Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, depremin üçüncü günü felakete uğrayan kentleri ziyarete başladı ve Pazarcık'ta bir depremzedeyi teselli ederken, “Olanlar hep oldu. Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler” ifadesini kullandı. Amasra'da 14 Ekim'de 41 madencinin yaşamını yitirdiği faciaya ilişkin de ‘kader planı' demiş ve tepki çekmişti. Erdoğan “Biz kader planına inanmış insanlarız. Kader planına da inandığımız için bunun ne dünü ne bugünü ne yarını hiçbir zaman olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır” demişti.
KADER DENEMEZ
Erdoğan'ın depremzedeye yönelik sözlerinin ardından 1999 Marmara depremindeki çadır kentleri ziyaret ettiği fotoğraflar gündeme geldi. Erdoğan buradaki konuşmalarında ‘kader' kelimesini hiç kullanmamıştı.
Erdoğan, 2003'te Başbakan olmasından kısa süre sonra meydana gelen Bingöl depremi için şunları söylemişti: “Yeraltında fay kırıklarından önce bağışlayın söylemek zorundayım, kırılan ar damarlarıdır. Malzemeden çalmanın arkasında ahlak hırsızlığı, demokrasiden çalmak, hukuk kapkaççılığı, siyaset yankesiciliği ve kamu yönetimi kalpazanlığı yatmaktadır. Bu olay, kamu otoritesinin devlet imkanlarını nasıl kullandığını bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Olay kader diye geçiştirilemez. 17 Ağustos depreminden sonra TBMM'de deprem araştırma komisyonu kuruldu. Komisyon, 38 öneride bulundu. Hükümetin neler yapıp neleri yapmadığı işte ortada. Sorun, sadece inşaat malzemesi çalmaya indirgenemez. Depremlerden sonra ortaya çıkan felaketler aslında geçmişten bugüne miras kalmış bir yönetim sorununun sonucudur. İnşaatlarda zemin etüdü, malzeme ve kontrol eksikliği varsa netice bu olur.” Erdoğan, Bingöl depremiyle ilgili başka bir videoda ise zemin etütlerinin iyi yapılmamasından ve inşaat malzemelerinin çalınmasından söz etmişti.