır Barosu avukatı, Mahkeme Başkanına konuşuyor:

"Yüksel Güran’ın bu eylemde fail olduğuna inanıyoruz, daha önce verdiği röportajlar var. Annenin Enes’i korumaya yönelik davranışları garip. Nihayetinde jandarma görevlisinin kendisiyle bir husumeti yok, ancak Enes ile ilgili 'ne yapabilirim' diyorsa, bu doğru tespit edilmiştir.

Enes’in beyanında ise şu çelişkiler var: 'Ben 17.30’da eve gittiğimde Hediye’yi görmedim, ama Hediye çıkarken ben Enes’i gördüm' diyor. Bu çelişkiler nelerdir?"

"ENES DİŞ İZLERİNİ KENDİ YAPAMAZ"

Diyarbakır Barosu avukatı konuşuyor:

"Koldaki diş izinin Enes tarafından kendi kendine yapıldığı iddia ediliyor. Sayın başkan, çok araştırdım, birçok makale okudum. Vücut belli bir dereceye kadar acıya dayanabilir, ağzınızı ve burnunuzu kapatın; bir süre sonra kendinizi boğamazsınız. Bu da böyle bir şey. Belli bir acı seviyesinden sonra vücut eyleme izin vermez. Enes’in diş izi 3 gün geçmesine rağmen çok net izler bıraktı. Enes sinirlendiği için bunu meydana getiremez."

Mahkeme Başkanı: "Teşekkür ederim avukat bey."

"MAŞALLAH GÜRAN İLE İLGİLİ DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM. SAATİ KARIŞTIRMIŞ OLABİLİRLER AMA..."

Diyarbakır Barosu adına başka bir avukat konuşmaya başladı. Mahkeme başkanına doğru konuşuyor:

"Dosyada ifade verenler, yakınlarını korumaya yönelik davranıyor. Evet, köy yerinde kimse saate bakmaz ama karıştırılmayacak durumlar vardır; bir insanın biriyle kaç defa görüştüğü, görüldüğü zaman yanında kimlerin olduğu gibi. Melike, Maşallah Güran ile ilgili dikkat çekmek istiyorum. Saati karıştırmış olabilirler ama daha önce, 2 kez Narin’in geldiğini belirtmişler. Bu farklı anlamlara gelmektedir. Melike Güran, '14.00’te uyandım, Narin 17.40’ta geldi' diyor. Bu, karıştırılabilecek bir husus değil. Şimdi yeni ifadelerle 'Mina geldi' diyorlar. Bunlar neden önemli? Bunların hepsi senaryo halinde ortak ifade verdiğini gösteriyor."

MELEK GÜRAN VE ÇOCUKLARIYLA İLGİLİ ÇELİŞKİLER VAR 

Diyarbakır Barosuna bağlı avukat konuşuyor: 

Kadınlar arasındaki kavga çok konuşuldu; Mişar Yasemin ve kızları arasındaki kavgadan bahsediyoruz. Yasemin, Yüksel’in kardeşi, dolayısıyla Narin’in vefatını öğrendiğinde verdiği tepki diğerlerine göre daha samimi. Gayet açık bir şekilde “doğruyu konuşsaydınız, bu durum buraya gelmezdi” demiş. Şu an çarpıtılarak, birine beddua edildiği söyleniyor, değiştiriliyor. Enes bile 'Ben teyzemi aldım ve oradan uzaklaştırdım' derken, teyze 'Enes’i görmedim' diyor. Melek Güran ve çocuklarıyla ilgili de bir çeşit çelişki var.

"ARALARINDA İŞBİRLİĞİ YAPTIĞI AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR"

Diyarbakır Barosu’ndan başka bir avukat Mahkeme Başkanı’na konuşuyor:

"Nevzat Bahtiyar, Vecdi Bahtiyar’ı arıyor, o da Salim Güran’ı arıyor. Vecdi Bahtiyar, kaybolan Narin için endişelense de, esasen kendisinin de haberi olduğu çok net bir şekilde anlaşılıyor. 

Vecdi Bahtiyar, 24 Ağustos’tan sonra Diyarbakır’a geliyor ve 8 Eylül tarihi, hepimizin canını acıtan Narin’in cansız bedeninin bulunduğu bir tarih. O gün, Vecdi, 06:34’te Nevzat’ı arıyor, aralarında işbirliği yaptıkları burada açıkça görülüyor. Ramazan Atasoy ise gözcülük yapmaktadır. Ramazan Atasoy’un ne için dilenmesi gerektiğini de size açıklayacağım."

"SALİM HER AYAK BİLEĞİNE KADAR SUYUN İÇERİSİNE GİRMİŞ GİBİYDİ."

Diyarbakır Barosundan bir avukat Mahkeme Başkanı’na doğru konuşuyor:  

"Ramazan Atasoy'un kendi beyanını okuyorum: 'Senin yüzünden başımız belaya girdi (Salim’e diyor) komutanım, Salim her ayak bileğine kadar suyun içerisine girmiş gibiydi.' Ramazan’ın da bu organizasyondan haberdar olduğu burada açıkça anlaşılıyor."

Kaynak: Tele1 Rojda Altıntaş

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Gerçek böyle ortaya çıktı! O hadsiz 19 yıldır İBB’de çalışıyormuş! Yüz maskeleriyle ilgili mide bulandıran araştırma: Covid-19’a adeta davetiye çıkarıyoruz Topbaş'ın FETÖ'den tutuklu damadı hastaneye kaldırıldı Taksim'de dolar dağıtıp villada gözaltına alınmışlardı, dolarlar 'Geçersiz' çıktı serbest kaldılar