Konyaaltı Belediyesi, ilçe sınırlarında yer alan, 3'üncü yüzyıla ait Roma Hamamı'nın dış etkenlerden zarar görmesini önlemek için 10 yıl önce etrafını tel çitle çevirdi. Ancak tarihi yapının içinde bulunduğu arazinin sahipleri, alanlarına müdahale edildiği gerekçesiyle belediye aleyhine tazminat davası açtı. Yaklaşık 10 yıldır devam eden davada mahkeme, mülk sahibinin rızası dışında araziye müdahale ettiği için belediyeyi tazminat ödemeye mahkum etti. Tazminat miktarının, faizleriyle birlikte 7 milyon lirayı bulduğu kaydedildi.
Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, atıl durumda bırakılan başıboş arazilerde temizlik çalışması bile yapamadıklarını söyledi. Bu tür arazilerde temizlik yaptıkları takdirde mülk sahipleri tarafından belediyeye yüklü miktarda tazminat davası açıldığını belirten Esen, birileri girip tahrip etmesin diye tarihi Roma Hamamı arazisi etrafına çit yapıldığını anlattı. Esen, mülk sahiplerinin, araziye müdahale edildiği düşüncesiyle Konyaaltı Belediyesi'ni yaklaşık 7 milyon lira tazminata mahkum ettirdiğini, kamu kullanımına ayrılmış özel mülkiyete ait araziler için yasal bir düzenleme getirilmesi gerektiğini söyledi.
Tarihi Roma Hamamı'nın da içinde yer alan 5 bin metrekarelik arsanın dörtte birinin belediyeye ait olduğunu belirten Esen, geriye kalan diğer hisselerin özel mülk sahiplerinin olduğunu söyledi. Semih Esen, “Roma Hamamı'nın bulunduğu arazi imar planlarında aslında ilkokul diye planlanmış. Kamusal alanlardaki vatandaş hisseleri nedeniyle çoğu hizmet yapılamıyor. Pazar yerleri alanlarında da aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. Semt pazar yerleri olarak ayrılmış yerlerde vatandaş hisseleri var. Böyle bir durumda ya o alanları kamulaştırmak zorundasınız ya da bağış yoluyla pazarları kurmak zorundasınız. Arazinin çok kıymetli olmadığı yerlerde bu sorunlar kamulaştırma yoluyla hallolabilir. Ama Konyaaltı gibi yüksek bedelli arazilerde bunu yapmak her zaman mümkün olmuyor" diye konuştu.
Roma Hamamı kalıntısının tarihi özelliği nedeniyle alanın korunması gereken bir bölge olduğunu belirten Başkan Esen, “Başıboş alanlara girip temizlik bile yapsak, el atma sorunuyla karşılaşıyoruz. Belediyenin bu tarihi yapıyla tasarrufu olabilir mi? Bu kamunun, insanların vicdanını yaralayan bir durum. Bizim böyle tarihi bir eseri yok sayıp, görmezden gelip her türlü deformasyona ve tahribata açık bırakmamız mümkün değil. Bu korumayı yapmamız gerekiyordu fakat hukuki düzen içindeki birtakım çelişkiler nedeniyle böyle olumsuz sonuç ortaya çıktı" dedi.
Kamunun kullanımına tahsis edilmiş alanların, ilkokul, ortaokul, cami, sağlık merkezi, pazar alanı gibi değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Esen, “Kamulaştırma bedellerinin aşırı yüksekliği nedeniyle bu alanların içerisindeki özel mülkiyetleri kamulaştıracak bütçeler birçok belediyede yok. Bunun bir an önce çözülmesi gerekiyor. TBMM yasal bir düzenleme yapabilir ama biz sorunu yerinde yaşayan yöneticileriz. Buralardaki hisselerin, vatandaşlar da mağdur edilmeyerek, eşdeğer başka hazine arazilerinin takası yoluyla buraların kamunun kullanımına açık hale getirilmesi mümkün. Eğer bu yapılmazsa pek çok yer insan sağlığını, hatta can güvenliğini tehdit eder vaziyette duruyor. Ve birçok belediye de buralarda bırakın herhangi bir tasarrufta bulunmayı, temizlik faaliyeti bile yapamıyor. Yaptığı zaman başına gelecek olan şey yüklü bir tazminatla karşı karşıya kalmak" diye konuştu.
Semih Esen, tazminatlara ilişkin yasada sınır olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bu tip tazminatlara bütçeden ayırabileceğiniz rakam, toplam gelirin yüzde 2'sidir. Yani belediye kasasında o bütçe olsa bile o bütçenin yüzde 2'sini aşıyorsa, o parayı ödeyemezsiniz. Diğer taraftan da alacaklılar bu tazminatı almak için belediyelerin hesaplarına, araçlarına haciz koyuyor. Bir tarafta yüzde 2'nin üzerinde ödeyemezsiniz gibi bir yasal düzenleme varken diğer tarafta alacaklıların tazminatı alabilmesi için her türlü icra yolu başvurularının önü açık. Böyle bir çelişkiyle karşı karşıyayız. Yasal bir düzenlemeyle kamu kullanımına ayrılmış yerlerdeki vatandaş hisselerinin başka yerlerdeki hazine arazileriyle takas edilerek buraların kamunun kullanımına uygun hale getirilmesini talep ediyoruz."