Haftaya 7 TL’nin altında başlayan dolar/TL kuru, dün 7,48 seviyelerini görürken, TL dünya genelinde değer kaybında haftayı ilk sırada kapattı.
1926 Şubat tarihleri arasında TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 6,19 oldu. Değer kaybında ikinci sırayı ise yüzde 2,24’lük oranla Meksika pesosu aldı.
Yüzde 2,21’lik kayıpla Brezilya reali üçüncü olurken, Güney Kore wonu yüzde 1,56’lık kayıpla dördüncü sırada yer aldı.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Baş Ekonomisti Robin Brooks, tüm gelişen ülke para birimlerinin bu hafta baskı altında kaldığını, bu durumun temel nedeninin ABD’de uzun vadeli tahvil faizlerindeki ani yükseliş olduğunu belirtti. 2021’in inişli çıkışlı bir yıl olacağı yönünde bir süredir uyarılarda bulunduklarını hatırlatan Brooks, ‘taper tantrum’ (azaltma öfkesi) riskinin gelişen ülkeler için çok gerçek olduğunu ve politika hataları için bir alan bulunmadığını vurguladı.
Taper tantrum, merkez bankalarının para politikalarında sıkılaşmaya başlamasının piyasalarda yarattığı sarsıntıyı ifade etmek için kullanılan bir kavram.
Bu hafta gelişen ülke para birimlerinin dolar karşısında değer kaybında, ABD’de gevşek para politikalarının enflasyon artışını tetikleyebileceği endişeleriyle 10 yıllık hazine tahvillerinin faizlerinin bir anda sıçraması etkili oldu.
Ancak bu dalgadan en çok etkilenen para birimi TL oldu.
Uzmanlar, yüksek cari açık, yüksek dış borç ve siyasi risklerin, Türkiye’nin risk primini yükselttiğini ve TL’yi kırılgan hale getirdiğini vurguluyor.