Home
09 Haziran 2020 ( 50 izlenme )
Reklamlar

The Times Türkiye'yi böyle yazdı: Muhalefet Erdoğan'ı alt etti


The Times yazarı Hannah Lucinda Smith, “Türkiye’de Corona virüsü: Muhalefet erken hamleleriyle Erdoğan’ı alt etti” ifadelerini kullandı.




Dünyanın ilk gazetelerinden olan İngiltere'nin köklü yayın organı The Times, koronavirüs sürecinde Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmeleri kaleme aldı.

The Times yazarı Hannah Lucinda Smith, “Türkiye’de Corona virüsü: Muhalefet erken hamleleriyle Erdoğan’ı alt etti” ifadelerini kullandı.

Smith yazısında, salgın sırasında Türkiye’de yaşananları ele aldı. CHP’li belediyelerin başlattığı kapmayanların AKP’nin tabanını oluşturan seçmenle CHP’nin ilişkisini sağladığını belirten Smith, belediyeleri kaybetmenin AKP’nin politikalarına zarar verdiğini belirtti.

 “ERDOĞAN'IN ÖLÜMÜNE DESTEKÇİSİ OLAN FERMAN GİBİ SEÇMENLERİN SADAKATLERİNE DE DARBE VURDU”

Hannah Lucinda Smith’in The Times’daki yazısı şöyle:

“Geçen ay Burcu Ferman’ın elektrik faturaları tanımadığı biri tarafından ödendiğinde neredeyse yoksulluğun eşiğine gelmişti. Bu ilk defa karşılaştığı bir durum değildi. 34 yaşında üç çocuk annesi olan Ferman, Anadolulu ve tutucu ailesi tarafından eşinden ayrıldığı için 10 yıl önce evinden atılmıştı. İki yıl boyunca İstanbul’da bir kadın sığınma evinde kaldı ve sonrasında bir kreşte bakıcı olarak iş buldu. Aylık asgari ücret olarak 350 sterlin kazanıyordu ki bu hayatını tekrar düzene sokması için yeterliydi. 

Ardından COVID19 vurdu. Türkiye’de ilk vaka 11 Mart’ta görülürken, ilk ölüm ise üç gün sonrasında gerçekleşti. Suudi Arabistan'dan haçtan dönenlerle beraber enfeksiyon kümeleri büyüdü, ancak salgının merkez üssü, ülkenin doğrulanmış vakalarının yüzde 60'ına sahip olan İstanbul'du.

Ülkenin riskleri göz önünde bulunduruldu (Türkiye, virüsten ciddi bir şekilde etkilenen İran’la kara sınırına, ana hava yollarının merkezlerine ve yoğun nüfusun olduğu şehirlerine sahip) ve ivedilikle sokağa çıkma yasağı getirildi.

16 Mart’ta Türkiye’deki okullar kapatıldı ve Burcu Ferman gelirinin tamamını kaybetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan işten çıkarılanlara yardımcı olmak için 12 milyar sterlin değerinde bir yardım paketi açıkladı ancak paranın ulaşması oldukça yavaş oldu. 

Bu, sadece cüzdanlara değil, bir zamanlar Erdoğan'ın ölümüne destekçisi olan Ferman gibi seçmenlerin sadakatlerine de darbe vurdu ve bu eksiklik muhalefet tarafından hızla kapatıldı. 

Türklerin çoğu hükümetin salgının sağlık yönlerini doğru ele aldığını kabul etse de ekonomik sarsıntı insanları bir zamanlar sarsılmaz olan Erdoğan'a karşı çevirebilir.

“ON BİNLERCE TÜRKİYE VATANDAŞI İÇİN KÜÇÜK BİR GÜVENLİK AĞI HALİNE GELDİ”

Burcu Ferman Times’a yaptığı açıklamada, “Maaşlarımızı şirketten alamadık. Sıfır. Bir parça bile olsaydı, devam etmeyi başarabilirdik, ama hiçbir şey alamadık. Üç ay boyunca sıfır gelir" dedi ve ekledi: “Tabi ki devletin parası olmayabilir. Ancak tutamayacaklarsa, büyük sözler vermemeliler. Binlerce insan öldü ve yoksullar göz ardı edildi.”

