Home
10 Eylül 2022 ( 24 izlenme )
Reklamlar

Son 1 yılın özeti: 5 grafikte 'nas' bilançosu!


Hükümet bir yıl önce yükselen enflasyona rağmen faiz indirimlerine başlamıştı. Reuters, 5 grafikte Türkiye ekonomisinde son bir yılda yaşananları özetledi.


Merkez Bankası (TCMB) yaklaşık 12 ay önce enflasyondaki yükselişe geleneksel para politikası yanıtı olan faiz artışı ile tepki vermek yerine cari fazla hedefleyeceğini belirterek, faiz indirim sürecini başlattı. TCMB böylece faizleri artıran dünya genelindeki diğer merkez bankalarından ayrıştı.

TCMB, enflasyondaki artışa rağmen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzun süredir istediği faiz indirimlerine 23 Eylül 2021’de ile başladı ve bu tarih itibarıyla da TL’nin dolar karşısındaki değer kayıpları hızlandı.

Erken faiz indirimi mesajı ilk olarak TCMB’nin eylül başındaki yatırımcı toplantısında enflasyon oranı üzerinde faiz uygulayacağı taahhüdüne atıf yapmaması ile başlamıştı. Böylece Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzun zamandır istediği faiz indirimi için ilk hazırlık Eylül 2021’deki yatırımcı sunumunda oluşturuldu.

İlk faiz indiriminin ardından enflasyonun yüzde 80’in üzerine çıkmasına rağmen TCMB, iktisadi faaliyette yaşanan ivme kaybını telafi etmek ve istihdam ile sanayi üretimini desteklemek için politika faizini 18 Ağustos’ta beklenmedik şekilde 100 baz puan daha indirerek yüzde 13’e düşürdü.

Bu ekonomi bileşimi, cari fazla oluşturma hedefi kapsamında ihracatı ve ekonomik büyümeyi canlandırmak için ucuz kredi sağlamayı amaçlıyor ve bu gayeyle de ortodoks olmayan bir politikayı destekliyor.

Aşağıda parasal gevşemenin ve ardından TL’de yaşanan değer kaybının etkilerini gösteren beş grafik yer alıyor:

TL, son 12 ayda dolar karşısında yüzde 54’le en fazla değer kaybeden gelişen ülke para birimi oldu.

TL’DEKİ DEĞER KAYBI

TL’deki değer kaybı ve enflasyondaki artış uzun süredir Türkiye ekonomisinin başını ağrıtıyor ve böyle bir ortamda TCMB’nin yükselen enflasyona rağmen politika faizini düşürmeye devam etmesi büyümeyi desteklese de bu adımın enflasyondan risk primine kadar birçok alanda etkisi hissediliyor. Yabancı yatırımcılar ise tahvil başta olmak üzere para piyasalarından uzaklaşıyor.

Yabancı yatırımcının uzaklaşmasının da etkisiyle TL, TCMB’nin geçen yıl eylül ayında gevşeme döngüsüne başlamasından bu yana dolar karşısında yüzde 54 değer kaybetti ve gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en kötü performansı gösteren para birimi oldu.

Turuncu çizgi Türkiye’deki gıda enflasyonunu, sarı çizgi Türkiye’deki tüketici enflasyonunu, mavi çizgi dünya gıda enflasyonunu (BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün dünya gıda fiyatları endeksi) gösteriyor.

GIDA FİYATLARINDAKİ CİDDİ ARTIŞ

Pandemi kaynaklı tecrit uygulamaları nedeniyle yükselen enflasyon, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle daha fazla artış kaydetti. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, enerji ve gıda fiyatlarının artmasına sebep oldu.

Bu durum, Türkiye gibi pek çok tahıl ve diğer gıda maddelerini büyük oranda Rusya’dan ithal eden ülkelerde oldukça ciddi şekilde hissedildi.

