Ümraniye'de motorsiklet hırsızlığı suçundan yakalanan ve sonrasında firar eden 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti ile polis ekipleri arasında arbede yaşandı. Bu sırada şüpheli Geçti, polis memurunun silahını ele geçirerek polise ateş açtı. Bu sırada polis memuru Şeyda Yılmaz, başından vurulara şehit oldu.
Genç polis Şeyda Yılmaz'ın ölümü tüm Türkiye'yi yasa boğarken; katil Yunus Emre Geçti'nin adliyeye sevk edildiği görüntüler vatandaşları ikiye bölen bir tartışmanın kapısını araladı. Görüntülerde katil Geçti'ye çöp poşeti giydirildiği görülürken; kadın polisler eşlik ediyordu. Ayrıca Geçti, adliyeye hayvan toplama aracıyla götürüldü. Görüntülerde Geçti'nin kolunun sargıya alındığı ve vücudunda darbedildiğine dair izler olduğu görüldü.
Bu görüntüler sonrası sosyal medya ikiye bölündü. Bir tarafta katil dahi olsa Geçti'nin işkence maruz kalmasının insan haklarına aykırı olduğunu savunanlar ile; diğer tarafta ise 'Benim bir yakınım öldürülseydi daha beterini yapardım' diyenler yer aldı.
Görüntülere ilk tepki basın ve ifade özgürlüğü alanında çalışmalar yürüten avukat Veysel Ok'tan geldi. Ok, görüntüleri 'işkence' olarak nitelendirirken, şu ifadeleri kullandı:
"İşkence yapmak, şüpheli hangi suçu işlemiş olursa olsun, insanlığa karşı işlenen bir suçtur ve asla kabul edilemez. Bu tür uygulamalar adaleti sağlamak yerine, sadece kamuoyunun duygularını istismar eder. Türkiye’de bir şüphelinin hakları yasalarla güvence altındadır ve kolluk kuvvetlerinin bu haklara riayet etmesi yasal zorunluluktur."
Kaynak: Gerçek Gündem