Etem Hamdi Tem, 1895 yılında Halep'te doğdu. 1. Dünya Savaşı'nda Kafkas cephesinde savaştı, Kurtuluş Savaşı sırasında da o zamanki adı Erkanı Harbiye olan Genelkurmay'da görevlendirildi. Savaş boyunca asteğmen rütbesi ile ordunun resmi fotoğrafçısı oldu. Büyük Taarruz sırasında Atatürk ile beraber Kocatepe'deydi. 1921'den 10 Kasım 1938'e kadar Atatürk'ün özel fotoğrafçılığını yaptı. Ulu Önder'in 700'e yakın fotoğraf karesi, onun sayesinde günümüze kadar geldi.
“EN GÜZEL KURTULUŞ ABİDESİ”
Etem Tem, Kurtuluş Savaşı sırasında her biri tarihe tanıklık eden çok sayıda fotoğraf çekti, özellikle 26 Temmuz 1922 günü Büyük Taarruz sırasında Kocatepe'de çektiği, Mustafa Kemal fotoğrafıyla hafızalara kazındı. Atatürk, bir uçurumun kenarında kayalıklar arasında tek başına yürürken deklanşöre dokunmuş ve o tarihi fotoğraf karesini yakalamıştı. Fotoğrafı bastıktan sonra altına da, ‘'Hiçbir milletin bu kadar güzel bir kurtuluş abidesi yoktur…” notunu düşmüştü.
“SARIŞIN KURDA BENZİYORDU”
Tem'in Alman malı Reflex ICA marka makinesi ile Büyük Taarruz'daki Atatürk fotoğrafı ünlü şair Nazım Hikmet'in dizelerine de konu oldu. Nazım Hikmet bu fotoğrafa bakıp yıllar sonra, ‘'Sarışın bir kurda benziyordu ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak, Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı'' diye yazacaktı.
Bundan tam 50 yıl önce 15 Ocak 1971 günü hayata veda eden Etem Tem, Atatürk ile ilgili büyük bir fotoğraf arşivine sahipti ancak, elindeki hazinenin bir bölümü, büyük İzmir yangınında kül olan dükkanında alevler arasında kaldı.
ATATÜRK: ÇOK GÜZEL
Fikret Otyam, Tem ile 1960 yılında Ulus Gazetesi için bir röportaj yaptı. Afyon Kocatepe'de Büyük Taarruz'un başladığı sabah çektiği o fotoğrafı şöyle anlattı: “Taarruz, şafak vakti saat 05.00'te başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, vaziyeti adım adım takip ediyor, direktifler veriyordu. Bir ara tek başına, kayalıklar arasında dalgın ve düşünceli biçimde dolaşmaya başladı. Zaman zaman sahra dürbünleriyle düşman cephesine bakıyordu… Kayalık tepenin ucuna geldi. Başparmağı dudaklarının arasındaydı… Deklanşöre bastım, o resmi çektim. 2 Eylül günü Uşak'a girdik. Ahır bozması bir yerde filmleri yıkadım ve o fotoğrafı basıp Atatürk'e götürdüm. Berberde tıraş oluyordu. Parmaklarını fotoğrafların üzerinde gezdirdi ve ‘Çok güzel' dedi.”
Atatürk'ün bir başka özel fotoğrafçısı da Cemal Işıksel'di. Işıksel, lise yıllarında fotoğraf çekmeye başladı. Atatürk'ün Ankara İstasyonu'na gelişini görüntüleyen Işıksel, daha sonra Atatürk'ün bütün yurt gezilerine özel fotoğrafçısı olarak katıldı. Atatürk'ün Tokat'ta bir vatandaşın derdini dinlerken çektiği kare, en bilinen fotoğrafı olarak günümüze ulaştı. Bu fotoğraf halen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da makam odasını süslüyor.