Başta futbol camiasının ünlü isimleri olmak üzere çok sayıda kişiyi dolandırdığı iddiasıyla yargılanan ve hakkında 252 yıl hapis cezası talep edilen banka şube müdürü Seçil Erzan ile birlikte 7 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün İstanbul 41’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmada tutuklu sanıklar Seçil Erzan ile Ali Yörük, tutuksuz sanıklar Nazlı Can, Asiye Öztürk ve Atilla Yörük hazır bulundu.
Buse Terim Bahçekapılı, eşi Volkan Bahçekapılı ve Semih Kaya duruşmaya katılmak için İstanbul Adliyesi’ne gelirken Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Fernando Muslera mazeret bildirdi. Selçuk İnan ise raporlu olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılmadı.
Duruşmada savunma yapan sanık Erzan, “O dönemde 1 milyon lira gibi bir para kaybettim. 2011 Aralık’ta Florya şubeye gittiğimde kaybettiğim parayı yerine koymam gerekiyordu. Bozcaada’da evim vardı, Metin Taş İstanbul’daki şubeye para çekmek için geldi ve durumu ona anlattım. O dönemde birkaç ‘faktoring’ yapıldı, sonrasında ben bunun kötü niyetli olduğunu anladım. Florya’da babaannemden kalan evi sattık, aslında 2013’e kadar hiçbir şey yoktu. 2013’de kuzenim Tanın Yılmaz’ın Yalova’daki gayrimenkulüne vadeli mevduat işlemi yaptık. 200 bin lirayı verdi, eşi ticaret faaliyetinde kullandı. Bu para daha sonra bana 93 bin 500 euro olarak benim hesabıma geldi. Tanın o dönemde bu parayı biriktirmek istiyordu, ben de döviz al sat yaparak, özel bankacılıkta nasıl işlem yapılıyorsa aynı şekilde yapıyordum. Tanın bir süre sonra benim ona verdiğim faizle hayatını geçindirmeye başladı. Evine giderken alacağı ekmek parasını bile benden alıyordu, hayatımızda böyle bir düzen oluşmaya başladı. Parayı çoğaltmakla ilgili stresim başladı o dönemde. Ben onların kız kardeşi gibiydim, eşinin de, onun da” dedi.
Savunmasına devam eden Erzan, “Onların birbirine verdiği sözlerden dolay ben sorumluluk almaya başlamıştım. 2019 yılında bir cenazede Nazlı ile karşılaştık. Nazlı annemle ilgilenmek için daha fazla hayatımıza dahil olmaya başlamıştı. O dönemde Nazlı da böyle bir durum olduğunu fark etti, o da etrafından para aldı. 50 aldı 70 verdi, böyle aile içerisinde, akraba içerisinde durum olmaya başladı. İnsanlar ‘Seçil‘i gördüğümüz zaman gözümüzün önüne dolar geliyor, para geliyor’ diyorlardı. Para, para, para. Benim para kelimesini duymak istemediğim zamanlar oldu” diye konuştu.
Erzan’ın savunmasında, “Şimdiye kadar söylediğim her şey yüzde yüz doğrudur ve gerçektir. Hayatım araştırılsın, başından itibaren ben doğruyu anlatmaya çalıştım” dediği sırada salonda bazı kişilerin güldüğü duyuldu
“Ben daha önce bu fon diye bir şey söylemedim, kendi ailemin içinde bunu yapıyordum” diyen Seçil Erzan, duruşmadaki savunmasında, birinden aldığı parayla başkasının faizini kapatarak sistem dışı para döndürmeye başladığını söyledi.
Mahkeme başkanına “Bana artık para vermeyin diye yalvardım” diyen Erzan’a mahkeme başkanının cevabı “Almasaydın oldu. Erzan ise buna karşılık olarak, “Açığım vardı, o yüzden diğer müştekilerden de para almak zorundaydım. Çünkü onlardan aldığım parayı ödeyemediğim diğer kişilere veriyordum” diye konuştu.
