Home
03 Kasım 2021 ( 57 izlenme )
Reklamlar

Sedat Peker sır perdesini aralamıştı: SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi hakkında korkunç detay!


Sedat Peker'in 'Oluk oluk kan dökülme çıkışını yapacağından haberdar değildik' diyemezsiniz.' sözlerinin ardından gazeteci yazar Leyla Tavşanoğlu dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.


Muhalefetin “siyasi suikastlar” olabilir iddiasının ardından gözlerin çevrildiği örgütlenmelerin başında SADAT (Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş) geliyor. Suriye ve Libya savaşlarındaki rolünden, 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki “kayıp” silahlara, ülke içindeki eğitim kamplarından harp okullarının mülakatlarına katılmaya kadar SADAT hakkında birçok iddia bulunuyor.

Organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan Sedat Peker'in SADAT'a ilişkin yaptığı açıklamalarda "Ülkede korku iklimi yaratmak için silahlanın çağrısını yapmam ortak fikirdi. Oluk oluk kan dökülme çıkışını yapacağından haberdar değildik diyemezsiniz. O tarihlerin birkaç gün öncesinde yaptığım görüşmelerin HTS kayıtları da ortaya çıkacaktır" ifadelerine yer verilmişti.

Konuya ilişkin Gazeteci yazar Leyla Tavşanoğlu'nun yayınlanan yazısında 'Adnan Tanrıverdi denilen bu zatı muhterem SADAT'ı kurmadan önce ABD'de askeri strateji alanında danışmanlık yapan Amerikalı özel şirketlerin çalışmalarını yerinde incelemiş. Söylenene göre, ABD'nin Irak'ı işgali sırasında Saddam yanlılarına yaptığı işkencelerle bilinen, ismiyle müsemma son derece karanlık Blackwater şirketiyle de ilişkisi olmuş.' açıklamalarına yer verildi.

İşte Tavşanoğlu'nun 'SADAT' hakkında dikkat çeken yazısının tamamı:

Son yıllarda sık sık gündeme gelen bir örgüt var: SADAT. Örgütün kurucusu ve isim babası 28 Şubat döneminde şeriatçılık faaliyetleri nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) atılan emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi. Yakın arkadaşlarının kendisine Sakallı Adnan diye hitap ettiği söyleniyor. SADAT'ın bilinen faaliyeti paramiliter eleman yetiştirmesi.

SADAT kendisini savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren şirket olarak tanımlıyor. SADAT 28 Şubat 2012'de Tanrıverdi ve kendisi gibi şeriatçılıktan TSK'dan emekli edilen 23 subay tarafından kuruldu. Tanrıverdi'nin o dönem bir de ilginç ortağı vardı: Prof Dr. Nevzat Tarhan. Tarhan, Kuleli askeri Lisesi'nden mezun olduktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirmiş. Uzun yıllar GATA'da çalışmış. Psikiyatri uzmanı. Yalnız ilginç işlere de karışmış. Örneğin ABD'de yaşayan Prof. Turan İtil'le birlikte yeni birtakım ilaçlarla ilgili deneyler yapmış. Deney aşamasındaki bu ilaçların etkilerini anlayabilmek için birtakım cezaevlerinde bunları denemeye kalkışmış. Yani anlayacağınız mahkûmları kobay olarak kullanmak istemiş. Bu yazdıklarımın hiçbiri sır değil. Cerrahpaşa mensubu ya da cezaevinde yatarken kobay olarak kullanılmak istenen kime sorsanız size hikâyeyi anlatır.

Bu Prof. Dr. Tarhan, Sedat Peker'in son tweet'lerinde Adnan Tanrıverdi'nin ortağı olduğu ortaya çıkınca durumu örtbas etmek için SADAT'taki hisselerini 300 bin liraya Tanrıverdi'ye devretmiş. Garip bir ilişki. Kullanımı henüz onaylanmamış ilaçlarla deney yapmaya çalışan eski askeri doktorla SADAT arasında acaba nasıl bir ilişki vardı? Günün birinde adli makamlar belki o işin aslını da ortaya çıkarır.

Dönelim SADAT'a. Adnan Tanrıverdi denilen bu zatı muhterem SADAT'ı kurmadan önce ABD'de askeri strateji alanında danışmanlık yapan Amerikalı özel şirketlerin çalışmalarını yerinde incelemiş. Söylenene göre, ABD'nin Irak'ı işgali sırasında Saddam yanlılarına yaptığı işkencelerle bilinen, ismiyle müsemma son derece karanlık Blackwater şirketiyle de ilişkisi olmuş.

Tanrıverdi'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la tanışıklığı da 1980'li yıllara dayanıyormuş. Erdoğan 1994'te İstanbul Büyükşehir Başkanı seçildiğinde askeri kanattan nadir destek gördüğü insanlardan biri de Adnan Tanrıverdi'ymiş. Emekli şeriatçı general 2016'da Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanlığı'na atanmış, ne var ki 2019'da İstanbul'daki bir konferansta, "Mehdi’nin gelişine hazırlıklı olmamız gerekiyor" gibi yersiz bir söz söyleyince görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.

