Tüm gözler Merkez Bankası'nın faiz kararına çevrildi! Ekonomistlerin tahmini tek bir kararda birleşti
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2022 yılına ilişkin 7. faiz kararını 21 Temmuz Perşembe günü açıklayacak. Milyonlar endişeyle merkezin kararını beklerken, ekonomistler faiz oranının yüzde 14'te sabit kalması için anket yaptılar.
Hatırlayacağınız gibi, geçen ayki PPK toplantısında politika faizi yüzde 14'te değişmeden bırakılmıştı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin beklenti anketine katılan tüm ekonomistler, bir hafta vadeli repo ihalesinin (politika faizi) yüzde 14'te sabit tutulacağını tahmin ediyor. .
11 EKONOMİSTİN KATILDIĞI BEKLENTİ ANKET SONUÇLARI
21 Temmuz Perşembe günü PPK toplantısına ilişkin piyasa beklentileri anketine 11 ekonomist katıldı.
GEÇEN AY YÜZDE 14 ORANINDA SABİTLENDİ
Anket sonuçlarına göre, tüm ekonomistler kilit faiz oranının yüzde 14'te sabit kalacağını tahmin ediyor. Geçen ayki PPK toplantısında politika faizi yüzde 14'te değişmeden kaldı. Ekonomistlerin yıl sonunda temel faiz oranı beklentilerinin de yüzde 14 olarak devam edeceği yönünde.
Erdoğan neden düşük faizyüksek fiyat politikasında ısrar ediyor, riskler nerede?
Türk lirası yılbaşından bu yana ABD doları karşısında yüzde 45 e yakın bir değer kaybetti. Buna rağmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döviz krizini pek umursamadığı çok açık.
Dolar/TL kuru son haftalarda sürekli rekor kırsa da Erdoğan kendi deyimiyle "ekonomik bağımsızlık savaşını" sürdürmekte kararlı.
Peki, ekonomistlerin daha fazla enflasyona, yüksek işsizliğe ve yoksulluğa yol açacağı yönündeki uyarılarına rağmen Erdoğan neden bu politikalarını sürdürmekte ısrar ediyor?
Tüm dünyanın aksine olağandışı ekonomi politikası
TL'nin çöküşünün temel nedeni, Türkiye'nin faiz oranlarını düşük tutma ve rekabetçi döviz kurları ile ekonomik büyüme ve ihracat potansiyeli sağlama politikasıdır.
Bu politika, hakim olan genel geçer ekonomik teorisiyle çeliştiği için "ortodoks olmayan" bir yaklaşım olarak adlandırılmıştır.
Erdoğan'ın yüksek kur, ihracat odaklı büyüme şeklinde adlandırdığı sistem aslında dar gelirli vatandaşların enflasyon altında ezilmesine, enflasyonist ortamda her geçen gün, ev, araba, temel ihtiyaçlar gibi bir çok ürünlerin fiyatlarının yükselişinin durdurulamamasına sebebiyet vermektedir.