Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti davası kapsamında tutuklu 22 sanığın Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Kapalı Ceza İnfaz Kampüsü’nde yargılanması sürüyor.
Davanın ilk iki duruşması 22 sanıktan 21’inin savunmalarını yapmasıyla sürdü. Bugün davanın 3. duruşması yapılıyor, tutuklu sanıkların savunması yapması ve avukatların ifadelerinin alınmasına başlandı.Duruşmaya 13:45'e kadar ara verildi.
Duruşma başlamadan önce kâtip sanık yoklaması aldı. Azmettirici olarak yargılanan Doğukan Çep isminin okunmasına karşılık eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na gönderme yaparak, “Burdayım” dedi.
Kurt’un savunma avukatlarının ardından azmettiren olarak yargılanan sanık Doğukan Çep’in savunma avukatı Emine Tosun duruşmada konuştu. Avukat Tosun, Çep’in önceki ifadelerinin darp sonucu alındığını ileri sürerek, “Benim öncelikli talebim; müvekkilimin darp sonucu alınan beyanlarını değil, sizin huzurunuzda hür iradesiyle verdiği ifadesinin kabul edilmesidir. Darp yapılmadığına yönelik adli kontrol raporuna imza atan doktorlar hakkında da suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Özyağcı’nın eyleminin kendilerini de bağladığını kaydeden Tosun, Özyağcı’nın Sinan Ateş’in olay anında bel bölgesini hedef aldığını belirterek, “Özyağcı hedef alma imkânı varken, maktulün bel bölgesini hedef alıyor. Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik ateş açınca hedef alma imkânı kayboluyor. Sinan Ateş bir çatışmanın ortasında kalmıştır. Dosyada eksiklik vardır. Kurşunların Bozkurt ve Keçik’e ait olmadığına yönelik herhangi bir delil ve belge dosyada yoktur” ifadelerini kullandı. Bozkurt ve Keçik’in olayın ardından alandan kendilerine ait silahları götürmesine değinen Tosun, “Bir vurulmadan sonra ilk düşünülen silahların kaçılması mı, yaralanana müdahale etmek mi olur? Keçik’in bu davranışı; ‘Sinan Ateş’in üstünde Bozkurt ve Keçik’in silahından çıkan kurşunlar vardı da gizlenmeye mi çalışıldı?’ sorusunu akıllara getiriliyor” diye konuştu. Avukat Tosun, Keçik’in olay anından sonra olay yerine tekrar gittiğini anımsatarak, “Olay yerinden kaçırılan silahlar ve olay yerine ikinci kez giden bir kişi var? Keçik’in ifadesi ‘müşteki şüpheli’ olarak alınırken neden daha sonra dosyaya eklenmiyor? Heyetinizin tarafsız yargılama yaptığı anlaşılıyor. Ama deliller tarafsız ve hatasız değildir” dedi. Avukat Tosun, Olay günü Sinan Ateş’in ofisinde kimlerin olduğunun araştırılmasını, Ahmet Keçik’e ait bilgilerin dosyaya eklenmesini ve Çep’in “ağır yaralamayı azmettirmeden” yargılanmasını istedi.
Sanık Umut Ersoy’un avukatı olmadığı için savunmasının ertelenmesi kararlaştırılırken, duruşmada sanık avukatlarının ifadelerine geçildi. Bu kapsamda ilk konuşan tetikçi olarak yargılanan Eray Özyağcı’nın avukatı Ziynettin Aktürk konuştu. Avukat Aktürk, iddianamede usulsüzlüklerin olduğunu ve usulsüzlüklerin bilerek yapıldığını iddia etti. Aktürk müvekkili Özyağcı’nın Sinan Ateş’e 1 metre uzaktan ateş ettiğini anımsatrak, “1 metreden ateş eden bir insan öldürme amacıyla ateş ediyorsa kafasına ya da ölümcül yerlerine ateş eder, ayaklarına değil. Kamera görüntülerinden bu anlaşılmaktadır. Otopsi raporunda çelişkiler vardır. Müvekkilimin maktule 3 atışı raporda da vardır. Kaçarken de 2 el atış yapmıştır. Otopsi de ne hikmetse bütün kurşunlar öldürücü sayılmaktadır” dedi. Avukat Aktürk, Ateş’i öldüren kurşunun kafasının sol üstünden girip sağ alt kısmından çıkan kurşunun olduğunu, söz konusu kurşunun olay günü Ateş’in yanında olan Selman Bozkurt’a ait olduğunu ileri sürdü. Ayrıca olay günü Ateş’in yanında olan Ahmet Keçik’in Ateş’in vurulduktan 15 saniye içinde geriye çekildiği kamera görüntüsünü de anımsatan Aktürk, “Ahmet’in geriye çekildiği kamera görüntüsünden anlaşılmaktadır. Ses kaydı olmasa da müvekkilimin anlattığı ‘Reis vuruldu’ sözü önemlidir. Aktürk, Bozkurt ve Keçik’in silahlarını olay günü vermemelerine de değinerek, şunları söyledi:
‘Silahlar neden kaçırılıyor? Bunlar hiç incelenmemiş. Bir sanık olay yerinde ya tanıktır ya şüpheli ya da mağdur. Olay yerinde üç kişi var, ifadeleri doğru alınmamıştır. Yapılan soruşturmanın hatalı olduğunu, müvekkilimin suç vasfının değiştirilerek savunmasının yeniden alınmasını talep ediyorum.”
