Stuttgart – Işın Toymaz
Türk seçmenler Avrupa'da sandığa gitmeye hazırlanırken, AKP ve AKP'li Cumhurbaşkanı'nın kirli oyunlarla burada da sandıktan önde çıkmaya çalıştığı konuşuluyor. Eski adı “Avrupalı Türk Demokratlar Birliği” (UETD) olan “Uluslararası Demokratlar Birliği” (UID) hakkında Almanya’da kulislerde çok ciddi iddialar dolaşıyor. Ancak önce UID hakkında özet bilgiye yer verelim:
UID, Almanya’da 2004 yılında Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) adı altında kuruldu. Belçika, Finlandiya, Fransa, Lüksemburg, Macaristan, Hollanda, Avusturya, İsveç ve İsviçre gibi ülkelerde şubeleri bulunuyor. Resmi açılışı Almanya’nın Köln kentinde 2005 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı. Köln merkezli UID bugün Avrupa'nın 15 ülkesinde 250’den şubesi ile faaliyet gösteriyor.
UETD kısa bir süre önce gerçekleşen genel kurulda isim değişikliğine gitti ve “Uluslararası Demokratlar Birliği” (UİD) adını aldı. Önceki Başkanı Zafer Sırakaya, AKP’den milletvekili adayı olunca, Genel Sekreter Bülent Bilgi de UİD’nin yeni genel başkanı ilan edildi.
'PARTİLER ÜSTÜ' UID
UID, partiler üstü bir kuruluş olduğunu iddia ediyor, Avrupa’daki Türk toplumunun entegrasyonu için çalıştığını söylüyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporlarına göre AKP, UETD üzerinden 2004’den bu yana lobi çalışmaları yapıyor.
Kurulduğunda küçük bir dernek olan UETD yıllar içinde “Diyanet İşleri Türk İslam Birliği” (DİTİB) tarafından kucaklandı. Başlarda toplantılar ve çalışmalar için DİTİB camilerinin salonlarını kullanan UETD, daha sonra DİTİB’in altyapısına da ulaştı. UETD, ATİB ve Milli Görüş’ün desteğini de yanına aldı. Her geçen gün büyüyen ve güçlenen UETD, Anayasa Değişikliği halkoylamasında Almanya’da “Evet” kampanyası için 13 seçim bölgesindeki sandıklara yüzlerce otobüsle seçmen transferi gerçekleştirdi.
Bir dönem Alman iç istihbaratında çalışan ve bu konuda Almanya'nın en tanınmış muhalif uzmanlarından Erich Schmidt Eenboom, Stuttgarter Nachrichten gazetesinde yer alan bir habere göre, UETD’nin bağlantıda olduğu ticari kuruluşları “naylon firma” olarak adlandırıyor.
Avrupa’daki Erdoğan organizasyonlarının, kampanyalarının baş mimarı olarak karşımıza çıkan UİD’nin Alman siyaset sahnesindeki “Alman Demokratlar Birliği” (AD Demokraten) ve “Yenilik ve Adalet Partisi” (BİG) ile sıkı ilişkiler içinde olduğu da biliniyor.
UİD’nin hükümet temsilcileri ve iktidar partili politikacıların organizasyonlarına transfer sağladığı, Almanya çapında 2 bin üyesi bulunan “Almanya Osmanlıları” (Osmanen Germania) adlı sözde boks kulübünü ise silahlı kuvvet olarak değerlendirdiği de iddialar arasında.
Geçtiğimiz yıl, o dönem AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı ve AKP İstanbul milletvekili olan Metin Külünk'ün “Almanya Osmanlıları” (Osmanen Germania) adlı çete ile yakın bağlantıları olduğu iddia edilmiş, bu tuhaf örgüt Almanya'da polis baskınları ve örgütlü suçlarla gündeme gelmişti. Alman güvenlik birimlerinin dinleme ve gözlem protokollerine dayandırılan iddialarda, Metin Külünk'ün birçok kez Almanya Osmanlıları'nın ileri gelen isimlerine para verdiği ya da verdirdiği öne sürülmüştü. Almanya'daki soruşturma ekipleri, bu parayla ateşli silah da satın alınmış olabileceği iddiasını araştırıyor.
