Home
11 Ağustos 2024 ( 5 izlenme )
Reklamlar

Tavanı çöken hastanede hayatını kaybeden bebeğin babası: "İhmal olmadığını söylemek cahillikten başka bir şey değil"


45 günde yapılmasıyla övünülen Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nde tavan çökmesinin ardından hayatını kaybeden bebeğin babası Turgut Şentürk, adli süreci başlattıklarını açıklarken “İhmal olmadığını söylemek cahillikten başka bir şey değil” dedi.



AKP’li Rönesans Holding’in yaptığı İstanbulBakırköy’de Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanından geçen sıcak su tesisatında meydana gelen kaçak nedeniyle asma tavan çöktü, bir bebek hayatını kaybetti. Medyascope’tan Ayşegül Karagöz’ün haberine göre, bebeğin babası Turgut Şentürk, ortada açık bir ihmal olduğunu söyledi. Adli süreci başlattıklarını ve verdikleri mücadelenin acı verici olduğunu söyleyen Şentürk, tüm her şeye rağmen vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.

“DAHA ÖNCE BÖYLE BİR ACI GÖRMEDİM”

Baba Turgut Şentürk, tüp bebek tedavisiyle sahip oldukları ve uzun süredir çocuk istediklerini anlattı. Bebeklerinin altı buçukyedi aya yeni girdiği için prematüre olarak doğduğunu belirten Şentürk, “Gün geçtikçe iyiye gidiyordu. Nefes alışverişi düzelmişti, doktor da daha iyiye gittiğini söylüyordu” dedi. Baba Şentürk, 4 Ağustos Pazar günü, saat 03.20 sularında, “Bebeğiniz rahatsızlandı acil hastaneye gelmeniz gerekiyor” diye arandığını ve ardından hastaneye gittiğini söyledi:

“Bebeğimin tahliye sırasında ciğerlerine kan dolduğunu, müdahale ettiklerini ama hayata döndüremediğini söylediler. Ben o anda olduğum yere yıkıldım. Bir senedir çok zor uğraşlar içerisinde bu bebeği kazanmıştık, Allah bize nasip etti. 35 yaşındayım daha önce hiç böyle bir acı görmedim, bu acının tarifi yok.”

“HERKESLE TEK TEK HESAPLAŞACAĞIZ”

Ortada açık bir ihmal olduğunu belirten baba Şentürk, adli süreci başlattıklarını, verdikleri mücadelenin acı verici olduğunu ancak vazgeçmeyeceklerini söyledi:

“Burada bir can söz konusudur. ‘Tahliye ne zaman yapıldı, nasıl yapıldı, durum neydi?’ sorularının cevabını bilmiyoruz. Burada ihmalin üzerinde bir durum var. İlk başta sızıntı varmış sonradan patlama olmuş. Böyle bir sızıntı ve patlamanın denetimsizlikten başka bir şey ile açıklanamayacağını söyleyen Şentürk, “Orası hastanenin can damarı, yoğun bakım ünitesi, insanları yaşatmak için kurulmuş en önemli en özel yer. Bu denetimsizlik benim bebeğimin canına mal oldu. Herkesle tek tek hesaplaşacağız”

“İHMAL OLMADIĞINI SÖYLEMEK CAHİLLİKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL”

Yaşadıkları bu olaydan eşinin ve kendisinin çok fazla etkilendiğini söyleyen Turgut Şentürk, “Eşim daha büyük acılar yaşıyor, yıkıldı, kendini harap etti. İkimizin de ruh hali iyi değil. Acılı anne baba nasıl olabilir ki?” diye konuştu. Yetkililerin suçu üzerlerinden atmaya çalıştıklarını öne süren Şentürk, adli tıp, itfaiye ve diğer sonuçların çıkmasını beklediklerini aktardı:

“İhmal olmadığını söylemek cahillikten başka bir şey değil. Kendi başlarına geldiği zaman da aynı şeyleri söyleyebilecekler mi? Biz bu olayın peşini bırakmayacağız.”

Bebeğini kaybeden ailenin avukatı Dilan Çakmak, hukuki mücadele ettiklerini söyledi. Avukat Çakmak, ailenin yaşanan olayı öğrendikten sonra uzun bir süre kendilerine gelemediklerini belirterek, suç duyurusunda bulunmak için dilekçeleri hazırlama girişimleri içerisinde olduklarını söyledi. Sağlık Bakanlığı, üniversite veya hastaneden yetkili kimsenin aileye ulaşarak başsağlığı dilemediğinin altını çizen Avukat Çakmak, tek tek delilleri toplayıp hızlı bir şekilde soruşturmayı yürütmeyi planladıklarını aktardı. Bu olayın “talihsiz bir kaza” olmadığının altını çizen Çakmak, “Burada masum bir cana karşı hukuka aykırı bir müdahale var. İster kusur olsun ister olmasın, çok ciddi bir hukuki sorumluluk söz konusu. Yapılan açıklamalar tamamen suçtan kurtulmaya yönelik” dedi.

Çakmak şöyle devam etti:

“‘Burada bir ihmal değil, bir suç var biz de bunun farkındayız ama sorumlu değiliz’ niteliğinde açıklama yaptılar. Bu çok ağır bir ihmaldir. Bu nedenle hukuk mücadelesinde ailemizin yanındayız. Müvekkillerimin amacı hiçbir şekilde maddi bir şekilde telafi etmek değil. Bunun zaten maddimanevi telafisi mümkün değil. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da yaşansa gerçekten ses getirebilecek bir olay. O yüzden bu ‘ihmal, kusura bakmayın’ diye geçiştirilebilecek bir mesele değil bizim için.”

Kaynak: TELE1

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İmamoğlu'ndan İstanbul'un kuraklığına ilişkin çözüm "Deniz suyunun içme suyu olması için çabalıyoruz" Savcı, otomobiline bırakılan not için “tehdit” soruşturması açmış! Cumhuriyet yazarları artık özgür ! İşte tahliye sevincinden ilk görüntüler Ekrem İmamoğlu'na Polis Tarafından Tutanak Tutuldu