Seçil Erzan öğleden önceki savunmasından bugüne dek hiç bahsetmediği bir ismi açıkladı. Erzan, Hazine Bakanlığı’nda danışman olarak görev yapan “Emirhan” adlı kişinin ilk şikayetçi olduğu söylenen iş insanı Atilla Baltaş aracılığıyla fona para yatırdığını söyledi.
2021 mart ve nisan ayları arasında aldığı paraları değerlendiremediği paraları değerlendiremediğini söyleyen Seçil Erzan, “Ben kimseye ‘fon’ demedim. Ben ‘Fatih Terim fonu varmış, Hakan Ateş fonu varmış’ gibi şeyler söylemedim. Mesela Selçuk İnan’a, ‘Semih çok para kazandı, sen de kazanmak ister misin, girmek ister misin’ demiştim. İnan’a gizli işlem yaptığımı söyledim. Herkes bana ‘Bu bir fon, bizi kandırıyorsun’ dedi. ‘Fon’ ismini ben demedim” dedi.
Erzan aynı zamanda, “Sadece Emre Belözoğlu’na fon demiş olabilirim” diye konuştu. Emre Belözoğlu’nun parasına ilişkin olarak ise 250 bin lirasına Atilla Baltaş’a, 700 bin lirasına Barış Tari’ye, 650 bin dolar bir diş hekimine, Selçuk İnan’a ise 300 bin dolar verdiğini söyledi.
Savunmasının devamında, “Ben etrafımdakilere çok fazla para ödemeye başladım. İnsanlardan alıp birbirime döndürmeye çalışıyordum. Merve 1.2 Milyon TL getirdi yalvardım o dönem para getirmesin diye ölüyorum bitiyorum dedim. 2021 Mart nisandan itibaren aldığım paraları değerlendiremedim” diyen Erzan’ın “Çevremdeki herkes artıya geçti. Herkes yer içer hesabı Seçil öder” ifadesi de dikkat çekti.
Savunmasına devam ettiği sırada sesi titreyerek ağlamaya başlayan Erzan, gözyaşlarını tutamayarak, “Ben öyle bir hayatı seçmiş olsaydım cebimde silahım, arkamda 10 tane korumam olurdu, bana yardım edecek nüfuslu insanlar olurdu. Ben aralık ayından sonra, mart ayındaki FETÖ olayından sonra koptum gittim. İşimi kaybettim, geleceğimi kaybettim, insanlar mağdur oldu, çok özür dilerim. Bilinçli şekilde yapılmış bir şey değildi. Ben banka müdürü olmasaydım, Seçil Erzan olsaydım tabii ki bana para vermezlerdi. Seçil Erzan iyi bir bankacıydı, bu işlerin dışında herkese çok hizmet veriyordu. Kimilerinin kızı, kimilerinin kardeşi, kimilerinin iyi bir bankacısıydım. Bana ‘Kötü kadınsın’ dediler, ‘Fazla para verdiğim için mi kötü oldum’ dedim. ‘Hocaya mı yaranıyorsun’ dediler, nerelere gitti konular. Paradan nefret etmiştim artık. Annemi göremiyorum, babam ölmüştü, kimse sahip çıkmamıştı. İnsanlar olayı bambaşka yerlere getirdiler” diye konuştu.
Savunmasına devam eden Erzan, “Evet, mağdurlar var ama mesela Emre Belözoğlu’nun, bu çocuğun ne günahı vardı. Onu ben hayatında sadece parayı alırken tanıdım. Arda Turan ile çok samimi değildik. Futbolcuların hepsiyle çok samimi değildim ama iyi bir bankacısıydım. Bankacı olduğum için bana güveniyorlardı. Belki bunlar bana zarar verecek ama her şeyin doğrusunu söylüyorum. Bankacılık ilişkilerimiz her zaman vardı ve kurumsal olarak devam ediyordu. Bana ‘Seço, Seçil‘ diyerek para verenler, inananlar da oldu” ifadelerini kullandı.
Duruşmaya ara verildi. Aranın bitmesinin ardından Erzan savunmasına devam etti. Semih Kaya ile ilgili konuşan Erzan, “Semih bey benden eylülden sonra para almasaydı bunların hiçbiri olmazdı” ifadelerini kullandı.
