696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname "terör
eylemlerini bastıran sivillere ceza muafiyeti" maddesiyle gündeme gelip
tartışıldı ancak aynı KHK'nin 89'uncu maddesi, AKP yandaşı müteahhitlere
doğrudan ihale vermenin yolunu açıyor. Böylece bizden toplanan vergiler, 696 sayılı KHK'nin 89'uncu maddesiyle yandaş müteahhitlerin kasasına akacak. Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, bugünkü (9 Ocak Salı) köşesinde konuyu gündeme getirdi. Toker, "Bütçeyi talan kapısı da OHAL KHK'sinde" başlıklı yazısında,
696 sayılı KHK'nin gözden kaçan 89'uncu maddesini tartışmaya açtı. Toker'in yazısının tamamı şöyle: 696 sayılı OHAL KHK’sinin 89. maddesini bir kenara not edin ve mümkünse sık sık hatırlayın. Bu madde, “terör eylemlerini bastıran sivillere ceza
muafiyeti” getirdiği gerekçesiyle çok tartışılan OHAL KHK’sinin,
emeklerimizin nasıl çalınacağını tarif eden bir diğer maddesidir. Bu
madde bütçenin, Hazine’nin talanına zemin hazırlayan maddedir. Sizin benim binbir güçlükle kazandığımız paralardan ödenen vergilerle
yapılan bütçeden, AKP’nin yanında hizalanmış irili ufaklı firmalara,
kuralsız daha çok, daha çok milyonlar aktarmanın önünü açan maddedir. Bu madde, uygulama sonuçları itibarıyla, önümüzdeki iki yıl içinde
yapılacak birbirinden önemli seçimlerde, AKP’nin Ankara’da ve yerelde
iktidarını parayla tahkim maddesidir. Neden bu kadar iddialı yazdığımı anlatacağım. *** Bu köşenin sürekli okurları “davetli ihale” konusuna sık yer
verdiğimi bilir. Türkiye’nin dört bir yanında yapılacak/yapılan
milyarlarca liralık duble yol, metro, cezaevi ve diğer kamu binalarıyla
ilgili “davet” işlerini, bilgisi ve haberine ulaştıkça paylaşıyorum. Bugüne dek yazdığım, onlarca “davetli” iş yazısından birine bile, “yok öyle olmadı” diye açıklama, tekzip gelmedi. Ne ilgili genel müdürlüklerden ve bakanlıklardan, ne de bu ihalelerin “verildiği” firmalardan. Önce hatırlatma: Davetli ihale, yani piyasadaki söylenişiyle “21/b”, açık olmayan, pazarlıklı ihale demek. 21/b’de firmalar eşit koşullarda yarışmıyor, şartname alamıyor. Çoğu
kez kendi faaliyet alanıyla ilgili ihaleden haberi bile olmuyor. Falanca
kamu kuruluşu, kafasına yatan firmaları arayıp “Sen sen gel bakalım, al
şu işi yap bitir” diyor ve hakedişleri de müteahhide ödüyor. Peki, bu yol neden var? Kanun bu yetkiyi, ihaleci kamu kuruluşuna afetlerde, can veya mal kayıplı büyük olaylarda zamandan kazanılsın diye vermiş. Heyelan mı oldu, yol mu çöktü, kamu binası mı yandı, baraj mı hasar gördü... Maksat kamu hizmeti aksamasın, halk, açık ihalenin takvim ve zaman gerektiren usul ve prosedürleriyle mağdur olmasın. Fakat davet yöntemi son üç yıldır doğal afet vb. gerçekleşmediği
halde uygulanıp yaygınlaşıyor. Karayolları’ndan sonra Adalet Bakanlığı,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da 21/b’ye sık başvurur oldu. *** İşte yazının başında söz ettiğim 696 sayılı OHAL KHK’siyle getirilen
düzenleme, bu yolun Türkiye’deki bütün il ve ilçelerde daha da keyfi
kullanımının anahtarını veriyor. 696 sayılı OHAL KHK’si, Kültür Bakanlığı’nın Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne dedi ki: “Falanca il ya da filanca ilçe, bir kültür merkezinde onarım ya da
yeni bir inşaat yaptırmak istiyorsan, açık ihaleyi bırak, uğraşma.
Firmaları davet et, istediğini (istediğimizi) çağır, işi ona ver.” Başka bir anlatımla, 4848 sayılı yasaya eklenen geçici madde ile
artık, Türkiye’nin 81 ile ve 921 ilçesinde bu tip ihaleler keyfi biçimde
istenen firmalara verilebilecek. Bu madde, büyük yol yatırımları, baraj, konut, milyarlık cezaevleri,
son olarak Yargıtay binasıyla yayılan “davetli ihale” kanserinin,
ülkenin bütün kılcallarını sarması anlamına geliyor. Sonuç olarak, güvenlik harcamaları artıyor diye kolalı içeceğe,
otomobile torba kanunla vergi zammı yapan AKP, bizlerden toplayacağı bu
ÖTV’leri, rejimi baki olsun diye partili müteahhitlere saçmakta beis
görmüyor. Küçük ama önemli bir detay: Bu madde yürürlüğe girdikten sonra iki yılı kapsıyor. Küçük ama önemli bir hatırlatma: Her OHAL KHK’si gibi bunun da altında Maliye Bakanı ile Hazine’den sorumlu başbakan yardımcısının imzaları var.
Söz konusu maddeye göre 81
ildeki kamu ihaleleri, istenen firmaya "davetli ihale" yoluyla
verilecek. "Davetli ihale" bir istisna olmaktan çıkıp genel uygulamaya
dönüşecek.
Bu da Kültür ve Turizm Bakanlığı kuruluş yasasına eklenen bir maddeyle yapıldı.