Tüketici fiyatları ağustosta aylık yüzde 1,46, yıllık yüzde 80,21 ile beklentilerin altında artış gösterse de, yıllık enflasyon 1998 sonundan beri yeni en yüksek seviyesine geldi. Yıllık artış gıdada yüzde 90,25 seviyesinde gerçekleşti.

TÜFE geçen yıl ağustosta yüzde 19,25 seviyesinde açıklanmıştı.

Petrol fiyatlarında son 24 aydaki artış yüzdesi. Mavi çizgi TL cinsi artışı gösteriyor.

ENERJİ FİYATLARI

Petrol fiyatlarındaki düşüş ve yükselişler, Türkiye’nin geçen yılki 50 milyar dolarlık enerji faturasını bu yıl 100 milyar dolara çıkaracak.

Enerji maliyetinin önümüzdeki dönemde hangi seviyede oluşacağı, mevcut politikada döviz dengesi üzerinde belirleyici olduğu için takip ediliyor.

Türkiye enerji ihtiyacının neredeyse tamamını ithal ettiği için dış ticaret dengesi ve ithalat kaynaklı enflasyon oranı petrol fiyatlarındaki düşüş ve yükselişlere oldukça duyarlı.

Brent ham petrol vadeli kontratları, geçen yıl eylül ayından bu yana neredeyse dörtte bir oranında arttı, ancak petrol fiyatları TL cinsinden hesaplandığında bu yüzde 170’lik bir artışa karşılık geliyor.

Sarı çizgi Türkiye’nin dış ticaret açığını (milyar dolar), mavi çizgi dolar/TL’nin seyrini gösteriyor.

DIŞ TİCARET AÇIĞINDAKİ ARTIŞ

Hükümet geçen yıl açıkladığı ekonomik program kapsamında düşük faiz ile üretim ve ihracatı destekleyerek kronik cari açığı fazlaya çevirmeyi hedefliyor. Ancak yükselen küresel enerji ve emtia fiyatları nedeniyle bu hedef tutturulmakta zorlanılıyor.

Dış ticaret açığı temmuzda bir önceki yılın aynı döneme göre yüzde 147 artışla 10,69 milyar dolar oldu. İhracat temmuz ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,4 artarak 18,55 milyar dolar, ithalat yüzde 41,4 artarak 29,24 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Goldman Sachs, öncü verilerin bu trendi doğruladığını açıkladı.

Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı ağustos ayına ilişkin dış ticaret verilerine göre, dış ticaret açığı ağustosta yüzde 161,8 artışla 11,28 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığı geçen yıl ağustos ayında 4,3 milyar dolar seviyesinde bulunuyordu.

Analistler, küresel ekonomik yavaşlamanın ve Avrupa’da beklenen resesyonun dış ticaret açığının düşürülmesinde yeterli olmayacağını ifade ediyorlar.

Kredi iflas riski grafiği… Sarı Türkiye’yi, mavi Brezilya’yı, turkuaz Güney Afrika’yı gösteriyor.

ARTAN CDS VE RİSKLER

Türkiye’nin beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyetini gösteren CDS’ler, yüksek enflasyon, TL’deki değer kaybı ve negatif reel faiz oranına yönelik endişelere ek olarak küresel piyasada yaşanan sorunlar ve riskten kaçınmanın da etkisiyle son 12 ayda sert yükseliş kaydetti.

S&P Global Market Intelligence verilerine göre, Türkiye’nin beş yıllık CDS’leri 1 Eylül 2021’den bu yana iki katından fazla artarak 742 baz puana ulaştı. CDS arada 900 baz puana kadar yükselmişti. 

(REUTERS)

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

AKP’li aday adayının şirketine gizli ihale! Kirada zam sınırı tepkisi: Evsiz emekliler krizi kapıda İstiklal Marşı okunurken ayağa kalkmayan akademisyen açığa alındı Kamu kurumlarının zararı AKP'lilerin kazanç kapısı oldu!