Habertürk yazarı Sevilay Yılman, dünkü yazısında Güvercinlik'te 2007 yılında çıkan yangında yanan 238 hektarlık alana 5 yıldızlı otel dikilmesinin perde arkasını yazmıştı.
Yılman, dünkü yazısı üzerine Orman Genel Müdürlüğü'nün kendisine "Kapanmış bir konuyu ısıtıp yeniden gündeme taşıyarak ne yapmaya çalışıyorsunuz?" diyerek rahatsızlığını ilettiğini aktardığı bugünkü yazısında, orman alanına yaılan otel inşaatı için yapılan yer tahsisi ile ilgili yeni skandalları da aktardı.
Sevilay Yılman'ın "Ne yapalım? “Yandı, bitti, kül oldu!” deyip kulağımızın üzerine mi yatalım?" başlıklı yazısı şöyle:
Dün kaleme aldığım yazı ortalığı bayağı bir karıştırdı…
Yazının muhatapları tek tek arayıp kendi cephelerinden 2007 yılında yaşanan Güvercinlik’teki yangını ve yangına dair hikayelerini aktardı.
Orman Genel Müdürlüğü Basın Danışmanı İsmail Hakkı Güney’in sözlü ve sonrasından tarafıma ilettiği resmi kurum açıklamasından bahsedeceğim...
Ama ondan önce bir noktaya önemle dikkat çekmek istiyorum izninizle…
Arşivleri taradığınızda sizler de göreceksiniz ki, 2007 yılında yaşanan yangının sabotaj olma ihtimali dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu tarafından da dile getiriliyor…
Henüz siyasette değilken, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev yaparken tanışıklığımız olan Eroğlu’nun mesleğine olan sadakatine, ehliyetine ve sezgilerine çok güvenirim.
O yüzden yangının yaşandığı bölgede helikopter ile yaptığı incelemeler sonrası beraberindeki gazetecilere; “bölgenin kasten yakılmış” olduğuna dair yapmış olduğu açıklamalarını da ciddiye alırım.
Eroğlu ile dün uzun bir görüşme yaptım.
Ve dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın’la da…
O görüşmelere dair detayları da aktaracağım daha sonra…
Ama dönemin sorumlu bakanının bile yangının sabotaj olduğundan şüphe edip bunu açıkça dile getirmesine...
Dönemin Orman Bölge Müdürü’nün; “Yanan tüm bölge aynen ağaçlandırılacak ve asla imara açılmasına müsaade edilmeyecek!” demesine...
Dönemin Turizm Bakanı’nın; “Bir çivi bile çakılmasına göz yummam!” salvosuna rağmen...
Orman Genel Müdürlüğü’nün bugünkü mevcut yönetiminin; “Kapanmış bir konuyu ısıtıp yeniden gündeme taşıyarak ne yapmaya çalışıyorsunuz?” diyerek tuhaf bir reaksiyon göstermesinin nedenini anlayamıyorum!
Ne yapalım yani?
Sormayalım, sorgulamayalım da; “Yandı, bitti, kül oldu nasılsa!” deyip kulağımızın üzerine mi yatalım!
Neyse…
OGM’nin tarafıma ilettiği açıklamayı aynen paylaşıyorum sizlerle…
Gördüğünüz üzere Orman Genel Müdürlüğü’ne göre yangınla söz konusu otel inşaatının bir alakası yok!
Konuyla ilgili daha önce yer alan basın açıklamalarına dikkatimi çeken OGM’ye göre Güvercinlik Koyu 11/09/1987’de Bakanlar Kurulu tarafından Turizm Merkezi olarak ilan edilmiş.
Ve 1991 yılında da bu alanın içinde kalan bir bölümü Turizm Bakanlığı adına tahsis edilmiş.
Onlar da ihale yaparak bu alanda bir otel yapımına izin vermiş.
OGM’nin bu açıklamaları doğru!
Ancak eksikler var.