UID’ye, Almanya genelinde örgütlenmesi, yapılanması ve böylelikle iktidar partisi AKP’nin Almanya ayağını güçlendirilmesi, örneğin AKP’nin Türkiye’deki seçimlerde yurtdışı kampanyaları için yüksek miktarda, döviz bazında para gönderildiği öne sürülüyor. Bu paraların asıl amacının UID’nin teşkilatlanması ve AKP’ye destek dışında, UID tarafından belirlenmiş isimlerin Almanya’daki çeşitli partilerde aday olarak seçimlere girmesinde de desteklenmesi için kullanıldığı, son iddialar arasında yer alıyor.
EMİN ÇÖLAŞAN'IN HAKLI ÇIKIŞI
Aslında bu iddiaları Sözcü yazarı Emin Çölaşan dört yıldan bu yana köşesine taşıyor. Çölaşan 22 Mayıs 2018 tarihli “AKP’nin Avrupa’daki para makinesi“ başlıklı yazısında ele almış ve “Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'ne (UETD) devletin ve milletin parası hortumlanıyor. Salonlar kiralanıyor, Cumhurbaşkanlığı seçimi için Tayyip'e propaganda yaptırılıyor. AB ülkeleri hesaplarına bir bakıverse, devletten nasıl beslendiği iyot gibi açığa çıkacak” diyerek, bu iddialarını yeniden gündeme getirmişti.
TÜRK HALKININ SIRTINDAN
Bu, konunun bir boyutu. Ancak en az bu iddialar kadar önem taşıyan bir başka sorun daha var: Aldığımız duyumlara göre AKP’ye yakın kuruluşların hedefi sadece AKP’nin Türkiye’de güçlenmesi değil, AKP’ye yakın isimlerin Almanya başta olmak üzere Avrupa'daki siyasi camiada da kendilerine yer edinmeleri. AKP iktidarının öngördüğü isimlerin yerel meclislerde desteklenmeleri. Türkiye dışında da AKP yanlısı siyasetçilerin yayılmaları ve genişlemeleri ve izlediği politikalara yurtdışından da destek bulması.
ALMAN SİYASETİNE YÖNELİK HESAPLAR
Geçmişteki adıyla UETD’nin üyesi adayların belediye, eyalet, federal, diğer düzeydeki meclislere seçimlerde aday olmalarının desteklendiği, bu çalışmada sağlanan parasal desteğin Alman siyasetine yönelik seçim kampanyalarında da kullanılmasının öngörüldüğü, ileri sürülen iddialar arasında. Ancak UETD’nin (yeni adı ile UID) Almanya’daki asıl görevinin AKP’nin Türkiye dışındaki bir şubesi gibi örgütlenmesi, üye kazanması, Türkiye’deki seçimlere destek sağlaması. Bir başka iddia, UID'nin, AKP’nin Almanya’da yapacağı seçim kampanyalarında da organizasyon işlerini üstlendiği, bu amaçla Türkiye’den gönderilen ve “altı haneli olduğu tahmin edilen” yüksek tutarda döviz kullandığı yolunda... Araştırmalar sürüyor.
İDDİA: 1 MİLYON 200 BİN EURO KAVGASI
Almanya’daki UETD teşkilatına gönderilen bu miktarlardan önemli bir kısmının ise fatura karşılığı olmadan hangi amaçlarda kullanıldığı bilinmiyor. Ancak bu iddiaların, teşkilat içerisinde sürtüşmelere yol açtığı, bu konuda aklanmamış bir miktar paranın akıbetinin de henüz belli olmadığı da kulislerde konuşulanlar arasında yer alıyor. Örneğin bir dönem Türkiye’den UETD'ye gönderilen 1 milyon 200 bin avronun akıbeti hâlâ bilinmiyor. Bu sorun nedeniyle birimler arasında tartışma çıktığı da gelen duyumlar arasında.
