Organize suç örgütü kurduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı bulunan ve şu an yaşamını Birleşik Arap Emirlikleri'nde sürdüren Sedat Peker ile Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek arasındaki tartışma, bugün partinin yayın organı Aydınlık gazetesinde yayınlanan haberle boyutlandı. Ancak tartışma, öncesinde başladı.
Haberin yayınlanmasından bir gün önce Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, şu duyuruyu yaptı: "Sedat Peker'in duruşma salonlarında FETÖ'ye yolladığı 'zarif' selamlar tek tek, belgeleriyle yarın Aydınlık'ta yayınlanacak. Tivitirlarda racon kestiğini sanan çakalların FETÖ'ye nasıl el pençe olduğunu okuyacaksınız. Aydınlıkçılarla ve gerçekle başa çıkamazsınız."
'HADDİNDEN FAZLA BÜYÜK KONUŞMUŞSUN'
Sedat Peker'in basın danışmanı olarak bilinen Emre Olur ise bu mesaja "Kırmızı yanak Özgür. Haddinden fazla büyük konuşmuşsun, dikkat et. Ağzına aldığın isim, Sayın Reis Sedat Peker'in ismi, boğazına düğümlenir, boğulursun. Kendisinin geçmişi, bugünü ve geleceği hep şerefle anılacak. Sizler ise pisliklerinizle ve kahpeliklerinizle anılacaksınız" yanıtını verdi.
HABERDE NELER VAR?
'Sedat Peker'in FETÖ'ye 'zarif' selamı: Hiçbir cemaati hedef almadım hakim bey' başlıklı haberde şu ifadeler yer aldı:
"FETÖ'nün devleti tamamen ele geçirmek için kurduğu kumpaslardan Ergenekon'da, suçlamalara dayanak için organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker gibi isimler dosyaya monte edilmişti. Ergenekon duruşmalarında Vatan Partililer en baştan itibaren dosyanın bir ABD/FETÖ tertibi olduğunu, Vatan Partisi'nin, TSK'nın, yurtseverlerin hedef alındığını açıkladı. Hem diğer sanıkları hem Türk kamuoyunu uyardı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, FETÖ'cü hakimlerin yüzüne 'Bizim çıktığımız koğuşlara siz gireceksiniz' dedi. Öyle de oldu.
Peker'in davadaki savunmalarında FETÖ'den bahsetmemesi bütün sanıkların dikkatini çekti. Kumpas suçlamalarına herhangi bir mahkemede yargılanır gibi yanıtlar verdi. FETÖ'ye dokunmadı. Aksine, yaptığı hiçbir çalışmanın 'herhangi bir cemaati' hedef almadığını üzerine basa basa söyledi.
Peker, Ergenekon davasında 22 Nisan 2013'te esasa ilişkin son savunmasını yaptı. Hakkındaki suçlamalardan biri 'Öztürkler' isimli haber sitesini 'Ergenekon terör örgütü' amaçları doğrultusunda kurduğuydu. Savunmasında böyle bir örgütün varlığını reddetmeyerek heyete mesaj veren Peker, bir anlamda davayı meşru saydı. Sadece 'Ak Parti ya da herhangi bir dini cemaatle ilgili aleyhe haber olmadığını' söyledi. Böylece tertibin sahibi olan 'cemaate' selam yolladı"
'SAÇ TELİ KADAR MÜMKÜN DEĞİL'
Hatta tezini şöyle savundu:
'Sayın başkanım mesela şöyle bir şey olmuş olsa 10 sene sonra diyelim ki, Ak Parti iktidardan gitse fikirleri çok sert olan, uçlarda dolaşan bir partiler diyelim ki iktidara gelmiş olsa, deseler ki 'Ya Sedat Peker sen bir tane internet sitesi açmışsın. Sen bu internet sitesinde neden hiç Ak Parti ile ilgili cemaatlerle ilgili veya milliyetçi muhafazakar dünya görüşüne sahip insanlarla ilgili 8, 10 senede Allah rızası için bir tane insan aleyhte haber yapmaz mı deseler... Bu belki kanuni değildir, bu da vicdani değildir ama bir saç teli kadar insan düşünür ya der ki; e böyle bir soru sorulabilir der. Ama biraz önce anlatmış olduğum Sayın Savcılarımızın mütalaaya Öztürkler internet sitesinin suçlayıcı amaçla koyması inanın ki efendim saç teli kadar bile mümkün değildir.'
'BALYOZCULAR GİBİ DEĞİLİM' ŞERHİ
27 Ocak 2012 tarihli, tutuklandığı duruşmada da, mahkeme heyetini cemaatlere asla karşı olmadığı konusunda ikna etmeye çalışıyor. Peker, 'Saygıdeğer Başkanım, bizim burada yargılanmış olduğumuz terör örgütü amaç olarak ihtilale zemin hazırlamak, ihtilal gerçekleştikten sonra da dindar, inançlı kesime yönelik bu ihtilalin olması yönünde kamuoyunda bir algı var ve bu şekilde kabul ediyor' diyerek Balyoz davasındaki sözde darbe belgelerinden örnekler veriyor.
Peker böyle bir 'yapının' içinde olamayacağını 'Saygıdeğer Başkanım 1980 senesinin sonlarında cennet mekan Seyit Raşit Muhammed Erol Hocamızın Adıyaman’dan Ankara Pursaklar’a geldiğine daha orda ki külliye inşaatı başlamadan hayır duasını almak için ziyaret etmiştik, tövbe almıştık.' örneğiyle anlatıyor. (...)"
Yeniçağ