Home
13 Kasım 2018 ( 150 izlenme )
Reklamlar

Türkiye artık Türk değil mi?

Türk kültürünün özelliklerini, tarihini, kahramanlarını, kurtuluşunu ve emperyalizme kafa tutuşunu ve rol model olmasını sindiremeyen emperyal güç sonunda bu numarayı buldu.


“Benim yaradılışımda fevkalade bir şey varsa Türk olarak dünyaya gelmemdir” diyen büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 80. ölüm yıldönümünde, kurduğu Diyanet İşleri dün hutbesinde ondan söz etmedi.

Türkiye üzerine yeni bir oyun mu oynanıyor?

Arap Baharı fiyasko ile sonuçlanınca, ABDİsrail Siyonist ittifakı Türkiye’yi Araplaştırarak tasfiyeye mi karar verdi?

100 yıl önce Mustafa Kemal nedeniyle yapamadıkları, Anadolu’yu Türk milletinden “temizleme” planını şimdi Araplaştırarak mı yapmak istiyorlar?

PKK/FETÖ kumpası yetmedi, demografik kumpas mı kuruluyor?

Erdoğan’ın “Ensar” sevgisini zaaf noktası olarak tespit edip Araplaşmayı bunun üzerine mi inşa ediyor emperyalist güçler?

Tam da Türkiye’de Araplaşmaya tepkiler artarken, kim nasıl başarıyor, saçma ezan tartışmasını gündeme sokmayı?

Kılıçdaroğlu’na “Arapça ezanı savunuyoruz” dedirtmek mi amaç?

Yoksa CHP Araplaşmayı gündemine alır mı?..

Oysa Türkiye’de, halkın gün geçtikçe gözüne batan bir diken var.

Sokaklara, cafelere, meydanlara, metrolara, metrobüslere, otobüslere, AVM’lere ve her yere kalabalık gruplar halinde doluşan Suriyeliler ve Araplar… Taksi şoförü şikayet ediyordu bana: “Hiç bize benzemiyorlar, ben paralarını onları da istemiyorum”

“İstanbul artık Ortadoğu’nun en büyük Arap başkenti…” diye sevinçle yazan The Economist herhalde İngiliz Emperyalizmi’nin 100 yıl gecikmeli zaferini kutluyor.

Malum ya İngiltere Osmanlı’yı Arap isyanı ile çökertmiş, ancak Yunanlılar eliyle İstanbul’da Bizans’ın ihyası yarım kalmıştı… 

RAPORDA NELER YAZIYOR

Peki, Türkiye’ye doluşan Suriyeliler ve Araplar gerçekten ülkenin sosyal ve nüfus yapısına etkileyecek çapta mı?

Kamu Denetçiliği Kurumu’nun “Türkiye’deki Suriyeliler” raporuna göre 3.4 milyon Suriyeli Türkiye’de yerleşmiş. Yasal olmayanlarla bu rakam daha yüksek elbette. Dönüşleri mümkün görünmüyor, çünkü devlet % 92’nin üzerindeki nüfusu 81 ile dağıtmış. Şehirlerde yaşıyorlar.

29 Nisan 2011’de ilk Suriyeli kafile geldiğinden beri Türkiye nasıl bir strateji geliştirdi? Ülkemizde sayıları milyonlara ulaşan ve önümüzdeki 5 yılda bu doğum hızıyla katlanacak olan Suriyeli /Arap kültürü etkisi ne olacak? Arapça tabelaları arada sırada göstermelik olarak indirmekle bu iş çözülecek mi? Raporu yazan Kamu Denetçiliği Kurumu Başdenetçisi’nin dediğine göre “Türkiye’nin orta ve uzun vadeyi kapsayan bir strateji ve koordinasyon arayışı olduğu da bilinmektedir.” Kimin bulmasını bekliyorlar acaba?

Kendi yazdıklarına göre “Ensar/Muhacirin” inancının samimi takipçileri olarak ortaya koydukları politika hükümet politikasıdır elbette. İktidarın bu inancı tarif etmesi gerekmez mi? Bu inançla strateji oluşturmadan “açık kapı” politikası yürütmenin faturası kime çıkmıştır? Devamlı yoksullaşan, işsizlikte rekora koşan Türk milletine fatura yıkıldı.