MUHSİN ŞENOL: BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI?
2017 yılındaki Offenbach Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde UETD eski Başkanı da olan, o dönemde 2010’dan beri Bağımsız Seçmenler Birliği Yeni Offenbach Forumu (FNO) kurucusu olan ve Başkanlığını üstlenen Muhsin Şenol’un adaylığı, buzdağının görünen kısmına örnek gösteriliyor.
Radikal İslam uzmanı olan blog yazarı Sigrid Hermann Marschall, Offenbach Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde yani 2017’de yaptığı bir uyarıda Muhsin Şenol’un sadece UETD Başkanlığını yürütmediğini aynı zamanda Avrupa Türk İslam Birliği’nden (ATİB) Mehmet Alparslan Çelebi ile yakın ilişkiler içinde olduğuna da işaret etmişti.
ATİB kurucusu Musa Serdar Çelebi’nin oğlu olan ve 2016 yılında Almanya’da, Müslümanlar Merkez Konseyi Başkan Yardımcılığı’na seçilen Mehmet Arslan Çelebi ile Muhsin Şenol’un arasındaki ilişkiyi ve işbirliğini Hermann Marschal “zor ilişkiler” olarak nitelemişti.
'ATİB, BOZKURTLARLA MÜSLÜMAN KARDEŞLER ARASINDA KÖPRÜ'
Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke de 2016 yılında yaptığı bir açıklamada ATİB’in Avrupa’daki bozkurtlarla Almanya’daki Müslüman Kardeşler arasında köprü oluşturduğunu ileri sürmüştü.
Şenol ve Çelebi’nin arasındaki ilişkinin sadece dostlukla sınırlı olmadığına işaret eden blog yazarı Hermann Marschall ise 2011 yılında Offenbach’ta kurulan “İnterkültürel Gençlik Eğitimi Federal Birliği “(Egibil) Başkanının Şenol, yardımcısının da Çelebi olduğunu dile getirmişti. Daha da şaşırtıcı olanı ise 2016 Temmuz’unda “Hıristiyan Demokrat Birliği’ndeki (CDU) Müslümanlar” grubunun kurucularından Cihan Sügür’ün Egibil yönetim kuruluna katılması.
Tüm bunlara ek olarak Offenbach Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na geçen yıl adaylığını koyan Muhsin Şenol hakkında seçmene rüşvet verme ve oy satın alma suçlamalarından Darmstadt Savcılığı tarafından başlatılmış bir de soruşturma vardı. Darmstadt Savcılığı Basın Sözcüsü Robert Hartmann ABC’ye yaptığı açıklamada soruşturmanın delil yetersizliği dolayısıyla durdurulduğunu belirtti.
UETD, İSTİHBARAT RAPORUNDA
Federal Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı Basın Sözcüsü Elke Altmüller de “UETD büyüteç altında mı?” sorumuza daire olarak örgütler hakkında bir takibat yapıp yapılmadığıyla ilgili bilgi veremeyeceklerini, ancak Federal Anayasayı Koruma Dairesi 2016 Raporu’nda UETD’nin yer aldığına işaret etti.
Almanya’da UETD'nin AKP'nin şubesi gibi çalışmasına hoş bakılmıyor ancak yasalara aykırı davranmadığı sürece işlem yapmak da mümkün olamıyor. Bu, Alman istihbaratı tarafından bilinen bir gerçek.
Ancak, Alman maliyesinin UETD’nin hesap defterlerini büyüteç altına alması durumunda, her şeyin çorap söküğü gibi geleceği, DİTİB’le ilgili dosyaların da teker teker açılacağı, söylentiler arasında.
Söz konusu iddiaların Avrupa’daki maliye tarafından mercek altına alınmasını talep eden Avrupa’daki Türk kökenli siyasetçiler konuya nasıl yaklaşıyor?
