Elektrik faturalarında iletim bedeli, kayıp kaçak bedelleri ve yüksek vergilerin yanı sıra üretim, dağıtım ve perakende satış olmak üzere en az üç farklı şirketin kârı bulunuyor. Doğalgazda da durum pek farklı değil. Doğalgaz faturalarımızda da vergilerin yanı sıra doğalgazın ithalatını ve perakende satışını yapan en az iki şirketin kârı bulunuyor. Üstelik şirketlerin tüketimi ölçtükleri sayaçların takılması, sökülmesi, değiştirilmesi, kontrolü gibi hizmetlerin bedeli de yurttaşlara ödetiliyor.
2001 krizi ve AKP’nin iktidara gelmesi ile uygulanan IMF paketleri kapsamında serbest elektrik piyasasına geçiş için Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) kurulması ile özelleştirme uygulamaları artmış, Petrol Ofisi, PETKİM ve TÜPRAŞ gibi büyük özelleştirmeler yapılmış, doğalgaz şehir şebekeleri özel şirketlere açılmış ve 2008 yılında dağıtım özelleştirmesinin başlaması ve TEDAŞ bölge müdürlüklerinin tamamen özelleştirilmesi ile elektrik dağıtım faaliyeti tamamen özel şirketlere bırakılmıştı.
Elektrik üretiminde devletin elektrik üretim şirketi olan Elektrik Üretim A.Ş.’nin (EÜAŞ) üretimdeki payı Ocak 2020’de %23, özel sektörün payı ise %77 olarak gerçekleşti. 2018 yılı ortalamasına göre ise EÜAŞ’ın payı %15, özel sektörün payı ise %85 olarak gerçekleşti. Üretilen elektriğin yüksek gerilim hatları ile taşınmasını kapsayan iletim faaliyetleri bir devlet şirketi olan Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) tarafından yürütülüyor.
Elektrik piyasa serbestleşme sürecinde, ilk olarak 2005 yılında Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) 21 şirkete bölünmüş ve dağıtım faaliyetleri tamamıyla özelleştirilmişti. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na göre 2013 yılında gerçekleşen ayrışmayla, önceden birlikte gerçekleştirilen dağıtım ve satış etkinlikleri ayrı şirketler tarafından yürütülmeye başlanmış böylelikle dağıtılan elektriğin perakende satış işleri de özelleşmişti.
Elektrik üretiminde kurulu güce göre bakıldığında 1000 MW üstünde kurulu güce sahip ilk 15 şirket arasındaki isimler pek de yabancı değil. Enka, Enerjisa, Eren Holding, Cengiz Enerji, Çelikler holding, Limak Enerji, Bereket Enerji, Aksa Enerji, İÇDAŞ Enerji, Konya Şeker, Ciner Enerji, Diler Holding, Ak Enerji, Gama Enerji ve OYAK ilk 15’e giren şirketler. Sadece ilk 6 şirket toplamda EÜAŞ’tan fazla kurulu güce sahip.
Dağıtım ve perakende satış şirketleri de aslında aynı şirketler. CengizLimakKolin firmaları ve bunların ortaklıkları yaklaşık 22 milyon yurttaşın bulunduğu dağıtım bölgelerinde dağıtım ve perakende satış yapıyor. Enerjisa yaklaşık 20 milyon, Bereket Enerji 8 milyon, Eksim Enerji 5,5 milyon yurttaşın bulunduğu bölgelerde dağıtım ve perakende satış yapıyor. Diğer dağıtım ve perakende satış şirketlerinin arasında Aksa, Ak Enerji, Çalış, Zorlu, Alarko, IC İçtaş gibi tanıdık şirketler yer alıyor.
Dağıtım ve perakende satışın özelleşmesi ile kayıp ve kaçak bedelleri de tartışma konusu haline gelmişti. 2016 yılında yapılan yasa değişikliği ile Yargıtay‘ın "alınamaz" dediği elektrik kayıp bedellerini, bu kez yasa yoluyla vatandaşa yüklemenin yolu açılmıştı.
Yüksek gerilimde iletim kayıpları %2 civarında gerçekleşiyor. Dağıtım şirketlerinin kayıp oranları ise ortalama %20 oranında. 2018 yılında, Eksim Holding’in sahibi olduğu Dicle EDAŞ’ta kayıp oranı %54, Türkerler Holding’in sahibi olduğu Vangölü EDAŞ’ta kayıp oranı %49,19, Çalık Holding ve Kiler Holding ortaklığına ait Aras EDAŞ’ta kayıp oranı %24 olarak gerçekleşti. Şirketlerin kayıplardan kaynaklı zararları faturalardan alınan kayıp bedelleri ile karşılanıyor.
Elektrik faturalarımızda öncelikle enerji tüketim bedeli var. Bu bedel EPDK tarafından yılın her çeyreğinde belirleniyor.
Tüketim bedelinden sonra bir büyük kalem olarak dağıtım bedeli bulunuyor. Dağıtım bedelinin içerisinde iletim bedeli, kayıpkaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli bulunuyor.
Tüketim ve dağıtım bedellerinden sonra üçüncü büyük kalem olarak vergiler geliyor. Vergilerin en büyük kalemi ise KDV. KDV dışında enerji fonu bedeli, TRT payı ve elektrik tüketim vergisi bulunuyor.
Görüldüğü gibi faturalarımız esas olarak üretim şirketi, iletim şirketi, dağıtım şirketi ve perakende satış şirketinin kârları ve vergilerden oluşuyor. Bir konuta gelen ortalama 100 liralık bir faturada yaklaşık olarak 50 lira tüketim bedeli, 30 lira dağıtım bedeli, 20 lira ise vergi tutarı olduğu söylenebilir.
