Home
06 Mart 2018 ( 589 izlenme )
Reklamlar

Şeker fabrikaları meğer çoktan özelleşmiş

Özelleştirilmek istenen şeker fabrikalarının bağlı olduğu TÜRKŞEKER’in yönetim kuruluna 15 Temmuz 2016 günü göreve başlayan isim bakın kim çıktı...

Türkiye günlerdir kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili kararı tartışırken, özelleştirilmesi için düğmeye basılan 14 şeker fabrikasının bağlı olduğu Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş (TÜRKŞEKER) yönetiminde Özelleştirme İdaresi Başkanı Ahmet Aksu’nun da yer aldığı, kurumun başında da ÖİB Başkan Yardımcısı Ergin İçenli’nin getirildiği ortaya çıktı.

TÜRKŞEKER’in altı kişisen oluşan yönetim kurulunda 15 Temmuz 2016 günü göreve başlayan Aksu, daha önce de TÜPRAŞ, ERDEMİR, TÜMAŞ ve Eti Aliminyum gibi özelleştirilen kuruluşların yönetiminde görev almıştı.

Kamuoyunda büyük tepki çeken şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sürecinde, fabrikaların bağlı olduğu TÜRKŞEKER’in sessiz kalmasını eleştiren Ziraat Mühendisleri Odası’ndan yapılan açıklamada, “Bu yapı ve ortaya çıkan durum, ne yazık ki bize Osmanlı borçlarının tahsili için kurulan ve toplanacak vergileri kendi adına tahsil eden Duyuni Umumiye’yi hatırlatıyor. Özelleştirme İdaresi Başkan ve Başkan Yardımcısı, üst düzey kamu bürokratları ile kurumlarına tahsilât peşinde” görüşüne yer verildi.

ŞEKER FABRİKALARI ASLINDA ÇOKTAN ÖZELLEŞMİŞ

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş’ye ait 14 şeker fabrikasının özelleştirimlesi için ihale sürecini başlattı. Afyon, Erzurum, Alpullu (Kırklareli), Ilgın (Konya), Bor (Niğde), Kastamonu, Burdur, Kırşehir, Çorum, Muş, Elbistan (Kahramanmaraş), Turhal (Tokat), Erzincan ve Yozgat’ta bulunan şeker fabrikalarının, doğrudan satış yöntemiyle teker teker özelleştirilmesi planlanıyor. Son teklif verme tarihinin 18 Nisan olarak açıklandığı özelleştirme programına kamuoyundan büyük tepki gelirken 14 fabrikanın bağlı olduğu TÜRKŞEKER ise adeta sessizliğe gömüldü. TÜRKŞEKER’in bu sessizliğinin nedeni ise Türkiye’nin en önemli kamu iktisadi kuruluşlarından (KİT) biri olan kurumun yönetim kurulunda ortaya çıktı.

TÜRKŞEKER’İN BAŞINA İKİ YIL ÖNCE ÖİB YÖNETİCİLERİ GETİRİLMİŞ


TÜRKŞEKER’in altı kişiden oluşan yönetim kurulunda yer alan isimlerden ikisinin, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yöneticisi olduğu ortaya çıktı. TÜRKŞEKER’in Yönetim Kurulu Başkanı Ergin İçenli, aynı zamanda asil olarak Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor. Özelleştirme İdaresi Başkanı Ahmet Aksu’nun ise TÜRKŞEKER’de yönetim kurulu üyesi olarak görev yapması dikkat çekiyor. Ahmet Aksu’nun TÜRKŞEKER’de göreve başladığı tarih 15 Temmuz 2016. TÜRKŞEKER Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı olan Ergin İçerli’nin Türkiye’nin şeker fabrikalarının bağlı olduğu kurumun başına getirildiği tarih ise 23 Eylül 2016.

MALİYE BAKANLIĞI VE BAŞBAKANLIK YETKİLİLERİ DE YÖNETİMDE

TÜRKŞEKER’in diğer yönetim kurulu üyeleri ise Maliye Bakanı Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Özer Kontoğlu, Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Halit Öcal ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs’ten oluşuyor.

TÜRKŞEKER’İN BAŞINDAKİ İSİM UNAKITAN’IN ŞİRKETİNDE YÖNETİCİYDİ

TÜRKŞEKER’in Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı olan Ergin İçenli, eski bir Maliye Bakanlığı Müfettişiydi. 19932000 yılları arasında eski AKP’li Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın yöneticisi olduğu BEM Dış Ticaret A.Ş.’de mali işler müdürü olarak çalıştı. Unakıtan, 2000 yılında Bem Dış Ticaret A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanıydı. Bem Dış Ticaret, 2008 yılında naylon fatura düzenleyerek trilyonluk vergi kaçırdığı iddialarıyla gündeme gelmişti. 20012007 arasında Abbate Giyim Tekstil A.Ş.’de genel müdür yardımcısı olan İçenli, 20082009 yılları arasında ise hükümete yakın Star Gazetesi ve Kanal 24’ün mali işler koordinatörü yapıldı. İçenli, Asya Emeklilik, Güneş Sigorta ve Bileşim Alternatif Dağıtım Kanalları ve Ödeme Sistemleri A.Ş. ve RCT Varlık Yönetimi A.Ş.’de yöneticilik yaptı.