İşte onların yanıtları:
KENAN KOLAT: SADECE UETD DEĞİL YTB DE AÇIKLASIN
TGD Eski Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (Kenan Kolat) Berlin Birlik Başkanı ve milletvekili adayı Kenan Kolat:
“Hükümet yurtdışındaki örgütlerine para transferi yapıyor mu açıklaması gerekir? Kaynağı nedir? Örtülü ödenekten mi yapıyor? Yurt dışına partilerin para transferi yapması yasak. Henüz bu bilgi net ve kesin mi bilemiyorum. Hükümetin bu konuda acilen kamuoyunu açıklayarak rahatlatması gerekir.
Örneğin Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), şimdiye kadar hangi projeleri desteklemiştir? Son yıllarda AKP’ye yakın olmayan projelerin toptan reddedilğini görüyoruz.
YTB’nin desteklediği tüm projelerin de finans kaynakları ile birlikte açıklanması gerekir. Yurtdışındaki bu projelerin finanse ediliş şeklinin şeffaf olması gerekiyor. AKP’nin bu politikaları da şeffaflıktan uzak. Gereken girişimleri yapıyoruz. Otomatik bilgi paylaşımı konusunda Meclise soru önergesi verildi örneğin.
Diğer taraftan Köln’deki UETD genel merkez binasına yatırılan paralarla ilgili söylentiler var. Açıklama yapılmasını bekliyoruz. Miktarlardan bağımsız olarak binanın finansmanını kim karşıladı? UETD binasını hangi paralarla aldılar?
CHP’ye sorduklarında biz hemen bütün gelirlerimizi rahatlıkla açıklayabiliriz. Eşit şartlarda yarışılacaksa devletin imkanlarıyla değil kendi imkânlarıyla yarışsınlar. Buradaki işadamları bunları finanse ediyorsa bağış veriyorsa Türkiye’den ihale almışlar mı bunları da açıklasınlar. Uetd toplumu teslim ediyorsa neden sadece AKP politikalarını işletiyorlar? Almanya’da direkt AKP adını alıp koysunlar. Mertçe davransınlar.
Tüm bu hesap alışverilerinin izinin sürülmesi için bu konuyu Meclis'teki arkadaşlara aktaracağız. Ayrıca, yurtdışına yönelik çeşitli dönemlerde çeşitli paraların gönderildiğini duyuyoruz. Biz de seçim kampanyası yapıyoruz. Bizler eyaletlerde az sayıda otobüs kaldırırken UETD onlarca otobüs kaldırıyor. Sorgulamak gerekir. Yakında iktidar olunca bunların nerelerden ödendiğini ortaya çıkaracağız. Bütün vatandaşlara eşit mesafede yaklaşacağız. Şeffaf olacağız. Bu son derece kritik iddiaların araştırılması gerekiyor.”
İSMAİL ERTUĞ: “ALMAN MALİYESİ İDDİALARI ARAŞTIRMALI”
Avrupa Parlamentosu Almanya Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekil İsmail Ertuğ:
“UETD’nin kullandığı paralara gelmeden önce Türkiye’de çok daha acil konular var aslında. Türkiye’de o kadar çok şey oluyor ki, bu ne ki? Devede kulak. Ancak Avrupa’nın da kendi ev ödevleri var: Panama Papers, Cennet belgeleri, Malta belgeleri. Avrupa önce şu belgeleri bir açığa çıkarsın.
Elbette UETD ile ilgili bu iddiaların ardından Alman maliyesinin bu hesapları araştırması gerekiyor. Bu paralar nerelerden getiriliyor? Bunlar halkın parası ve vergilerdir. Avrupa’daki Türk halkının da bu konuda hassasiyet göstermesi gerekiyor.”