Ülkemizde elektrik üretimi ve ısınmada kullanılan doğalgazın neredeyse tamamı ithal ediliyor. Bu ithalatın %80’den fazlası BOTAŞ tarafından gerçekleştiriliyor. BOTAŞ’ı Şen Holding’e ait Bosphorus Gaz, Enerco Enerji ve Akfel Gaz takip ediyor. Geçtiğimiz günlerde ise Cengiz Holding’e doğalgaz ithalatı için izin verilmişti.
Konut tüketimine bakıldığında, İstanbul’da gaz dağıtımı İstanbul Büyükşehir Belediye’sine ait olan İGDAŞ, Ankara’da 2013’te özelleştirilen ve Torunlar Enerji tarafından satın alınan Başkentgaz, İzmir’de Kolin A.Ş.’nin çoğunluk hissesine sahip olduğu İzmir Gaz, Bursa’da ise çoğunluk hissesi Azerbaycan doğalgaz şirketi Socar’a ait olan Bursa Gaz tarafından yapılıyor.
Covid19 salgını nedeniyle açıklanan tedbirler, çıkarılan yasalar ve EPDK kararları ile yukarıda saydığımız şirketlerin kazançlarının kollandığı açık.
26 Mart tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan torba yasa ile elektrik faturalarının ertelenmesi ve gecikme faizlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ödenmesinin yolu açılmıştı. Böylelikle yurttaşlar ne kadar süreceği kestirilemeyen salgın sonucunda ödenemez boyutlarda faturalarla karşılaşacak, patronlar ertelenen faturaların faizini devletten tahsil edecekler. Bu faizler ise yine yurttaşlardan alınan vergilerle ödenecek. Yani özetle AKP hükümeti elektriğin perakende satışını yapan yukarıda saydığımız Cengiz, Kolin, Limak, Enerjisa gibi şirketlerin alacaklarını faizleri ile birlikte koruma altına almış oldu.
İkinci bir adım olarak 31 Mart tarihinde yayımlanan Enerji Piyasası Düzeneme Kurumu (EPDK) kararları uyarınca EÜAŞ’ın dağıtım şirketlerine sattığı toptan elektrik birim fiyatı 27,56 kuruştan 22,83 kuruşa düşürüldü. Üretimdeki payı düşse de büyük barajları elinde bulunduran EÜAŞ hala önemli bir üretici. EÜAŞ’ın fiyatlarındaki düşüşün elektrik piyasasında da düşüş sağlayacağı tahmin ediliyor. Böylelikle dağıttığı elektriğin faturası ertelenen dağıtım şirketleri de elektriği ucuza almaları sağlanarak korunmuş oluyor.
Son olarak EPDK tarafından yapılan açıklama ile elektriğin perakende satışı ve doğalgaz dağıtım şirketleri için kıyasen fatura düzenlenmesinin önü açılarak şirketlerin kazançları tekrar koruma altına alındı. Kıyaslamanın son iki yılın ilgili aylarına bakılarak yapılacağı açıklansa da geçmiş tüketimi olmayan yurttaşlara emsal tüketim üzerinden fatura kesilecek. Emsal tüketimin kim tarafından belirleneceği ise açıklamada belirtilmiyor. Torba yasa değişikliği ile en azından faturaların ertelenmesini bekleyen yurttaşlar muhtemelen tükettiklerinden fazla faturalarla karşılaşacak.
Salgınla ilgili tedbirler alınmaya başladığından beri hükümet enerji alanında üretim, dağıtım ve perakende satış şirketlerini koruyacak pek çok tedbir açıklarken yurttaşların asgari ihtiyaçlarının sağlanması yönünde tek bir tedbir bile açıklanmaması dikkat çekiyor.
Böyle giderse salgın bittiğinde vatandaş ertelenmiş ve ödenemez hale gelmiş faturalarla, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı birikmiş gecikme faizleri ve EÜAŞ patronlara ucuza verdiği elektrik yüzünden zararla karşılaşacak. Pek çok yurttaş fazladan ödediği faturalar yüzünden dağıtım şirketleri ile mahsuplaşmaya çalışacak. Üstelik tüm bu zararlar hepimizin altında ezildiği vergilerle karşılanacak.
Salgın ve salgının yaratacağı ekonomiksosyal yıkım karşısında tüm üretim ve hizmet arzının merkezi olarak planlanması zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Bu çerçevede elektriği, suyu ve doğalgazı kesilen tüm konutlara yeniden arz sağlanması, tek bir yurttaşın bile bu kaynaklardan mahrum kalmaması için elektrik ve doğalgaz ile ilgili üretim, iletim, dağıtım başta olmak üzere tüm tesis ve faaliyetler hızla bedelsiz olarak kamulaştırılmalı, çalışanların sağlık durumları gözetilerek üretim planlı biçimde devam etmeli, bu hizmetler tüm konutlara tamamen bedelsiz olarak ulaştırılmalı. Öte yandan salgın boyunca su tüm konutlara bedelsiz olarak ulaştırılmalı, su arzı planlanarak uzun sürebilecek salgın boyunca herhangi bir kesinti yaşanmaması sağlanmalı. Bu adımların düzen içinde atılamayacağı, bir düzen değişiminin gerektiği açık...
https://sol.org.tr/haber/salgingunlerindedefaturahalkacikiyoristeparayicebeindirenler831