Erzan, “Semih ve Ali arasındaki para trafiğini ben sağladım. Semih’in hesabından parayı Ali aldı. Sonra parayı bana verip vermediğini hatırlamıyorum” dedi.
Duruşmaya verilen aradan önce “Fatih Terim ya da Hakan Ateş fonu olduğunu söylemedim” diyen Erzan’ın savunmasında dikkat çeken bir detay da aranın ardından “Volkan’a, İbrahim Çağlar’a Fatih Terim fonu olduğunu söyledim” demesi oldu.
Erzan, “Ben birilerini dolandırmayı düşünmedim, Nisan ayından sonra böyle oldu. Atilla Baltaş’ın dövizcilerden aldığı para faizlere gitti. Nur Erkasap’tan da para aldım. Tam ne kadar aldığımı bilmiyorum ama ödeme yaptım ona da. Ödemelerin yüzde 90’ı elden yapıldı. Semih’in parasını hesabından Ali aldı. Daha sonra Ali, Semih’in hesabına 750 bin dolar olarak geri gönderdi. Semih bana parayı göndermek için Ali’nin hesabına gönderdi. Ben 50100 bin gibi ufak krediler çektim. Onun dışında yüksek miktarda kredi çekmedim. Çekebileceğim kadar kredi çektim onun dışında yüksek miktarda çekim yapılması imkansızdı” dedi.
Daha sonra duruşma savcısı, “İnsanlardan aldığınız paraları nereye yazıyorsunuz? Hesabını nasıl yapıyorsunuz, sistem vesaire var mıdır?” sorusuna, Erzan, “Sistem veya hesap yoktu. Nisan ayına kadar da büyük bir para yoktu. Hesap tutmuyordum bana para verenler tutuyordu. Onlar bana söylüyordu, ben tamam diyordum” dedi.
“Faiz ödemeleri yaptıktan sonra sisteme girilen para var mı?” sorusuna ise Erzan, “Hayır, dövizcilere para verildikten sonra sisteme para girilmedi” diye cevap verdi.
Soru üzerine Erzan, “Para istemesem de, insanlar para getiriyordu. Daha fazla para alayım diye insanlar akrabasının arkadaşlarının parasını getiriyordu. Çok sıkıştığım zamanlar insanlara kar oranlarını yüksek olarak söylediğim zamanlar oldu” dedi.
Savcının “Kaç telefon kullanıyorsunuz?” sorusuna Erzan, “İki telefon kullanıyorum biri banka biri özel hattım. Başka yok. Eski telefonu verip yeni telefon verdikleri telefon olabilir. İş hattımı genel olarak kişisel hayatımda da kullanıyordum. Şirket hattımı genel olarak da kullanırım” diye cevap verdi. Hakimin, “Fon vaadinde bulunarak ‘Fatih Terim fonu, Hakan Ateş’in de içinde olduğu bir fon dediniz mi?” sorusuna, Erzan “Son zamanlarda bunu söylediğim kişiler oldu. Emre Belözoğlu’na, Bülent Çeviker’e, İbrahim Çağlar’a söyledim” dedi. Şikayetçi avukatı Rezan Epözdemir’in, “Bankanız size yeni hat ve telefon veriyor. Numaraları kendileri yüklüyorlar ve size o telefonu kırıp atmanı neden istedi?” sorusuna ise Erzan, “Bana yeni hat verdiler telefonla ve diğer telefonu ne yaparsan yap dediler. O dönemde onların himayesinde gibi bir şeydim. Hiçbir yöneticimle bu konuyu ben paylaşmadım” diye cevap verdi. Avukat Epözdemir, “İlk ifadenizde fon olarak söylediğim kişiler var dediniz ama sonra yok dediniz duruşmada. Çelişki nedir?” Erzan, “Herkese fon demedim, fon yerine sistem dedim. Bankada gizli sistem dedim. Fon yok, kimisine sistem dedim, kimisine de bankada saklama dedim” şeklinde cevap verdi.
