Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya, Haziran ayı enflasyon oranının beklentilerin altında gerçekleşmesinin neden olarak kamu zamlarının temmuz ayına ertelenmesi, kurdaki istikrar ve tarihsel olarak yaz aylarının düşüşe katkısı olması olduğu söyledi.
Enflasyonun yavaşlama trendine gireceğini belirten Çetinkaya, buna karşın konunun gündemde kalmaya devam edeceğini belirtti ve “Bu tartışılsın diye söylemiyorum ama enflasyonun %75 olmasıyla %45 olması arasında nasıl bir fark var bunu bir irdelemek lazım diye düşünüyorum. Bana sorarsanız bir fark yok. Fiyatlar gene artıyor” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya, düzenlediği basın toplantısında eleştirilere yanıt verirken, kurumun internet sitesinde bulunan eski enflasyon sepeti verilerini sildi.
Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’ın aktardığına göre, Prof. Dr. Cem Başlevent, TÜİK Başkanı’nın açıklamalarının şeffaflık adına olumlu olduğunu belirtirken, mevcut verilerin silinmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Başlevent, “Madde fiyatını açıklamak için bir gün daha çalışılması gerekiyor demek komik. Çalışsınlar. Ayın 3’ü değil, 4’ü veya 5’i de olsa madde sepetini açıklasınlar” dedi.
TÜİK’in sır gibi sakladığı madde sepetini ifşa eden Ekonomim Gazetesi Yazarı Aktaş, “TÜİK, maddelerin ağırlıklarını açıklardı, her bir maddenin ağırlığını görürdük, şimdi onu da bilmiyoruz” dedi. Aktaş TÜİK başkanının da demagoji yaptığını söyledi.
Yaptığı açıklamada AB ülkeleri ve ABD gibi gelişmiş ülkelerin istatistik ofislerinin internet siteleri de incelendiğinde madde düzeyinde tüm fiyatları yayınlayan herhangi bir ülke bulunmadığına dikkati çeken Çetinkaya, eleştirilen ürünler üzerinden giderek, “Yumurta, doktor muayenesi fiyatları denildiğinde toplulaştırılmış bir fiyattan bahsediliyor.
Örneğin bugün basına yansıyan bir haberde 2,57 lira yumurta fiyatı ifade ediliyor. Gezen tavuk yumurtası 5 lira. Ama 30’lu yumurtaların tanesi 2 lira. Tüketim ağırlıklarına bakıldığında vatandaşların çoğunlukla 30’lu yumurta tükettiği görülüyor. Ortalama toplulaştırılmış fiyatlara bakıldığında yumurta için 2,57 lira gayet mantıklı bir fiyat. Olay bir süre sonra teknik hesaplamalardan çıkıp algı yönetimine giriyor” dedi.
Çetinkaya, TÜFE ile İTO İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi arasındaki farklılıklara yönelik yorumları da değerlendirerek, İTO’nun söz konusu hesaplarının metodolojisini 30 yıl önce TÜİK’ten aldığını ancak bu yöntemlerin artık eskidiğini ifade etti.
Öte yandan söz konusu hesaplamalarda İTO’nun TÜİK’in çok küçük bir modelini kullandığını, kapsamının da TÜFE’ye göre dar olduğunu belirtti. Yöntem farklılıklarının hem ana grup oranlarında hem de geçinme endeksi ve TÜFE oranlarında ayrışmaya neden olduğunu ifade eden Çetinkaya, bu ayrışmanın düşük enflasyon olduğu dönemlere kıyasla yüksek enflasyon olduğu dönemlerde daha fazla dikkati çektiğini, sürekli değişen tüketici alışkanlıklarına paralel olarak değişen madde sepetlerinin 2 endeks arasında oluşan farkın artmasına neden olduğunu söyledi.
Erhan Çetinkaya, ülkelerin resmi kurumlarının açıkladığı enflasyon ile algılanan enflasyon arasındaki rakamlara bakıldığında Türkiye’deki rakamların diğer ülkelere kıyasla birbirine en yakın oranları yakaladığını kaydetti. Çetinkaya, “Algılanan enflasyona ilişkin hususlar Türkiye’ye özgü olmayıp, gelişmiş ülkelerde de aynı durum görülmekte ve bu durum Eurostat tarafından ifade edilmektedir.
Örneğin son 20 yıl boyunca AB’de hissedilen enflasyon açıklanan enflasyonun ortalama 5 katı düzeyinde seyrederken Türkiye’de 2 katı düzeyinde seyretmiştir” ifadelerini kullandı. Söz konusu makasın 2021 yılı başından itibaren tüm dünyada gözlendiğini aktaran Çetinkaya, “TÜİK’i IMF Türkiye Masasına şikayet etmişler, orada bir şeyler mi dönüyor diye. IMF Türkiye Masası şefi geldi, hesaplamalarımıza baktılar.
Sadece Türkiye’de değil dünyada diğer ülkelerde de ÜFE’nin TÜFE’nin üzerine çıkmış olduğunu fark ettiler ve ‘Biz bunu araştıralım’ diye gittiler. Yakın zamanda derecelendirme kuruluşları da istatistikleri inceledi, onlar da tatmin edici yanıtları alarak döndüler” dedi.
TÜİK Başkanı Çetinkaya, memur zamlarının belli olduğu haziran ayı TÜFE rakamlarının beklentilerin altında geldiğine yönelik eleştirileri ise, “Haziran ayı sonunda açıklanan zamların hemen haziran ayı TÜFE rakamlarına yansıyacağı yönünde yanlış bir algı var” yanıtıyla geçiştirdi.
Enflasyonun 75 olmasıyla 45 olması arasında bir fark olmadığını savunan Erhan Çetinkaya, “Fiyatlar artıyor. 100 TL olan ürünün fiyatı bir yıl sonra 175 olacaksa veya bir yıl sonra 145 olacak arasında can yakıcılığı açısından bir fark yok. Psikolojik olabilir belki. TÜİK Başkanı ve bir vatandaş olarak da söylüyorum, matematiksel bir gerçeklik” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin yıllardır devam eden enflasyonun her ayın 3’ünde açıklanması uygulamasını da eleştiren Erhan Çetinkaya, bu tarihin neden belirlendiğinin sorgulanması gerektiğini söyledi. Çetinkaya, “Bu tarihi değiştirmeyi düşündünüz mü” sorusuna da “Düşündük ama TÜİK makyaj yapmak için daha fazla zaman ister derler diye kendimizi geri çektik” yanıtını verdi. Enflasyonla ilgili eleştirilere yanıt veren Çetinkaya, “TÜİK enflasyonda bir şey çevirmiyor. Yakalamaya çalışanlar da yakalayamazlar” dedi.
Kaynak: TELE1