Yalıkavak Marina, organize suç örgütü lideri olduğu gerekçesi ile hakkında soruşturma başlatılan Sedat Peker’in yayınladığı videolarda ‘çökme ve kaçakçılık' iddialarıyla gündeme gelmişti.
Son olarak Yalıkavak Marina'daki gelişmelere ilişkin BirGün gazetesi yazarı Timur Soykan, “O marinada kaçak inşaat” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Soykan yazısında, “Yalıkavak Marina’daki eski otel binası yıkıldı ve ruhsatsız iki katlı bina yapılıyor. Üstelik Bodrum Belediyesi’nin iki kez mühürlemesine rağmen” ifadelerine yer verdi.
Marinanın eski sahibi iş insanı Mübariz Mansimov’un, “Marinayı fiilen eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın yönettiği” iddiasının yer aldığı yazıda, Mansimov'un “Bu inşaatları ancak arkasında büyük bir güç olan biri yapabilir" sözleri ise dikkat çekiyor.
Soykan'ın yazısını tamamı şöyle;
Bodrum Yalıkavak Marina, Akdeniz’in hatta dünyanın en gösterişli yat limanlarından biri. Arap şeyhlerinin, oligarkların, dünyanın en zengin isimlerinin mega yatları her yaz marinaya yanaşıyor. Eskiden halkın balıkçılık yaptığı, denizde yüzdüğü alan artık zenginlerin şaşalı vahası. Modern mimari örneği marina en pahalı mağazalar, milyonlarca dolarlık araçların dizildiği galeriler, fiyatları dudak uçuklatan lokantalarla dolu.
Ancak son bir yıldır bu marina Türkiye’de daha önce hiç olmadığı kadar gündemde.
‘MEHMET AĞAR ÇÖKTÜ’ İDDİASI
Suç örgütü lideri Sedat Peker, ifşalarında Yalıkavak Marina’ya eski içişleri bakanı ve Susurluk Çetesi hükümlüsü Mehmet Ağar’ın çöktüğünü iddia etmişti. Sedat Peker’in iddiasına göre; 2016’da Yalıkavak Marina’nın sahibi Azerbaycanlı oligark Mübariz Mansimov tehdit edilerek hisseleri düşük fiyattan yine Azerbaycanlı olan Anar Alizade’ye devredilmişti. Perde arkasında Mehmet Ağar vardı ve oğlu Tolga Ağar, marinanın yönetim kurulu üyesiydi. 2018’de oğlu AKP’den milletvekili seçilen Mehmet Ağar marinanın yönetim kurulu başkanı olmuştu.
Marinanın satışının iptali için dava açan Mansimov ise FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla 2020’de tutuklanmıştı. Bir yıl tutuklu kaldıktan sonra 5 yıl hapis cezası verilerek tahliye edilmişti. Sedat Peker, Mehmet Ağar’ın büyük yatlarla marinadan uyuşturucu ve insan kaçakçılığı yaptığını öne sürüyordu.
Mehmet Ağar ise Sözcü’den Saygı Öztürk’e verdiği röportajda iddiaları yalanlamıştı. “Bugün eğer buraya mafya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır” sözleri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu kızdırdı. Mehmet Ağar özür dileyerek marinanın yönetim kurulu başkanlığından istifa etti.
Mansimov ise Bodrum’da görülen marina davasını kaybetti.
İNŞAAT YASAĞI DA VAR AMA…
Bu kadar büyük iddialar, skandallar ortalığa saçılmışken insan en azından marinanın bir süre sessizliğe gömülüp suların durulmasını bekleyeceğini düşünüyor değil mi?
Ama değil…
Burası Yeni Türkiye…
Tüm gözler üzerinde olsa da kimin umurunda.
Marinadaki eski otel binası tamamen yıkılmış ve yerine iki katlı çok daha büyük bir otel inşa ediliyor. Önceden 11 odalı olan oteldeki oda sayısının en az iki kat arttığı öne sürülüyor.