Avukat Epözdemir’in, “Telefonun internet aramalarında neden Gürcistan’da para birimi araması yaptınız?” sorusunu ise Erzan, “Bir müşterimizin Gürcistan’da parası olduğunu ve Türkiye’ye getirmek istediğini söylediğinde para birimini öğrenmek için arama yaptırdım” diye cevapladı. Avukat Epözdemir’in, “BDDK 43 milyon eksi olduğunu söylemiş. Bu para nerede?” sorusuna ise Erzan, “43 milyon gibi bir eksi yok. Normalde 300500 bin arasında eksidir. Herkes aldığını söylerse ortaya çıkar. Bankanın 43 milyona benim söylediğim rakamlarla ulaşmıştır. 53 milyon gibi toplanan bir para hesaplanmıştı ancak o dönem kendimde değildim. Bazılarına daha fazla yazmışım. Bazılarına daha az yazmışım o dönem verdiklerime” dedi. Erzan, avukatın Whatsapp yazışmalarında Candaş Gürol’un aldığı parayla ilgili soruya, “Candaş Gürol, 100 bin dolar almadı” dedi.
Erzan arabanın içerisindeki tehdit videosunu şu sözlerle anlattı:
Çorlu’ya babamın mezarına gittim. Sonra Nazlılıları gördüm. Eve gidip su içmek istiyordum kötüydüm. Tanın ile merve bize geldiler. Kapıyı kilitlediler 1015 tane senet imzalattılar. Şahsi borcumdur diyerek. bana küfürler ettirildi. Annem içeride çocuğuma bir şey yapıyorlar diye kötü oldu.
Şikayetçi Buse Terim Bahçekapılı ifadesinde, “2 Kasım 2022 de kuzenim Terim Arıcan, benim Denizbank’ta vadeli param var dedi. Seçil Erzan fonundan bahsetti. Fonun iyi olduğunu söyledi. Ben de hu konulardan anlamadığım için kendisiyle görüştüm. Seçil Erzan’a vadede olan paramı 190 bin doları verdim. Daha önce bu konuyu ailemle konuşmadım. Babam Fatih Terim’le bu konuda konuşmadım, soru sormadım, bahsetmedim. Seçil Erzan’la bankacılık işlemleri için konuşurduk onun dışında görüşmedik. Eşimin Seçil Erzan’ın bahsettiği fonu söylediğinde evet benimde param orda dedim. Ben Seçil Erzan’a para teslim etmeden önce hiç konuşmadım. Evrak istediğimizde parayı teslim ettiğimiz gün işi nedeniyle acil çıktığı için verememiş sonrası için ise bahaneler sunulmuş. 190 bin dolar zararım var. Şikayetçiyim. Seçil Erzan, banka müdürü olmasaydı parayı kesinlikle vermezdim” dedi.
Buse Terim’in ifadesi sonrası bir sanık avukatı söz alarak Fatih Terim’in adının fonda geçtiğini ve kendilerini uyarıp uyarmadığını sordu. Avukat ayrıca Fatih Terim’in eski avukatı ve aynı zamanda Seçil Erzan’ın eski nişanlısı olan Candaş Gürol’un da ifadesinde, “Fatih Terim’e kırgınım” dediği kısmı hatırlatınca sinirlenen Buse Terim, “Siz Candaş bey buraya geldiğinde ona şunu sorun, madem ki Seçil hanımın bunları yaptığına uyanmış, neden müvekkillerini uyarmamış?” dedi.
İlk duruşmanın ardından soruşturmaları tamamlanan başka mağdurların da isimleri eklendi. İş insanı Mert Zeydanlı, Deniz Güzel ve Nuray Şengüler’in iddianamelerinin de eklenmesiyle davadaki şikayetçi sayısı 21’e çıktı.
Şikayetçi sayısının artmasıyla Seçil Erzan için “Özel Belgede Sahtecilik” ve “Tacir veya Şirket Yöneticisi Olan ya da Şirket Adına Hareket Eden Kişilerin Ticari Faaliyetleri Sırasında Dolandırıcılık” suçlarından istenen ceza oranı da 77 yıldan 252 yıla kadar hapis talebine çıktı. Diğer sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
(DHA)
Tele1