Home
18 Temmuz 2023 ( 20 izlenme )
Reklamlar

Şehir hastanelerinde sevk perişanlığı: İki ayrı şehir iki ayrı dram


Sağlıkla ilgili tüm sorunları çözeceği vaatleriyle açılan, milyarlarca liraya mal olan şehir hastaneleri hastaları süründürmeye başladı... Sevk edilmeyen Mersin ve Manisa’daki iki hasta, yaşam mücadelesi veriyor. 70 yaşındaki Ayten Ünaler ışın tedavisi beklerken, Mustafa Solak'ın ise bacağı kesildi.


Manisa'da 4. evre kanamalı kanser hastası 70 yaşındaki Ayten Ünaler ile Mersin'de şeker hastası olduğu için kalp ameliyatı sonrası enfeksiyon kapan Mustafa Solak, aynı gerekçelerle, yeterli tedavi olanağı olmadığı için hastaneye yatırılmadıkları, şehir hastanelerinin sevk yetkisi olmadığı gerekçesiyle de başka hastanelere de sevk edilemedikleri için yaşam mücadelesi veriyor.

Kanser hastası Ünaler ışın tedavisi beklerken, Solak ise ayak parmağında başlayan kangren zamanında tedavi edilmediği için özel bir hastanede bacağı kesilerek hayata döndürüldü.

SÖZCÜ'ye konuşan aileler sağlık sistemini eleştirerek, “7 yıldızlı otel gibi hastane yapılmış ama sağlık sistemi yok” tepkisini gösterdi.

Ayten Ünaler

ÜÇ AYDIR HALA IŞIN TEDAVİSİ BEKLİYOR

Kanamalı kanser hastası 70 yaşındaki Ayten Ünaler’in geçtiğimiz mayıs ayında götürüldüğü Manisa Şehir Hastanesi'nde yapılan tetkikleri ve tetkik sonuçlarına göre vulva kanseri olduğu ve 3. evreyi geçtiği  tespit edildi.

Bayram tatilinin olduğu hafta durumu ağırlaşan, kanaması başlayan Ünaler'i oğlu Zafer Ünaler, tekrar Manisa Şehir Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümüne götürüp tedavisinin yapılmasını istedi.

Oğlu'nun iddiasına göre doktorlar, “Bizim burada yapabileceğimiz bir şey yok. Olanaklarımız kısıtlı, hastayı İzmir'e götürün” diyerek yataklı servise almadı. Hastanenin yatarak tedavi etmeyi kabul etmediği annesini, şehir hastanelerinin sevk yetkisi olmadığı için sevk etmediğini, bu durumda da ambulans hizmetinden de yararlanamadığını söyleyen Zafer Ünaler, 5 saat boyunca sedyede bekleyen annesi için Sağlık BakanlığıCİMER, Sağlık Müdürlüğünü aradığını ama kimsenin yardımcı olmadığını söyledi.

DURUMU AĞIRLAŞINCAYA KADAR YATIRMADILAR

Annesi Ayten Ünaler'i 3. evredeyken yatırıp tedavi etmeyen hastanenin, aradan geçen sürede hastalığın 4. evreye geçtiği gerekçesiyle yatırmayı kabul etmediğini söyleyen Zafer Solak, şöyle konuştu:

Yatış olmadan tedavi yapamayız deniyor, ama yatırmıyorlar da. Hastalık ilerleyinceye kadar gidip geldik, bir tedavi uygulanmadı.

Hastalık çok ilerleyince de bu defa ‘Hastalık çok ilerledi, bizim yapabileceğimiz bir şey yok’ diyorlar. Sevk edin o zaman, ambulansla gidelim İzmir'e diyoruz sevk etmiyorlar.

Hastane başhekimi, ‘Bizim statümüzde sevk yok' diyor. Yatırın o zaman ışın tedavisi gerekiyor dedim, ‘Yeterli personelim yok yatıramam.

Son olarak bize sevk edemediğiniz veya hastayı yatıramadığınız için bir belge verin dedim onu da vermedi” diyerek halen annesinin ışın tedavisi beklediğini, durumu ağırlaştığında komşuların yardımıyla üçüncü kattan indirip kendi araçlarıyla hastaneye götürdüklerini, kısa süreli tedavi sonrası tekrar eve getirmek zorunda kaldıklarını anlattı.

“RANDEVUSUZ MUAYENE YOK”

Bir ay önce kalp ameliyatı olan şeker hastası, 4 çocuk babası 51 yaşındaki Mustafa Solak da taburcu edildikten sonra ayak parmağında morarma başlayınca geçtiğimiz hafta kendi olanaklarıyla Mersin Şehir Hastanesi Acil Servisi'ne gitti.

