CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kış turizminin önemli merkezlerinden Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de yaşanan yangında hayatını kaybeden 78 kişi için düzenlenen anma töreni sonrası konuştu.
Sorumluların hala net bir biçimde tespit edilemediğini, ayrıca bilirkişilere baskı yapıldığını belirten Özel, şunları kayda geçirdi:
"Bilirkişiler gece gündüz çalıştılar raporlarını yazdılar. Ankara'dan buraya bir baskı olduğu biliniyordu. 'Bu raporu böyle veremezsiniz, bu raporu böyle alamam...' Üç seçenek: Bir, Turizm Bakanlığı'nı sileceksiniz, iki buraya Bolu Belediyesi'ni ilave edeceksiniz ya da bu görevden azlinizi isteyeceksiniz.
Bu işi en iyi bilecek kişiler diyor ki 'Burası belediyenin sorumluluğunda değil.' Sonra bir daha gelip denetim yapma sorumluluğu yok. Böyle bir baskı yapıyorsunuz ama belediye yıllarca AKP'deydi. Buraya bakması gereken Turizm Bakanı. O bilirkişilere mesleki namusları üzerinden bir suç işletmeye çalıştılar.
Üç gece burada çalışmış, 'iş yoğunluğum nedeniyle görevi kabul edemiyorum' dediler. Önce bilirkişiye korsan dediler. Utanmadılar özür dilemediler, bu sefer bilirkişiye el çektirdiği fotoğrafı verdim. Olmadı görevlendirme yazısını çıkardık, en son azil yazılarını da paylaştık.
Şimdi hiçbir şey olmamış gibi susan bir Adalet ve İçişleri Bakanı ve halen daha görevini koruyan bir Turizm Bakanı...
Ülkeyi yöneten sistemin her tarafta başka bir sorumluluğu olduğu için, memleketi bu hale getirdikleri için, bu çağda her ülkede yangın olur da hangisinde 78 kişi cayır cayır yanar? Tuhaf ölümler ülkesi... Elektrik tamiratına gidenler gölün ortasında donarak ölür mü?
Ama bu ülkeyi yönetenler o iş adamı filanca üzerinden, sorumluluğu olan genel müdür filanca üzerinde hep bellerinden birbirlerine bağlı oldukları için sistem kendini sorgulatmamak için iş en yukarılara gelmesin diye bu kadar bariz suçlu birisini bile hala görevde tutabiliyorlar.
Facianın 40. gününde adalet talebini haykırmak için buradayız. Mezarlıkları ziyaret edeceğiz, iftar programına katılacağız.
İlk gün 40 mum yanıyor içimizde ama bir mum hepimizi yakmaya devam edecek. O mum içimizdeki vicdan, o mumu söndürmeyin.
İçinde mum yanmayan, içi acımayanlar bu memleketi bu hale getirdi. Öfkemizi de acımızı da unutmadan, bir daha böyle basit ölümlerle yürekler yanmasın diye, bunlardan hesap sormayanlardan bu ülkenin yönetimini devralmak ve bu hesapları sormak zorundayız.
Bu kadar büyük duyarsızlıklar, duygusuzluklar ve pişkinlikler ülkesi haline geldik. Hâlâ o bakanı görevde tutan Cumhurbaşkanı'na ben ne diyeyim."
Nefes