'TÜRKİYE’DEKİ SİYASET ANLAYIŞLARINI AVRUPA’YA TAŞIYORLAR. TAKİYE YAPIYORLAR'
Alman Federal Meclis Birlik’90 / Yeşiller Partisi E. Milletvekili Memet Kılıç
Türkiye’deki siyasi partiler yasası yurtdışı temsilcilikleri kurmalarına izin veriyor. Partilerin diğer ülkelerdeki benzer partilerle ilişki kurmalarını sağlıyor bu düzenleme. AKP’nin yurtdışı temsilciliğine ismini vermemesi ise bu iddialar doğrultusunda şimdi daha anlaşılıyor. UETD yeni ismiyle UID’nin, AKP’nin arka bahçesi olduğunu ise herkes biliyor. Takiye yapıyorlar. Türkiye’deki siyaset anlayışlarını bu tarafa taşımaya kalktılar. Para ilişkilerinde şeffaflık yok ama muhaliflerini maliye kontrolü ile perişan ediyorlar. Türkiye'de hergün muhalif belediyeleri mali kontrolden geçiriyorlar. Buradaki en büyük faktör Cumhurbaşkanı makamını işgal eden kişinin bugün de tek parti başkanı olarak çalışması ve örtülü ödenekle operasyon yapması. Cumhurbaşkanının kimseye hesap vermeyeceği bir örtülü ödeneği var.
'ALMANYA OSMANLILARI’NI KULLANDILAR. BU GERÇEK ALMAN KAMUOYUNUN BASKISI İLE ORTAYA ÇIKTI'
MİT’i AKP’nin teşkilatı haline getirdi. Türkiye’de mafya ile apaçık işbirliği yapabiliyorsa ve muhalefete Sedat Peker ile göz dağı veriyorsa burada da bu işe yatkın unsurları kullanmaya kalktılar. Almanya Osmanlıları’nı kullanmaya kalktılar ve ortaya çıktı. Almanya 18 Mart’ta birçok eyalette eşzamanlı operasyonlar düzenledi. Buna neden olarak ise Metin Külünk’ün telefon dinlemeleri gösterildi. Erdoğan’la da birebir görüşmeleri var. Ve bu görüşmelerin varlığı Alman medyasına yansıtıldı.
'ALMANYA NE ERDOĞAN’DAN NE DE AKP’DEN RAHATSIZ'
Neden bu polis kayıtları medyaya yansıtıldı? Çünkü devletnin içinde Alman hükümetinin sadece silah ticaretine yoğunlaşmış halinden rahatsızlık duyan unsurlar var. Buna karşılık açık konuşmak gerekirse Alman hükümeti ne Erdoğan’dan ne de AKP’den rahatsız oluyor. Çok seviyorlardı kendisini. Bunun üç ana nedeni vardı. Birincisi, Erdoğan paralel ordu kurmak için Almanya’nın istediği kadar çokça silah alıyordu. Silah ticaretinde ideal adamdı. İkincisi, Erdoğan o bölgede Türkiye'nin konumunun zayıflaması ve AB’nin elinin güçlenmesi için gereken adımları atan kişiydi ve iktidarda kalmasını istediler. Önceki seçimlerde Merkel neden koştura koştura Türkiye’ye gidip Erdoğan’ı ayakta tutmak istedi? Üçüncüsü ise Kıbrıs’ı Avrupa’nın alabilmesiydi. Erdoğan’ın gözü paradan başka birşey görmediğinden, ayakta tutmaya çalıştılar. Peki ne oldu da Almanya Osmanlıları ortaya çıktı? Neden örtbas etmediler? Çünkü Alman hükümeti kamuoyu baskısı altında kaldı. AKP’ye dendi ki “Biz sizi seviyoruz ama kamuoyu rahatsız. Çeki düzen ver eskisi gibi devam edelim”. Bakın Külünk listeye girmedi. Türkiye “Uetd’nin de adını değiştirelim, UID yapalım da siz rahatsız olmayın” demiş olabilir. Son olarak ‘Alman partilerine girin’ diye telkinde bulunuyor. Bunan para kaynağı nedir bilemiyoruz.
