Bu süreçte "arızalı bir tip" olduğunun anlaşıldığına inanan Peker, “Söylediklerimi inkar edip, Türkiye’ye dönerek eski konforumda yaşamak mümkünken, 24 saat hayati tehlike yaşamak pahasına, Türkiye’deki tüm sistemimin yok olması pahasına, en sonunda da ata yadigarı evimin artık elimden çıkması pahasına ben sözüme sadık kaldım. Namuslu davrandım. Ancak görüyorum ki, siz işi laylayloma vuruyorsunuz.” dedi.
Takipçileriyle yaptığı aktin bozulabileceğinin altını çizen Peker, “Dünyada hiç kimsenin beni bulamayacağı bir yere giderim, bu akti bitiririm. Siz RT yapmaya ya da yaşanılanları çevrenize anlatmaya korkarken, ben tek başıma bu yükü ne kadar daha taşıyabilirim?” ifadelerini kullandı.
Peker sözlerini ise Fatih Altaylı’nın 30 Temmuz’da Habertürk’te yayınlanan, “Siz Peker'i de pes ettirirsiniz”başlıklı yazısına atıfta bulunarak, “Sayın Fatih Altaylı‘nın içine doğduğu gibi, inşallah bir sonla neticelenmez bu akit. Söz namus ise size de namus. Vallahi son kez uyarıyorum, Billahi son kez uyarıyorum…” dedi.
FATİH ALTAYLI NE YAZMIŞTI?
Peker'in işaret ettiği köşe yazısının ilgili kısım şöyle:
“Yemin ediyorum siz Sedat Peker’i bile sonunda umutsuzluğa sevk edeceksiniz. Sonunda o da duvara konuştuğunu anlayacak. Benim gibi bir avuç salak yıllardır pes etmedik. Bir umut yazıyorum. Bakalım Peker bizim kadar inatçı olacak mı! Ya da ‘Alayınızın’ deyip dönüş biletine razı mı olacak? Göreceğiz…”
yenicaggazetesi.com.tr