Gazeteci Barış Terkoğlu bugünkü yazısında Sinan Ateş davasına ‘mağdur’ olarak katılma talebinde bulanan MHP’nin mahkeme dilekçesinde 154 kişinin ismini yazarak mahkemeye çağrılmasını istediğini yazdı.
Bu fişlemede TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, TELE1 yazarı gazeteci Hüsnü Mahalli ve TELE1 programcısı gazeteci Namık Koçak‘ın da isimleri yer alırken yine aynı listede isimleri yer alan Gazeteci Özlem Gürses’in moderatörlüğündeki Kayıt Dışı programında dikkat çeken bir iddia ortaya atıldı.
1 Temmuz’daki Sinan Ateş duruşmasının ardından Ankara’da yayın yapan Kayıt Dışı ekibi şüpheli bir araç tarafından izlendiklerini açıkladı.
“Sinan Ateş duruşmasında ilk yayını Kayıt Dışı ekibi olarak biz 1 Temmuz’da Ankara’da yaptık. TELE1’in Ankara stüdyosunda yaptık. Balkonda oturuyorum bir tane araç var aracın içinde de biri var. Çok ilgimi çekmedi, dikkatimi de çekmedi. Sonra yayına ara verdikçe balkona çıkıyordum ve araç hala orada duruyor ve dedim ki herhalde kanalın bir aracı yani gece çalışanları götürecek. Çünkü Ankara’daki ekibi de tanımadığımız için araçta gidecek yani servis görevi görecek diye düşündük. Çalışanların hepsi çıktı. Sonra bizim yayınımız bitti. Gece 12’yi geçti. Caner’e dedim, ‘Caner bu araç saatlerdir bekliyor. Gündüz ben geldim araç orada’ Aracın yanına doğru giderken araç hızla uzaklaştı yanımızdan sonra gitti. Döndü tekrar önümüzden geçti fark ettiğimiz için. O sırada plakasını aldık. Biz şunu da düşündük ‘Acaba dedim sivil polis olabilir mi? Hani belki bir şey gelmiştir, bilgi gelmiştir’ Buna benzer bir şeyler oluyor. Sonra plakayı araştırdık. Plaka başka bir şahsa ait. Ve plakanın şeyi ilginç. Hani tesadüf meselesi var ya Sinan Ateş’te de çok tesadüf kelimesi kullanılıyor. Plaka değişim illeri ilginç. İstanbul, Mersin ve Ankara. bu araç üç kere Türkiye coğrafyasında plaka mı değiştirdi ev Evet yani ve hangi illerde değiştirmiş İstanbul Mersin Ankara. Tesadüf de olabilir hani biz çok fazla bunu gündeme getirmek de istemedik. Ama bu listeden sonra artık bunu dedim söyleyelim dedik yani.”
Gazeteci Caner Taşpınar da olayı şöyle anlattı:
“Yani çıktığımız zaman Masum söyledi. Bu araç orada ben de kanalın muhakkak aracıdır diye düşündüm. Sonra ama biz çok ciddi bir şekilde bakıyoruz nedir diye ve araç içindeki kişiyi de görüyoruz. O da bize bakıyor. Sonra çıkan kişiler de gittikten sonra ve öyle bir noktada ki orası yani kanalla bir ilişkiniz yoksa orada durmanız mümkün değil. Çünkü benim aracım vardı. Bir tek o ve benim aracım var orada bir de bu araç var zaten başka bir aracın oraya park etme gibi bir ihtimali de yok. Dolayısıyla biz başladık hem bakıyoruz hem de ne olacak diye anlamaya çalışıyoruz. Sonrasında da işte hepimiz şaşırdık araç biz çok dikkatli baktıktan sonra herkes de çıktıktan sonra araç gitti. Tekrar önümüzden geçti falan o sırada aldık işte plakasını. Masum takibini takibini yaptı.”
Tele1