CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, gittikçe derinleşen ve yaygınlaşan gayri resmi Suudi ambargosunun nedenleri ve sonuçlarıyla ele alınması, bu ambargo karşısında alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla TBMM’de genel görüşme açılması için önerge verdi. CHP Grup önerisi olarak TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
Önerge sahibi Güzelmansur TBMM’de yaptığı konuşmada “Suudi Arabistan 1929’da dostluk anlaşması imzaladığımız, dost ve Müslüman bir ülke. 90 yıllık ikili iyi ilişkilerimizin olduğu bir ülke. 6 milyar doların üzerinde ticaret hacmimiz var. İki ülke halkları karşılık kardeşlik, akrabalık ilişkileri geliştirdi. Ama birkaç yıldır bir siyasi kriz yaşıyoruz. Niçin ve ne uğruna ilişkiler bu boyuta getirildi, mutlaka sorgulanmalı. Bu siyasi krizle birlikte Suudi Arabistan, 1,5 yıl önce, Türkiye’ye karşı örtülü bir ambargo başlattı” dedi.
Suudi ambargosunda, 1,5 yılda yaşanan gelişmeleri sıralayan Güzelmansur “Gümrüklerde Türk mallarına tam sayım uygulanıyor. Ürünlerimizin girişi yavaşlatılıyor. Türk malları limanlarda çürümeye, bozulmaya yüz tutuncaya kadar bekletiliyor. 10 günde pazara sunulan sebze meyve 30 günde ancak pazara giriyor.
Suudi Arabistan’da süper market zincirlerinden, fastfood zincirlerine kadar pek çok firma Türk ürünlerini satmayacaklarını, kullanmayacaklarını açıklıyor. Müteahhitlerimize Suudi Arabistan’da iş verilmiyor. Suudi Arabistan, vatandaşlarına, Türkiye’ye gitmeyin çağrıları yapıyor. Suudi Arabistan’daki Türk berberlerine, lokantalarına gidilmemesi söyleniyor. Bu durum Arabistan’da yaşayan, ezici bir çoğunluğu berber ve lokantacı olan, 32 bini Hataylı 45 bin yurttaşımızı tedirgin ediyor.
Bu ambargo Fas, Tunus, Cezayir ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne kadar yayıldı. Bu ülkeler de, tıpkı Suudi Arabistan ambargosunun başlangıcında olduğu gibi, gümrüklerde Türk mallarının girişini yavaşlatıyor. Özetle 1,5 yıl önce örtülü bir şekilde başlayan ambargo geçtiğimiz aydan itibaren aleni bir hâl aldı. Suudi Krallığının başlattığı ambargo halk ambargosuna dönüşmeye başladı. Suudi Arabistan’la sınırlı olan bu ambargo başka ülkelere de yayıldı” dedi.
İktidarın ambargo sorununda çözüm merkezi olamadığını vurgulayan Güzelmansur şunları söyledi: “Biraz da tüm bu gelişmeler karşısında iktidarın ne yaptığına bakalım. Önce ambargo yok denilerek inkâr edildi. Sonra uzunca bir süre sessiz kalındı. En sonunda ise ‘ambargoya gülüp geçiyoruz’ diye açıklama yapıldı.
Ben şimdi buradan iktidara soruyorum:
İçinde bulunduğumuz ekonomik krizde, en fazla ihracat yaptığımız 15. ülke konumundaki Suudi Arabistan ile ihracatımızın düşme riskinin gülünecek bir tarafı var mı?
Suudi Arabistan Hatay için vazgeçilmez bir pazardır. Yanlış Suriye politikası ile kapılarını kapatarak, ihracat yollarını daraltarak ekonomik felce uğrattığınız Hatay’ın bir de Suudi Arabistan pazarını kaybetme ihtimali Sizlere komik mi geliyor?
Ürünlerimizin limanlarda haftalarca bekletilmesi, çürümeye yüz tutması, çöpe atılacak hale gelmesi, ihracatçının, çiftçinin yüzbinlerce dolar zarara uğramasında gülünecek ne var?
Yine haftalarca limanlarda bekletildiği için perişan olan tır şoförlerimizin, zarar eden nakliyecilerimizin haline gülüp geçiyor musunuz?
Suudi Arabistan’da raflarda, tabaklarda yer alan Tür malının yerini Yunan ürünlerinin almasının nesine gülüyorsunuz?
Suudi Arabistan’da çalışan her bir Hataylı Gurbetçi ailesine aylık, ortalama 2.000$ para gönderiyor. Yani gurbetçilerimiz Hatay’a yıllık 768 milyon dolarlık bir döviz girdisi sağlıyor. Neredeyse 150 bin kişi bu gelirle yaşıyor. 150 bin kişinin gelirsiz kalması tehlikesi gülünecek bir durum mu?”
Güzelmansur konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ambargo sorunu ‘gülünüp geçilecek’ değil, ciddiyetle yaklaşılacak bir konudur. İhracatçımızdan nakliyecimize, çiftçimizden üreticimize, turizmcimizden müteahhitimize, sandıkçılarımızdan ambalajcılarımıza, tır şoförlerimizden işçilerimize, gurbetçilerimize kadar her sektörden, her kesimden yurttaşımızı derinden etkiliyor.
TÜSİAD, TOBB, TESK, TİM, DEİK gibi Türkiye’nin en önemli iş örgütleri de yaptıkları ortak açıklamada ambargo sorunun diyalogla çözülmesi için somut adımlar atılmasını istiyorlar.
İktidarın bu ambargo sorunu karşısında çözüm merkezi olmadığı açıktır. Bu sorun ancak aklıselimle, diyalogla, ortak akılla ve ciddiyetle çözülebilir. Bu yüzden de tek ve doğru adres Meclis’tir.”