Bir de SADAT'ın 15 Temmuz darbe girişimindeki rolüne dikkat çekiliyor. Darbe girişimi daha duyulmadan SADAT'ın yandaş birtakım sivillere ağır silahlar dağıttığı biliniyor. Ancak o ağır silahların daha sonra kimlerin eline geçtiği meçhul. Bir iddiaya göre 15 Temmuz gecesi Boğaz Köprüsü'nde linç edilen askerleri öldürenler SADAT'ın El Nusra ve IŞİD'den devşirdiği teröristler. Bunu Sedat Peker tweet'lerinde de yazmıştı.

SADAT, Adnan Tanrıverdi aracılığıyla bu iddiaları sürekli yalanladı. Tanrıverdi, "On kişiden az danışmanı olan bir şirketin bütün bu iddia edilen işleri yapması mümkün mü?" dedi. Artık bu söze cevabı uzmanlara bırakıyorum. Tanrıverdi ayrıca Türkiye içinde hiçbir faaliyetlerinin olmadığını, sadece yurtdışında ismini vermediği bir ülkeye danışmanlık yaptıklarını belirtmişti.

Ancak, Fransız İstihbarat Araştırma Merkezi adlı düşünce kuruluşuna göre, SADAT, halihazırda en az 22 Müslüman ülkede etkin. Askeri danışmanlık faaliyeti yürütüyor. Daha önce SADAT'ın Libya'da General Hafter'e karşı savaşan güçlere destek verdiği de ortaya çıkmıştı. Bir de ne olduğu belirsiz bu şirketin üç yıl süreyle harp akademilerinde mülakatlar yaptığı iddia edilmişti.

Şirketle ilgili başka iddialar da Suriye'deki silah ticaretine dair. 2014'te ortaya çıkan MİT TIR'ları skandalına bir yenisi daha eklendi. Türkiye'den silahların MİT vasıtasıyla Suriye'de savaşan radikal gruplara gönderildiği iddiası hâlâ gündemdeyken bu defa Sedat Peker geçtiğimiz mayıs ayında yazdığı tweet'lerde, "MİT TIR'ları yakalandığında içindekilerin (silahların) Türkmenlere ihtiyaç için gittiğini düşünüyordum. Fakat bu silahların yollanması meselesini TSK ve MİT değil, SADAT'ın içindeki bir ekip organize etti. Kendi üzerimden gönderilen bu malzeme Türkmenlere değil, El Nusra'ya gitti" ifadesini kullandı. Peker'in bu iddiaları SADAT tarafından tabii ki yalanlandı.

Sedat Peker son gönderdiği tweet'lerin birisinde de şunları yazdı: "Ayrıca SADAT'la ilgili önümüzdeki günlerde başka paylaşımlar da yapacağım. İslami terör örgütlerini nasıl eğittikleri ve de nasıl haksız gelirler elde ettikleri, yaptıkları hırsızlıklara dair. Onları öyle bir göz hapsine alacağız ki muktedirlerin işine gelecek kaos çıkarma planlarından vazgeçmek zorunda kalacaklar."

Bir de İyi Parti Lideri Meral Akşener'in bir süre önce SADAT'la ilgili araştırma yapılmasını isteyen sözleri var. Akşener, SADAT'ın Konya ve Tokat gibi İç Anadolu illerinde gizli eğitim kampları kurduğu ve gençleri bu kamplarda gayri nizami harp usullerine göre eğittiğini söylemişti.

SADAT'ın son derece karanlık bir örgüt olduğu, kamu düzeni ve güvenliğini tehdit edecek boyutlarda çalışmalar yaptığı ayan beyan ortadayken, adli makamların kıllarını bile kıpırdatmaması doğrusu çok şaşırtıcı.

Size, SADAT'ın kendisine örnek aldığı söylenen Amerikan Blackwater şirketiyle ilgili de kısa bir bilgi vereyim:

Şirket, 1997'de ABD Deniz Kuvvetleri Özel Birlikler eski mensupları olan Eric Prince ve Al Clark tarafından kuruldu. Şirketin kuruluş amacında ABD içinde askeri nitelikli koruma, polis teşkilatının eğitimi gibi hizmetler vermek üzere faaliyete geçtiği yazılı. Daha sonra ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali sırasında askeri personeli ve askeri kışlaları koruma görevini üstlendi. Ancak amacının dışında faaliyet gösterdiği tespit edildiğinde kötü ününü gizlemek için adını önce Xe Services, sonra da Academi olarak değiştirdi.


https://www.krttv.com.tr/gundem/sedatpekersirperdesiniaralamistisadatkurucusuadnantanriverdih99012.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İşsizlik ödeneğine başvurularda tarihi rekor! IŞİD'in üst düzey yöneticisi Ebu Hanzala'ya 'iyi hâl' indirimi! Muharrem İnce'den Erdoğan açıklaması İki gençten milli yas tepkisi: Yarıya indirilen Türk Bayrağı'nı yeniden göndere çektiler!