2008’de Times Dergisi’nin “Yaşayan efsane ve tarihi kadın şarkıcılar” listesine giren Selda Bağcan “2006’daki plağım dünyaya yayılmış haberim yok. Şöhretim 60’ımda gökten paraşütle indi” dedi.
Zor ve mücadele dolu bir müzik yolcuğu usta sanatçı Selda Bağcan'ınki… “Dünyadaki şöhretim bana gökten paraşütle indi. O nedenle 60'tan sonra gelen şöhreti neyleyim” yorumunu yapıp kahkaha atıyor. Selda Bağcan, şu sıralarda 4 Eylül'de İstanbul'da gerçekleşecek dev Açıkhava konserinin heyecanını yaşıyor. Kendisiyle hem konser maratonunu hem de hayata dair birçok konuyu konuştuk…
■ Hissettiğiniz yaş nedir?
73'ü sürüyorum halen ama 40 yaşında hissediyorum. Hep söylerim, 60'tan sonra zihnim açıldı, IQ'm arttı. Yaş almaktan çok memnunum.
TIMES'IN LİSTESİNDE
■ Dünyada tanınan bir sanatçı olarak yaşamınız mücadeleyle geçiyor… Hangi yıllara dönmek isterdiniz?
Dünyada son 15 yıldır meşhurum. 2006'da bir plağım yayınlandı. Dünyaya yayılmış haberim yok. Amerika'dan gençlerden mailler, mesajlar gelmeye başladı. Dünya şöhretini geç yakaladım. 2008'de Times Dergisi'nin “Dünya müziğinde yaşayan efsane ve tarihi kadın şarkıcılar” listesine girdim. Tabii bunu sosyal medyaya da borçluyum. “Yaz Gazeteci, Yaylalar, Mehmet Emmi ve İnce İnce Bir Kar Yağar” bütün dünyada biliyor. Ben bu şarkıların hit olmasını 40 yaşında yakalasaydım, her şey çok daha farklı olabilirdi. Ama ben 60'a gelmiştim. Allah'tan enerjim tam. Dünyada birçok festivale katıldım. Gökten paraşütle indi dünyadaki ünüm. O nedenle 60'tan sonra gelen şöhreti neyleyim.
■ “Sosyal medyaya borçluyum” dediniz ama sosyal medyada hedefe konduğunuz da çok oluyor?
Ben razıyım, bazen doğru eleştiriler de geliyor. Eleştiri iyi bir şey.
■ Neden her dönem solculuğunuzla ilgili eleştiriler geliyor?
Kendini solcu zannedenler, solculuğuma laf ediyorlar. Ben üç defa hapse girdim şarkı sözlerimden, daha ne yapsaydım? Solcu olmak, popüler olmaya engel midir? Solcuysan bir kenarda duracaksın, popüler olamazsın. Asıl dertleri o. Popüler olunca kızıyorlar solcular.
■ Evdeki haliniz nasıldır?
Evdeki Selda, ev kadını. Bulaşık yıkamayı bilmez, makine kullanmayı bilmez. Ama her yemeği çok iyi yapar, yemeyi sever.
■ Bir vakıf kurma isteğinizden bahsetmiştiniz. Nasıl bir vakıf olacak?
Başladık çalışmaya iki avukatımla. Vakıf kurmadaki derdim, hem sokak hayvanlarına yardım hem de çocuklara burs vermek. Asıl derdim albümlerimin ben öldükten sonra da satılabilmesi. Şarkıların yıpranmaması sürekli duyurulması için… Huysuz Virjin'in başına gelen, benim başıma da gelebilir. Kuracağım vakıfta, albümlerim ben öldükten sonra da satılacak ve gelirinden öğrencilerle sokak hayvanları faydalanacak. Müziğim başkalarına fayda sağlasın istiyorum.
■ Repertuvarınızdan asla çıkarmadığınız şarkılar hangileri?
1963'te Mahsuni bestelemiş Yuh Yuh'u. Yuh çekmeye devam ediyoruz. Aynı şekilde Yaz Gazeteci, Adaletin Bu Mu Dünya, Gesi Bağları, Çemberimde Gül Oya, Denizlerin Dalgasıyım, Uğurlar Olsun…
■ Siz yasaklara alışık bir sanatçısınız… Bu kez pandemi yasakları bitti ve sahnelere konserlere hızlı bir dönüş yaptınız. Uzun bir aranın ardından ilk sahnenizde neler hissettiniz?
Bu zorunlu bir yasaktı. İlk defa yasaklarda haklılardı. Şakası yok, ölüme götürebilirdi. Başlarda çok korktum tabii. Konserlerin olmayışı içimi burktu. Konser bir sanatçı için şart. O size adrenalin yüklüyor ve yaşadığınızı anlıyorsunuz. İlk konserde zorlandık ama halkın coşkusu yıktı geçti.
■ Özlemiş ve özlenmişsinizdir…
30 Ağustos konserleri yaptık Dikili ve Burhaniye'de. Olağanüstüydü, alkışları özlemişim. Hep bir ağızdan söylüyorsunuz. Beni de çok özlemişler. Rock Festivalleri'nin aranan sanatçısı da 70 yaşın üstünde. (Gülüyor)
■ 4 Eylül'de İstanbul'da dev bir konsere hazırlanıyorsunuz. Bu coşkuya nasıl yetişiyorsunuz?
Atlantis Yapım'la Vadi İstanbul Açıkhava'da 4 Eylül'de dev bir konsere hazırlanıyoruz. Çok görkemli bir konser olacak, orkestramızı genişlettik. Motivasyon hiç düşmüyor ki. Halkı görünce zaten adrenalin yükseliyor. Müthiş bir etkileşim oluşuyor. Şarkıları da karşılıklı söylemeye başlayınca çok güzel bir ortam oluşuyor.
■ Konserlerinizde vazgeçilmezleriniz neler?
Konser konseptlerimiz farklı. Rock festivalleri var. Belediyelerin halk konserleri var. Açık hava tiyatrolarında da senforock konserleri yapacağım şimdi Atlantis organizasyonla. Çok projemiz var. 18 Eylül'de Antalya Açıkhava, 25 Eylül'de Ankara Armada AVM ile 1 Ekim'de İstanbul Harbiye Açıkhava'da sahne alacağız.
■ Ülkede bunca felaket yaşanırken moral motivasyon kalır mı?
Yangınlar, seller içimizi acıttı. Bakın ormanlar yanıyor, seyrediyorlar. Türk Hava Kurumu'nu kapatmaya çalışıyorlar. Helikopter almak, yangın söndürmek için uçak almak bu kadar mı zor Türkiye Cumhuriyeti için? Başka devletten yardım alacaklar, onu bile düşünerek alıyorlar. Yahu düşünmeyin orman yanıyor, hayvanlar yanıyor. Bizim bazı sanatçılar da “Ay işte öyle olsun, yardım almayın” bilmem ne… Sel felaketinde adamlar 4 saat bir apartmanda kurtarılmayı bekliyor. Yangın oluyor IBAN, sel oluyor IBAN… Ya insaf yahu. Ne diye halktan yardım bekliyorsunuz, yok mu devletin parası? Seyrediyorlar, bayılıyorlar seyretmeye. Böyle bir aymazlık olamaz.