Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki "Cemal Kaşıkçı" gerilimi, ekonomik ilişkilere de yansıdı. Suudi Arabistan Ticaret Odaları Başkanı Ajlan alAjlan’ın 3 Ekim’de Türk mallarına boykot çağrısında bulunması, TürkiyeSuudi Arabistan arasındaki ticari gerilimi gün yüzüne çıkardı.
Ajlan alAjlan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Türk hükümetinin, hükümetimize, ülkemize ve vatandaşlarımıza yönelik süregelen saldırgan tutumu nedeniyle Türkiye’ye dair, ithalat, yatırım ya da turizm olsun her şeye boykot uygulamak her Suudlu tüccar ya da tüketicinin sorumluluğudur" dedi.
2018'deki Kaşıkçı cinayeti sonrasında Suudi Arabistan’ın ‘resmi olmayan’ bir şekilde Türk şirketlere çeşitli engeller çıkardığına yönelik iddialar, bir süredir Türk medyasında yer alıyordu. Ancak verilere bakıldığında, iki ülke arasındaki ticarette son iki yılda dikkat çekici bir değişim olmadığı görülüyor. Suudi Arabistan, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 16. pazar konumunda.
TÜİK verilerine göre 2019 yılının OcakAğustos döneminde 2,3 milyar dolar olan Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatı, 2020 yılının aynı döneminde 1,9 milyar dolara gerilemiş durumda. Ancak bu düşüşte boykot uygulamasının değil; küresel Covid salgınının ticarette yarattığı sıkıntıların büyük rol oynadığı belirtiliyor. Sektörel bazda bakıldığında ise başta kimya sektörü olmak üzere, çelik, hazır giyim, elektronik ve halı ihracatında önemli düşüşler gözleniyor. Buna karşın, 2020’nin OcakEylül döneminde Suudi Arabistan’a otomotiv, hububat, demir ve mobilya ihracatında ise artış var.
Türkiye’nin Suudi Arabistan’daki boykot girişimlerine ne yanıt vereceği de merak konusu olmaya devam ediyor. Türkiye’nin Suudi Arabistan’dan yıllık ortalama iki milyar dolar düzeyinde ithalatı bulunuyor. Bu ithalatta petrol ve petrokimya ürünleri en büyük bölümü oluşturuyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre ise, 2019 sonu itibarıyla Suudi firmalarının Türkiye’deki doğrudan yatırımları 826 milyon düzeyinde bulunuyor. Bu rakam, diğer Körfez ülkeleri ile karşılaştırıldığında hayli düşük. TCMB verilerine göre, Türkiye’de Katar’ın 22 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 6,2 milyar dolar ve Bahreyn’in ise 1,5 milyar dolarlık yatırımı bulunuyor.
İki ülke arasındaki gerilimden en çok etkilenen kesim ise, Türk müteahhitler oldu. Ticaret Bakanlığı’nın Nisan 2018’de yayınladığı "Suudi Arabistan Müteahhitlik Ülke Raporu"na göre, Suudi Arabistan Türk müteahhitlerin Körfez ülkeleri arasında Katar’dan sonra ikinci, dünya genelinde ise yedinci sırada en çok iş aldıkları ülke konumunda bulunuyordu. Türk müteahhitlik, müşavirlik ve danışmanlık firmalarının bugüne kadar Suudi Arabistan’da üstlendikleri proje sayısı 100’ü geçiyor.
Bakanlık verilerine göre, Türk firmalarının Suudi Arabistan’da üstlendikleri projelerin tutarı ise 2017 sonu itibarıyla toplam 20 milyar doların üzerine çıkarken, sadece 2017 yılında Türk firmaları tarafından yaklaşık 2,7 milyar dolarlık proje üstlenildi. Ancak 2018 yılında Suud gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki şaibeli ölümü ve Türkiye’nin bu konuda Suudi Arabistan devletini suçlaması sonrasında, Türk müteahhitlik firmalarının bu ülkede ihale kazanması giderek zorlaşmış durumda.
DW Türkçe’ye konuşan Türk Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, yaklaşık iki yıldır Suudi Arabistan’da iş yapmakta zorlandıklarını söylüyor. Suud makamlarından resmi bir karar olmamasına rağmen Türk mallarının gümrüklerde bekletildiğini, Türk müteahhitlik firmalarına iş verilmediğini dile getiren Mithat Yenigün, "Son iki yılda oradan aldığımız işlerde yaklaşık üç milyar dolar kayıp yaşadık. Bu fiili engeller devam ediyor maalesef" diyor. Her yıl Suudi Arabistan’dan ortalama 1,5 milyar dolarlık iş alan Türk müteahhitlerinin bu yıl kayda geçen iş miktarının yalnızca 21 milyon dolar olduğunu ifade eden Yenigün, şunları söylüyor: "Ekim başından itibaren resmi bir yasak geleceği söyleniyordu, bu olmadı. Ama resmi yasak önemli değil; zaten yasaklar bizim için fiilen devam ediyor. ABD’li bir şirketin taşeronu olarak iş yapabiliyorsunuz ama Türk firması olarak gittiğinizde sıkıntılar başlıyor."