Savunma kapsamında konuşan sanık Tolgahan Demirbaş’ın savunma avukatı Murat Ofli, müvekkilinin azmettirici olarak yargılanmasına karşın, dosya azmettirmeye yönelik bir bulgunun olmadığını savundu. “Adlİ bir suçun 22 kişinin organize etmesi mümkün değil” diyen Ofli, bazı bulguların yeniden değerlendirilmesi ve bazı tanıkların da yeniden dinlenmesini talep etti. Sanık Zekeriya Asarkaya’nın avukatı Doğan Delice ise “Dosyadaki tüm deliler müvekkilimin savunmasını desteklemektedir. Sanıkların sosyal konumuna bakınca aldatılmaya en müsait sanık Asarkaya’dır” dedi.
Sanık Ersoy’un savunmasından sonra avukat ifadelerinin alınmasına devam edildi. Sanık Vedat Balkaya’nın avukatı Cem Ali Kılıç, Balkaya’nın eylemi yaralama olarak bildiğini belirterek, “Müvekkilim ağırlaştırılmış yaralamadan ceza alabilir. Bu durumda da ‘ortak’ değil, yardım eden olarak yargılanabilir. Balkaya’ya eylem hakkında bilgi verilmiyor” dedi. Şikâyetçi Bozkurt’un yaralanmasına yönelik suç istinatına ilişkin avukat Kılıç, “Bozkurt’un olay günü silahlı olacağını bırakın müvekkilimin, Özyağcı bile bilemezdi. Ani durumlarda eylemde fikir birliğinin oluşturulamayacağına yönelik etkin yargı kararları vardır” diye konuştu.
Avukat Aktürk’ün savunmasının ardından sanık Umut Ersoy’un savunma avukatı geldiği için savunması alındı. Doğukan Çep’i taşıyan taksici olduğu için “eyleme yardım etmek” suçundan yargılanan Ersoy, “Polis beni neden belirtmeden aldı ve Pendik Karakolu’na götürüldüm ve dövüldüm. İddianame çıkana kadar neyden suçlandığımı bilmiyordum. Beratımı talep ediyorum” dedi.
Sanık Suat Kurt’un avukatı Demet Saatçioğlu ise “Soruşturmada lehe delil toplanmamıştır. Eylem kısmı iddianamede 5 sayfa bile değildir. Etkin bir soruşturmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır” dedi. Saatçioğlu, Kurt’un Bozkurt’un yaralanmasına ilişkin bir ceza alamayacağını savunarak, “Bozkurt’a yönelik müvekkilim yargılanacaksa, ruhsatsız silah taşımaktan neden soruşturulmamıştır? Dosya da olay krokisi eksik çizilmiştir. Sanıkların bağlantısı kurulamamıştır” ifadelerini kulandı. Diğer avukatı Fuat Saatçioğlu ise şu savunmada bulundu:
“Müvekkilimin suçu kolaylaştıran bir eylemi bulunmamaktadır. Müvekkilim suç işleme amacı taşımadığı için kendini gizleme ihtiyacı duymamıştır. İddianamede suç amacı Bozkurt değildir. Bu nedenle Bozkurt’un yaralanmasından biz ceza alamayız. Kurt’un istemeden suça müdahil olduğu, arkadaş kurbanı olduğu anlaşılmaktadır. Ağır yaralanmadan sorumlu tutulabilir.”
Duruşmaya Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ve ablası Selma Ateş de katıldı. Ateş ailesi şikâyetçi kısmında oturdu.
Davanın 3. duruşmasına DEVA Partisi Genel Başkan Ali Babacan da katıldı. Babacan Ayşe Ateş’in yanına oturdu. Babacana partisinin genel başkan yardımcıları Mustafa Yeneroğlu, Mehmet Emin Ekmen ile parti sözcüsü İdris Şahin geldi. Ayrıca CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan yine duruşmaya katılan siyasetçi oldu.
Ateş, Çankaya ilçesi Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi'nde 30 Aralık 2022'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmiş, cinayetle ilgili 22 kişi hakkında dava açılmıştı.
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt'un "müşteki" sıfatıyla yer aldığı 22 sanıklı iddianamede, "müşterek fail" olarak yer alan sanıklar tetikçi Eray Özyağci, Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar hapis, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Özyağci'nin ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Sanıklar Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın ise "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi talep ediliyor. Eski cinayet büro amiri Aykal'ın ayrıca kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle ayrıca 3 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Cumhuriyet