Ona yaşam kaynağı muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) oldu. Devletin vaat ettiği yardımın gelmesini beklerken, Ferman’ın kız kardeşi, faturalarını İstanbul’un CHP tarafından yönetilen Belediyesi (İBB) tarafından başlatılan bir sisteme eklemesini önerdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), şirketlerin ve bireylerin ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için kullanılan paraları bağışlamalarına olanak tanıyan bir mali plan yürütüyor.

Askıda Fatura adı verilen uygulama, son on yılda Türk fırınlarında popüler hale geldi. Maddi imkanı olan kişilerin kendilerine ekmek alırken, alamayanlar adına yaptıkları ödemelerdi. Belediye’ye ait bu plan, ihtiyaç sahiplerinin faturalarının herhangi bir kişi tarafından ödenmesine imkan sağlıyor. 

Mayıs ayı başlarında bu sistem için bir web sitesi açıldıktan yalnızca birkaç gün sonra, yüksek katılımdan ötürü, pek çok bağışçının ödeme yapacak fatura bulması bile zorlaştı. 

CHP'li belediyelerin yönettiği diğer şehirler de bu planı benimsedi ve ‘Askıda Fatura’, Ferman gibi on binlerce Türkiye vatandaşı için küçük bir güvenlik ağı haline geldi.

“PARTİSİNE OY VERİLMESİNİN EN ÖNEMLİ YOLLARINDAN BİRİ OLAN KENTSEL YOKSULLARA SOSYAL YARDIM YOLU KAPANDI”

Özel bir araştırma şirketi olan İstanbul Ekonomi Araştırma tarafından yapılan son bir ankete göre, insanların üçte biri, karantina sürecinde ev faturalarını ödemekte zorlandıklarını ve yüzde 60'ı ise harcamalarını kısıtlamak zorunda kaldıklarını söylüyor.

Yine de Erdoğan'a göre, bu tür programlar siyasi bir hakaret ve 17 yıldır şahsen sürdürdüğü Türk siyasetindeki hakimiyeti için ise bir tehdit oluşturuyor. Geçen yılki yerel seçimlerde İstanbul, Ankara ve bir dizi diğer büyük şehri CHP'ye kaybettiği için, partisine oy verilmesinin en önemli yollarından biri olan kentsel yoksullara sosyal yardım yolu kapandı.

Merkezi hükümet, işsizlik ve emeklilik maaşı ödemelerinden sorumlu iken, belediyeler ise yoksul bölgelerde hedeflenen sosyal yardım ve kalkınma programlarına destek sağlıyor. 

Erdoğan ilk olarak 1994 yılında kazandığı İstanbul Belediye Başkanlığı ile ulusal anlamda önem kazandı. Anadolu'dan gelen göçmenlerin yaşadığı gecekondu bölgelerine ulaşım bağlantıları ve hizmetler getirdi. Birçoğu daha önce ana şebeke su kaynaklarına bile bağlı değildi. Bu bölgelerdeki insanların kahramanı oldu ve bu kesim, 2002'den beri onu ve AKP’yi ulusal seviyede de iktidarda tutmaya yardımcı oldu.

“BELEDİYELERİN KAYBI BU MEKANİZMAYA GERÇEKTEN ZARAR VERDİ” 

Ankara Bilkent Üniversitesi'nde siyaset bilimci olan Berk Esen, "Erdoğan'ın lideri olduğu İslamcı hareketin hakim olduğu model; belediyeler ve vakıflar aracılığıyla hedeflenen partizan sosyal refahın bir kombinasyonu," olduğunu söyledi ve ekledi: “Türk sosyal devleti Batı'nınki kadar cömert değil, bu yüzden bu model bu boşlukları dolduruyor. Eğer bir mahallenin oyları [AKP için] düşerse, kaynaklar da aynı oranda düşüyor. Ancak Covid19'dan önce bile dağıtmak için yeterli para yoktu. Geçen yıl yapılan seçimlerde belediyelerin kaybı bu mekanizmaya gerçekten zarar verdi."