Acil serviste akşama kadar tutulan Solak evine gönderilerek ertesi gün dahiliye servisine görünmesi istendi. Bu aşamadan sonra kardeşi ile ilgilendiğini söyleyen ağabeyi Mehmet Solak, yaşananları SÖZCÜ'ye şöyle anlattı:

Dahiliye doktoruna gittik, doktor ‘Benlik bir şey değil’ dedi. Enfeksiyon hastalıklarına yönlendirdi, oradan da aynı yanıtı aldıktan sonra ortopedi servisine yönlendirdiler.

Eskiden sevk diye bir uygulama vardı, acil veya doktor sevk eder diğer bölüme gidilirdi, şehir hastanesi uygulamasında randevusuz bakılmadığı için her defasında randevu ile uğraştık, randevu aldık.

Ortopedi servisinde çok ileri tarihe randevu verdikleri için hastayı götürüp doktorlara yalvardım. Kardeşim ölecek bize merhamet edin dedim. Randevusuz olmaz dendi, hiçbir doktor bakmadı.

182'yi aradım, bana 21 Temmuz'a Mut Devlet Hastanesi’ne randevu verdi. Tüm ilçeler hastaları şehir hastanesine gönderirken, bizi şehir hastanesinden Mut'a yönlendirdiler. Bakanlığı, CİMER’i, arayabileceğim her yeri aradım. Hiç kimse yardımcı olmadı.

Ben yalvardıkça bana Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi Alo 184'ü armam söylendi. Ben şikayet etmiyorum, kardeşime yardımcı olun diyorum. Onlar da yapılabilecek bir şey olmadığını söylüyordu.

“ÖZEL HASTANEDE BACAĞI KESİLDİ”

Ağabey Mehmet Solak, kardeşinin parmağında başlayıp, tüm bacağına yayılmaya başlayan kangren nedeniyle gittikçe kötüleştiğini, acıdan kıvrandığını belirterek, şöyle konuştu:

Şehir hastanesinde hiçbir sonuç alamayınca son çare özel bir hastaneye götürdük. Orada kangrenin yayıldığı, bacağının acilen kesilmesi gerektiği, eğer operasyon yapılmazsa hastanın en fazla iki gün içinde hayatını kaybedebileceği söylendi.

Durumumuza bakan doktor ‘Ben ücret almayacağım, hastane giderlerini ödeyin yeter’ dedi. Kardeşimin sigortası olmasına rağmen 40 bin liralık fatura çıkarıldı.

Denize düşen yılana sarılır misali biraz indirim yapın diye yalvardık. Zoraki 30 bine düşürdüler. Doktorla bir daha konuştuk o yetkisini kullanıp yüzde on indirim yaptı, ameliyatı 27 bine yaptırdık.

Paramız olmadığı için bacağı kesilen kardeşimi hastaneden çıkardıktan bir gün sonra, pazartesi günü için yine randevu alarak Şehir Hastanesi’ne götürdüm. Bu defa da, ‘Siz özel hastanede ameliyat olmuşsunuz burada bakamayız' dendi. Hastamızı eve getirdik.

“AKP'YE YÖNLENDİRDİLER”

Mehmet Solak, şehir hastanesinde durumuna acıyan bir personelin “Sonuç almak istiyorsan AKP İl Başkanlığına git” dediğini belirterek, şöyle konuştu:

7 yıldızlı otel gibi hastane yapılmış ama sağlık sistemi yok. Eskiden hastaneden hastaneye sevk olurdu, şehir hastanesinde ise doktordan doktora, acilden doktora sevk yok.

Bu nasıl bir sağlık sistemi? Kardeşimin bir parmağı kesilerek kurtarılacakken, bacağı kesildi. Hiç kimse yardımcı bile olamıyor.

Halime acıyan bir görevli beni AKP'ye yönlendirdi. ‘Bunca uğraşmadan sonra gidip AKP'ye mi yalvaracağım, artık her işimizi AKP ile mi halledeceğiz’ dedim gitmedim. İlla yabancı bir ülke vatandaşı olmamız mı gerekiyor.

Sözcü

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

ABD'deki Türken Vakfı'na milyonlar akıyor! İşte Türkiye'nin korkutan gerçeği! 65 yaş üstü, inşaatlarda ve sanayide çalışıyor! Adli Tıp raporu tamamlandı: Ülkesine kaçan cumhurbaşkanının oğlu asli kusurlu BİM'de birçok ürüne zam!