'ALMANYA 6 DENİZALTIYA CASUSLARI SERBEST BIRAKTI'
2014 yılı Aralık ayında Türkiye’nin iki casusu Frankfurt Havaalanı’nda Alman Federal Başsavcısı’nın talimatıyla yakalanmıştı, ellerinde bir dolu belge vardı üstelik. Büyük balık yakaladılar yani. Sonra bu kişiler sanki arabalarını yanlış yere park etmişler gibi muamele görüp serbest bırakıldılar. Bu yılın mayıs ayında öğrendik ki, Türkiye Almanya’dan altı tane denizaltı sipariş etmiş.
Silah endüstrisinin hatırına Almanya herşeye göz yumabilir. Halkın verdiği vergilerle Almanya’da kurulan AKP yandaşı partilere de bir bakmak gerekiyor. Örneğin Alman Demokratlar Birliği (Allianz Deutscher Demokraten – AD Demokraten). Almanya’da faaliyet gösteren ve Alman Meclisi’ne girmek isteyen bu parti de Türkiye’deki vatandaşın cebinden finanse edilmemiş olduğunu bilmiyoruz. Örtülü ödenekten istediği kadar para verebilirler.
'VARLIK BARIŞI DÜZENLEMESİ ARAŞTIRILMALI'
En iyi becerdikleri iş para çevirmek. Bu iş için eğişik yöntemler bulabilirler. Örneğin örtülü ödenekten para alan ‚danışman‘ Türkiye’de ve Avrupa’da muhaliflere uyduruk davalar açabilir. Bu iş için UETD’ye yakın bir avukata görev ve istediği kadar para verebilir. O avukat da UETD’nin faaliyetlerini destekleyebilir. Takip edilmesi biraz zor, ama uzman kadrolar ile mümkün.
Hem Almanya'nın hem de Türkiye'nin varlık barışı düzenlemesinin üzerine gitmesi gerekiyor. 2008’de çıktı biliyorsunuz. “Yurtdışından altınınızı, paranızı getirirseniz kaynağınızı sormuyoruz. Yüzde 2 vergi alıyoruz” dediler. Bununla kara para akladılar. Almanya bunu seviyor ki hiç üstüne gitmedi. Türkiye’de ana muhalefet de üstüne gitmedi. Ancak Türkiye’nin kara para akladığı ortaya çıkarsa Avrupa konseyinden çıkarılır, uluslararası bankalarda işlem yapamaz, İran muamelesi ile karşı karşıya kalır.
Ekonomi dibe vurup panik halinde ‚panik seçime‘ gitmek zorunda kalınca, dış güçleri suçluyorlar. “Dış güçler” neden altın yumurtlayan tavuğu kessin ki? Türkiye’nin dışarıya milyonlarca dolar borcu var. Ölmesin ama sürünsün istiyorlar. Bu iş için en uygun eleman olarak da Erdoğan’ı görüyorlar.
'ALMANYA AĞ KURUP, UZMAN KADRO İLE İZ SÜREBİLİR'
İddialarla ilgili Alman maliyesi araştırma yapabilir. Minareyi çalan kılıfını da hazırlar tabii. Domates patates ticareti gibi gösterdikleri işlerde kendilerine yakın tacirleri çok memnun edebilirler. Bu Tacir de o parayı AKP’ye yakın organizasyonlara bağışlayabilir, kampanyalarına destek olabilir. Bunun takibi zor olsa da, güçlü bir ağ kurulduğu takdirde uzman kadroyla çözülür. Almanya ise silah ticaretinden alabildiğini aldı. Tek korkuları ise şimdi sığınmacıların gelmesi.
UETD'DEN HENÜZ YANIT YOK
Öte yandan haberimizde yer alan tüm bu iddialarla ilgili olarak eposta yolu ile UID Genel Başkanı Bülent Bilgi’ye iletilmesi ricasıyla görüş istedik. Ancak henüz UID’den konuya ilişkin herhangi bir yanıt gelmedi.
http://www.abcgazetesi.com/reisinisadamlarinelerceviriyor88151h.htm