66 yaşındaki Erdoğan, karantinayı boğaz kıyısında ki Huber Konağı’nda geçirirken CHP'ye defalarca saldırdı ve muhalefet partisini "devlet içinde devlet" olarak hareket etmekle ve ona karşı bir darbe planlamakla suçladı.

Muhalefetin Covid19’la mücadeleye yönelik projelerinin birçoğu, Sağlık Bakanlığı tarafından amacına uygun olmadığı iddia edildikten sonra kapatılan Adana'daki 1,000 yataklı hastane gibi merkezi hükümet tarafından engellendi. 

KILIÇDAROĞLU’NDAN AÇIKLAMA

Türk basını tarafından da çoğunlukla engellenen CHP’nin cevap verebilmek için az fırsatı vardı, ancak CHP’ye göre yaptıkları hamlelerin karşılıklarını almayı başardılar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, The Times’a yaptığı açıklamada “Geçen seneki seçimlerde Erdoğan seçmenlere, ‘CHP’ye oy verirseniz ve kazanırlarsa, CHP’li belediyeler sosyal yardımları kesecek, onlara oy vermeyin’ dedi. Covid19 salgını, bunun doğru olmadığını gösterdi. Belediyelerimiz, ihtiyacı olan vatandaşlar için sosyal yardımlar ve desteklerde bulundu. Seçmen, Erdoğan’ın bu konuda yalan söylediğini fark etti ve bu Erdoğan’ı rahatsız ediyor” dedi.

Kılıçdaroğlu, “Erdoğan, tabanını konsolide etmek adına kutuplaştırma politikası sürdürüyor ve CHP’yi önündeki en büyük engel olarak görüyor” dedi.

CHP’nin, Erdoğan’ın sadık seçmen kitlesinin oylarını alıp alamayacağı, cevabı zor bir soru. Bu sorunun cevabı, aslen 2023 yılında yapılması gereken genel seçimlerin erkene alınması yönünde artan dedikodular sebebiyle daha da önem kazanıyor.

“BU HASTANELER ERDOĞAN’IN MÜTTEFİKİ OLAN İŞ İNSANLARINA MİLYARLARCA STERLİN PARA AKTARMASINI SAĞLAYAN ÖZEL FİNANS YOLUYLA İNŞA EDİLDİ”

Çoğunluğunu düşük gelirli seçmenin oluşturduğu Erdoğan’ın tabanı daha dindar bir yönelime sahip ve geleneksel olarak seküler bir parti olan CHP’ye karşı bir güvensizlik duyuyor. Siyasi denklemin öbür ucunda da AKP’nin patronajı sayesinde müthiş gelirler elde eden büyük şirketler var. Erdoğan, salgın başladığından beri, video konferans üzerinden iki tane mega hastane açtı. Bu hastaneler, Erdoğan’ın müttefiki olan iş insanlarına milyarlarca sterlin para aktarmasını sağlayan özel finans yoluyla inşa edildi.

Bazı muhalifler bile bütün yatakların acil bakım üniteleri olduğu bu yeni ve yüksek kalite hastanelerin, Türkiye’nin Covid19 vaka ve ölüm sayılarının düşük tutmasında büyük bir etkisi olabileceğini kabul ediyor. Şu ana kadar Türkiye’de Covid19 ile bağlantılı sadece 170,132 vaka ve 4,692 ölüm yaşandı.

Ancak yolsuzluk inkar edilemez boyutlarda. Holdingler, Erdoğan’ı basın üzerinden övmek ve AKP tabanına sosyal yardım yapan dini kurumlara bağış yapmak karşılığında devletten çok karlı ihaleler alıyorlar.