ÖZELLEŞTİRMELER KARŞISINDA TÜRKŞEKER’İN SESİ NEDEN ÇIKMIYOR

Konuyla ilgili bir duyuru yayınlayan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), şeker fabrikalarının özelleştirilmesine yönelik toplumun tüm duyarlı kesimlerden haklı tepkilerin geldiğini ancak en fazla tepki göstermesi beklenen TÜRKŞEKER’in bu konuda sesinin duyulmadığına dikkat çekerek, “Merak uyandıran bu durumun neden kaynaklandığı anlaşılmak istediğinde, doğal olarak öncelikle TÜRKŞEKER’in yönetiminde kimler olduğuna bakılması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

‘ŞEKER KURULUNUN NEDEN KAPATILDIĞI ORTAYA ÇIKTI’

TÜRKŞEKER’in yönetim kurulunda yer alanların eğitimlerinin, konuya sadece idari ve ticari açıdan bakabilecek nitelikte olduğu vurgulanan ZMO’nun duyurusunda şöyle denildi:

“Yönettikleri şirketin, şeker üretimi için kullandığı pancarının ne özelikte, nasıl bir bitki ve tarımsal önemi konusundaki bilgilerinin düzeyi göz ardı edilebilir. Ancak aslen görev aldıkları kurumlarına ve görevlerine bakıldığında, sadece Türk Şeker’e ait fabrikaların özelleştirilmesine bizzat TÜRKŞEKER’in karşı çıkmamasının değil, niye özelleştirildiğinin, tartışılacak birçok yönü olmasına karşın, görece konuyla ilgili taraflardan oluşan Şeker Kurulunun niye kapatıldığın da cevabı da ortaya çıkıyor.

YAŞANANLAR OSMANLI VE DUYUNİ UMUMİYE İLİŞKİSİ GİBİ

Bu yapı ve ortaya çıkan durum, ne yazık ki bize Osmanlı borçlarının tahsili için kurulan ve toplanacak vergileri kendi adına tahsil eden Duyuni Umumiye’yi hatırlatıyor. Özelleştirme İdaresi Başkan ve Başkan Yardımcısı, üst düzey kamu bürokratları ile kurumlarına tahsilât peşinde (!) Maliye Bakanı Ağbal 40 kere düşündüğünü söylese de, çok fazla söze gerek yok, söz ve karar halkın, vicdanların ve er veya geç kırk birinci sözü söyleyecek köyün olacak. Bütün bunlar yaşanırken, ülkede ithalatın önüne geçip, Türk üreticisini kalkındıracağız diyerek ‘Milli Tarım Projesini’ kamuoyuna duyuran Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu özelleştirme konusunda ne düşündüğü de ciddi bir merak konusudur. Şeker fabrikalarının özelleştirilip, şeker gibi stratejik bir üründe dışa ve çokuluslu şirketlere bağımlı hale getirilmemiz, ‘Milli Tarım Projesi’ ile ne kadar uyumludur?

‘BU TALAN NEREYE KADAR SÜRECEK?’

Üniversitelerin, bilim insanlarının sessizlikleri, üzerlerindeki baskılar nedeniyle bir yere kadar anlaşılsa bile, üretici örgütlerinin sorunu ‘kıtlama şekerin gerekliliği tadında’ görüp, en büyük zararı görecek çiftçi adına ricada bulunacaklarını ifade etmeleri, umutsuzlukları daha da artırmaktadır. Şunu bir kez daha ifade etmek isteriz ki; uzun yıllar önce büyük özveri ile kurulmuş ve şeker üretimi yapmanın yanı sıra bilimsel çalışmaları da bünyesine alarak ülke tarımına sunduğu önemli hizmetlerle ülke ekonomisine katkıda bulunmuş şeker fabrikalarının yok edilmesi kabul edilemez. Neoliberal politikaların bir uzantısı olan ‘özelleştirme’ canavarı değerlerimizi birer birer yok ediyor. Bu talan nereye kadar sürecek? İşte bu soruyu kimse yanıtlayamıyor.”

Yusuf Yavuz

https://odatv.com/sekerfabrikalarimegercoktanozellesmis06031825.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Trolle avlanan balıkçılar deprem ölçen kabloları kopardı! CHP’li İnan Alp’ten ‘seçmen mobilizasyonu’ iddiası: "Az oy farkı olan il ve ilçelere seçmen olarak asker ve polis kaydırılıyor" Düzce'de deprem: İstanbul'u etkiler mi? İBB Meclisi'nde sansür yasasını eleştiren İYİ Partili üyeye AKP'lilerden saldırı!