Bodrum Belediyesi yetkilileri, marinayı işleten şirketin tadilat ruhsatı için başvurduğunu ve incelemenin sürdüğünü ifade etti. Şirkete ruhsatsız inşaatın durması için uyarı yapıldığını belirten belediye kaynakları “Vatandaşlardan şikâyetler geliyor. 2 kez mühürlememize rağmen çalışmaya devam ediyorlar” dedi.
İmara göre; marinanın bulunduğu denizin üzerine dolgu alanda yapılaşma oranının yüzde 20 olduğunu ifade eden Bodrum Belediyesi yetkilileri kendilerine sunulan tadilat projesine göre; marinada daha önce kullanılmayan rezerv olarak bırakılan alanda yapılaşmaya gidildiğini ifade ediyor. “Şu an ruhsat başvurusu son inceleme aşamasında. Fazlası yapıldıysa ruhsat verilmeyecek. Fazla yapılan bölümler yıkılacak” diye konuşuyorlar.
MARİNADA ÇÖKME TEHLİKESİ
‘Çöküldüğü’ iddia edilen marinadaki inşaat, dolgu alanının çökmesine neden olur mu? Belediye kaynakları dolgu alanın tüm rezerv alan gözetilerek yapıldığı ve bir tehlike olmadığını söylüyor.
Ancak marinadaki inşaatın yapılaşma oranını çok geçtiğine yönelik iddialar ve şikâyetler var.
Yalıkavak Marina’nın baskı ve kumpasla elinden alındığını iddia eden Mübariz Mansimov “Orada 5 bin 500 metrekare toplam yapılaşma izni vardı. Biz hepsini kullanmıştık, 1 metrekare bile kalmamıştı. Bunu katbekat geçmişler. Eski otel bir katlıydı, en az 5 metre daha yükseltmişler. Biz buraya çivi çakamıyorduk. Denize 10 metre mesafede bunu yapıyorlar” dedi.
Yalıkavak Marina’yı iş insanı Cefi Kamhi 1995’te açmıştı. 2012’de o dönem Türkiye’nin en zengin 10 ismi arasında yer alan ve Tayyip Erdoğan’ın talebiyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Mansimov satın almıştı. Mansimov da marinada yapılaşmayı büyük oranda artırmıştı.
ÇOCUK PARKI AVM OLDU
Mansimov ise yeşil alanlar oluşturduğu iddiasında. Marinada çocuk parkı yaptığını ve Yalıkavak ahalisinin çocuklarının buradan ücretsiz faydalandığını anlatarak “Bu çocuk parkını da yıktılar. Yerine dükkânlar yaptılar” diyor.
Çocuk parkının yanı sıra eskiden amfitiyatro bulunan alan da alışveriş merkezine dönüştürüldü.
Tabii ki geçmişte de marinadan Yalıkavak ahalisinin faydalandığı söylenemez. Her zaman çok pahalı ve zenginlerin ayrıcalıklı dünyasına aitti. Bu toprakların insanları için kurulduğu günden beri ayrı bir dünyaydı. Pek çok Yalıkavaklı çocuğunu bir kez bile oraya götürmediğini söylüyor.
Bugün ise bir şişe küçük su 25 lira, bir top dondurma 40 liraya satılıyor. Bazı lokantalarda yemek için 1000 TL gözden çıkarılmalı.
AĞAR YÖNETİYOR’ İDDİASI
Mübariz Mansimov ise Yalıkavak Marina’yı fiilen Mehmet Ağar’ın yönettiğini iddia ediyor. “Bu inşaatları ancak arkasında büyük bir güç olan biri yapabilir” diyor.
Henüz ruhsat incelemesi tamamlanmadığı için Yalıkavak Marina’da yapılaşma sınırlarının aşılıp aşılmadığına dair bir belge yok. Ama geçmişte bu sınırların altüst edilip sonra cezalar ödenerek kalıcılaştığına defalarca tanık olduk. Bakalım süreç nasıl işleyecek.
Ama şurası kesin:
Çok vahim iddialarla bütün ülkenin gözlerinin çevrildiği dev marinada ruhsatsız inşaat yapılabiliyor, mühürler kırılabiliyor. Türkiye hukuksuzluk okyanusunda yelkenler fora ilerlerken aynı gemide olanların keyfi hiç bozulmuyor. Halk boğuluyor.
KRT