Bu eksiklerini tamamlayayım şimdi…
Evet, Güvercinlik Koyu 1987 yılında Turizm Merkezi olarak ilan edilmiş! Ve sonrasında da yani 1991 yılında bir kısım alan ki yangının çıktığı bölgenin içinde olan bir alan bu otel yapılması için bakanlık tarafından bir firmaya tahsis edilmiş...
Ancak yıllar boyu tek bir çivi dahi çakılamamış!
Neden?
Çünkü hatırlayan olacaktır mutlaka aranızda... O dönemlerde kesilecek binlerce ağaç için hem Mimarlar Odası hem çevreciler hem de Bodrum’un yerli halkı ayağa kalkmıştı!
Bu sert ve radikal tepkiler nedeniyle de verilen tahsisler yine o dönemin idarecileri tarafından askıya alınmıştı...
Bu arada kurumun resmi açıklamasında olmayan çok kritik bir nokta var.
O da Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nce yıllarrr sonra alınan kesin tahsis kararı!
Belgelere göre dünkü yazıma konu olan 3598 parsel numaralı 78.855,07 metrekarelik alanın üzerinde kurulacak 463 yataklı ve 5 yıldızlı otel için kesin izin ilgili firmaya 181932 no’lu olur ile 13/11/2006 tarihinde verilmiş...
Yani yangından tam 1 yıl önce!
OGM yaptığı açıklamalarda; “Yangın çıkan bölgede zaten 1991 de verilmiş bir izin vardı” diyor ama o iznin geçerliliğini yitirdiğini için 2006 yılında yeniden revize edildiğini nedense es geçiyor!
Bu kritik kararın alındığı tarihte Kültür ve Turizm Bakanlığı koltuğunda Atilla Koç’un oturduğunu da hatırlatayım...
Bir detay da yangının etki ettiği alanla ilgili...
Dün Titanik otellerinin sahibi olan Muzaffer ve Temel Aygün kardeşler de aradı.
Uzun uzun görüştüm ikisiyle de...
Muzaffer Bey yazdıklarımdan fazla etkilenmiş olacak ki biraz heyecanlı idi ama Temel Bey çok makul açıklamalarla ifade etti kendisini…
Orman yangının üzerine yapılan otelin kağıt üzerindeki ilk sahipleri Aygünler değil!
Aygünler bu alanda 2014 yılında varlık göstermeye başlamış.
(Onlara gelene kadar yaşanan süreçte hangi firma vardı ve bu firmalar neden otel yapımında muvaffak olamadı ve neler oldu da 3 kez el değiştirdi o alan vs. yarın onları da belgeleri ile aktaracağım sizlere… )
Titanik otelin inşaatı 2 yıl sürmüş…
Hizmete sunulması ise 2016 yılı.
Aygün kardeşler ısrarla sahibi oldukları Titanik Oteli’nin yangın çıkan alanla ilgisi olmadığını söylüyor.
Ya gerçekten bilmiyorlar hikayenin tamamını ya da bilmezlikten geliyorlar ama kesinlikle bu bilgi doğru değil!
OGM’nin tarafıma yolladığı bilgi notunda da görüleceği üzere Titanik Otel’in bulunduğu alan da yangından etkilenen alana maalesef dahil!
Resmi kayıtlara göre 2007 yılındaki yangında toplam 223 hektar zarar görmüş!
Yazıma konu olan toplamı 84 dekara denk gelen 3598 no’lu parselin ise 29 dekarı!
Yani bugün Titanik Otel’in bulunduğu alanın 29.000 metrekarelik kısmındaki ağaçlar da o yangında tamamen kül olup, bitmiş!
Benim zaviyemde bu olay katliam sayıldığı için 2007’deki yangının kaç ağacın hayatını kararttığını hesaplayamıyorum!
Ama siz hesaplayabilirsiniz...
Çamla kaplı bir ormanda 29.000 metrekareye ne kadar düşebileceğini tahmin edip o otele alan açmak için kaç bin ağacın göz göre göre telef edildiğini pekala bulabilirsiniz!
http://www.krttv.com.tr/gundem/otelicinyanginskandalidestikcebuyuyorh39927.html