İki ülke arasındaki diplomatik kanalların devreye girmemesi halinde ticaretteki bu sıkıntının artarak devam edeceğini vurgulayan Mithat Yenigün, Türkiye’ye boykot uygulamasının Körfez ülkelerine yayılması ihtimalini ise düşük gördüğünü söylüyor. Yenigün, "Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn belki sorun yaratabilir. Ama Kuveyt, Katar ve Umman bunlardan etkilenmiyor. Oralardan iş almaya devam ediyoruz" şeklinde konuşuyor.
Kulislerde yer alan bilgilere göre, Türk hükümeti Suudi Arabistan iş dünyasındaki boykot söylemlerinin "resmiyete dönüşmedikçe" ciddi bir zarara yol açmayacağı görüşünde. Bu nedenle hükümete yakın iş dünyası örgütleri de bu konuyla ilgili sert açıklamalar yapmaktan kaçınıyor. Konuya ilişkin tek açıklama Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak’tan geldi. Katıldığı bir basın toplantısında konuya ilişkin soruları yanıtlayan DEİK Başkanı Olpak, Türk ürünlerine ambargo veya işlemlerin zorlaştırıldığı yönündeki bilgilerin “söylenti” olduğunu belirtti. Şu ana kadar ne DEİK üyesi Türk firmalardan ne de Suudi devlet makamlarından kendilerine iletilen resmi bir belge ya da açıklama olduğunu kaydeden Olpak, şunları söyledi: "Geçtiğimiz yıla nazaran, Suudi Arabistan’a ihracatımızda yüzde 17 civarında bir düşüş var. Bu, genel ihracat düşüşümüzden biraz fazla ama çok büyük fark da yok. Son iki aydır bu ülkeye ihracatımızda ufak da olsa bir artış da söz konusu. Bunu, sorun çıkacağı endişesiyle önden fazla mal almak şeklinde ya da sorunun resmi bir tavırdan kaynaklandığına dair hâlâ bir bilgi yok diye de değerlendirebiliriz."
2020 yılında Suudi Arabistan’a ihracatı en çok düşen sektör kimya sektörü oldu. Suudi Arabistan’a Türkiye’den 2019’un OcakEylül döneminde gerçekleştirilen kimyevi ürün ihracatı 375 milyon dolar olurken, bu rakam 2020’nin aynı döneminde yüzde 50’ye yakın azalarak 188,7 milyon dolar olarak gerçekleşti. DW Türkçe’ye konuşan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, Suudi Arabistan’ın ihracat yaptıkları pazarlar içerisinde 27. sırada yer aldığını söylüyor. Pandemi koşullarının küresel ticarette yaşattığı sıkıntılar nedeni ile tüm pazarlarda ihracat düşüşleri yaşadıklarını dile getiren Pelister, eylül ayında Suudi Arabistan’a ihracatın yüzde 69,2 oranında gerilediğine dikkat çekiyor.
Suudi Arabistan'a en çok ihraç ettikleri ilk beş ürünün plastikler ve mamulleri, uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun, kauçuk ve kauçuk eşyalar, yıkama müstahzarları ve anorganik kimyasallar olduğunu ifade eden Adil Pelister, "Hem aylık bazda hem de OcakEylül döneminde gerilemedeki en büyük sebeplerden biri mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler ihracatındaki kayıptan kaynaklanıyor" diyor.
Suudi Arabistan’a ihracattaki gerilemenin ülkedeki boykot kararlarından çok küresel gelişmelerle alakalı olduğunu vurgulayan Pelister, şöyle konuşuyor: "Bu düşüşler genel olarak pandeminin etkisine bağlı bir şekilde hemen hemen tüm ülkelere ihracatımızda yaşanan düşüşle paralel. Uluslararası petrol traderleri petrol piyasalarının 1424 ay arası stabilize olacağını öngörüyor. Uluslararası ticari uçuşlarda yüzde 40’lara varan düşüşler var. Dolayısıyla enerji ve petrokimya sektörü küresel olarak etkileniyor. Bu açıdan Suudi Arabistan’a kimya ihracatımızın nasıl etkilendiği konusunda doğru bir değerlendirme yapabilmemiz için biraz daha beklemek gerekiyor."
https://www.gercekgundem.com/guncel/220256/turkmuteahhitlerarabistanda3milyardolarzararetmis