“CORONAVİRÜSÜ CHP’YE UZUN ZAMANDIR İLK DEFA TÜRKLERİN TEMEL İHTİYACINI KARŞILAMA VE BUNU AKP’DEN DAHA İYİ YAPMA FIRSATINI VERDİ”

Erdoğan’ın basın üzerindeki kontrolü, Türkiye’nin Covid19’dan az hasarla çıkmasını kendi kişisel başarısıymış gibi yansıtmasına yardımcı oluyor.

İstanbul Ekonomi Araştırma Genel Müdürü Can Selçuki, “Hükümet, kamu sağlığı konusunda başarılıydı, genel algı da bu yönde. İstikrarlı bir şekilde halkın yüzde 50’si Covid sürecinin iyi yönetildiğini düşünüyor” dedi. Selçuki, “Şu anda hükümet eşittir Erdoğan, o yüzden eğer hükümet başarılıysa Erdoğan da başarılı. Ancak şimdi işin sağlık kısmı atlatıldığı için, her şey Erdoğan’ın salgın sonrası ekonomiyi nasıl yöneteceğine bağlı. Ve belediyeler sayesinde, muhalefet ilk defa daha önce hiç kendisine oy vermeyen seçmenlerle bağlantı kurmuş durumda” diye ekledi.

Corona virüsü, CHP’ye uzun zamandır ilk defa Türklerin temel ihtiyacını karşılama ve bunu AKP’den daha iyi yapma fırsatını verdi. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, partisinin erken seçimlere hazır olduğunu ve Erdoğan’ın mağlubiyetinin ‘kaçınılmaz’ olduğu konusunda ısrarcı. Kılıçdaroğlu sözlerine söyle devam etti: “Kaynakların savurganca kullanımı, tutarlı bir planlamanın olmaması ve sorumsuz borçlanma bizi ekonomide ciddi problemlerle karşı karşıya bırakmıştır. Vatandaşlarımız ödediği vergilerin nerelere ne kadar harcandığını dahi bilmemektedir… Tarihin bize gösterdiği süreç diktatörlerin kalıcı olmadığıdır.”

“’SEÇİM OLSA YİNE ERDOĞAN’A OY VERİRİM’ DİYORDUM ANCAK BUNU ARTIK SÖYLEYEMİYORUM”

Anketlere göre, Erdoğan Türkiye’deki en popüler siyasi figür olmaya devam ediyor, ancak kendisine olan destek, kritik bir noktaya gerilemiş durumda. AKP, sadece Meclis’te MHP ile koalisyon kurabildiği takdirde hükümet kurabiliyor ve buna rağmen iki partinin toplam oy oranının yüzde 50’nin altına düşme tehlikesi var. Bu kadar ufak payların olduğu bir durumda, yüzde birkaç puanlık bir oy kayması, Erdoğan için bir felaket anlamına gelebilir. Covid sonrası dünyada, bu oy kayması Burcu Ferman gibi seçmenlerden gelebilir.

Ferman sözlerini noktalarken, “‘Erdoğan, AKP’lilere yardım etti’ diyorlar. Ben de AKP seçmeniyim. Belki de kendi akrabalarına ve yakınlarına yardım ettiler ancak gerçekten ihtiyacı olanları unuttular. ‘Eğer seçim olsa yine Erdoğan’a oy veririm’ diyordum ancak bunu artık söyleyemiyorum” dedi.”

https://odatv4.com/thetimesmuhalefeterdoganialtettidiyeyazdi09062037.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Atatürk heykelini çalıp hurdacıya satan belediye çalışanları tutuklandı! Utanç! 1 günde Türkiye'den çocuk porno sitelerine 460 kişi girdi! Afyon Şeker Fabrikası'nın satışı onaylandı! İstanbul’da kritik toplantı! İmamoğlu tehlikeyi madde madde sıraladı