Türk milletinden başka herkesin keyfi yerinde! AB ve Hollywood artistleriyle övülme seanslarının sonucu iktidar bizim vergilerle milyonlarca insana bakıyor.

ENSAR BENZETMESİ YANLIŞ

Şimdi şu kavramlara yakından bakalım…

Muhacir: Dinleri ve inançları uğruna, Mekke’den Medine ye göç eden Müslümanlara denir.

Ensar: Mekkeli Müslümanlara yardım eden Medineli Müslümanlara da Ensar denir. Peygamberimiz Ensar ve Muhaciri kardeş ilan etmiş, onlar da bu kardeşliği uygulamışlar.

Şimdi burada benzer bir tek nokta var mı? Çoğunluk Suriye köylerinden kaçtı geldi. Savaş sırasında da köylerine gidip geliyorlardı. Dinleri uğruna mı kaçtılar?

Eğer Suriyelileri bir dini kavramla açıklıyorsanız nasıl kendi ülkeniz yararına strateji geliştireceksiniz? Türkiye’nin çıkarıyla uyuşmadığında kimden yana strateji sağlanacak?

O zaman Arap kültürünün yaygınlaşması için bir araca mı dönüşecek acaba bu?

Çünkü en popülist siyasi tartışmalar Arapça üzerinden sürdürülüyor.

Bütün okulların İmam Hatip dayatması da Arapça ve din eğitimini kapsıyor. Yabancı dil sadece İngilizce, Arapça diye sınırlandırıldı!

Dedenin mezar taşını okuyamıyorsan neden Osmanlıca değil de Arapça öğretiyorsun?

Osmanlıca Arap alfabesiyle yazılan Türkçedir. Ama Arapça başka bir kültürün, ırkın, milletin dili.

Ataların Arap mı, Osmanlı mı?

Türklük tartışmasının temelinde toplumu Araplaştırma isteği mi yatıyor? Çünkü yaşadığım ve gezdiğim Arap veya Ortadoğu ülkelerinde yıllar öncesi de emperyalizmin Atatürk düşmanı propagandasına maruz kalırdım.

Türk kültürünün aşağılanması da PKK örgütlenmesi ve terörüyle yaygınlık kazandı. Dini örgütlenmelerin eli devamlı siyasette olduğundan partiler 1950’den beri “oy deposu” olarak gördükleri örgütlenmelere sahip çıktılar. Destek oldular.

100 yıl önce Anadolu’yu Türklerden temizleme projesi Araplaştırma projesine döndü.

İbrahim Karagül de bu tehlikeye dikkat çekiyor bugünkü köşesinde:

“Bölgeyi ve Türkiye’yi hedef alan yeni tasarım bu. Bu tasarım Türkiye’nin karşısına bir cephe inşa ediyor, bir Arap ekseni kurmaya çalışıyor. Aynı zamanda Arap ekseni üzerinden içeride yeni bir “muhalefet” ve “müdahale” örgütlenmesi yürütüyor. Bizi, coğrafyayı, tarihi hesaplaşmayı Müslüman kimliği ile vurmak istiyorlar."

Türk kültürünün özelliklerini, tarihini, kahramanlarını, kurtuluşunu ve emperyalizme kafa tutuşunu ve rol model olmasını sindiremeyen emperyal güç sonunda bu numarayı buldu.

Araplaşan Anadolu’da Türkler azınlık olur ve biz de bu sorunu çözeriz. YPG ve PKK ile 100 yıllık hayalimiz Kürt devletini kurarız. Hatta Ermeni diasporasına, Rum “Megal İdea”sı 12 mile çıkar, Kıbrıs’tan Türkleri atarız hayallerini gerçekleştirme çabalarımız yerini bulur diye düşünüyorlar.

Kültür ölürken seyirci kalıyorsan vatan elden giderken de seyredersin.

Nevval Sevindi

https://odatv.com/turkiyeartikturkdegilmi10111837.html

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İsrail'den kara operasyonu açıklaması Kılıçdaroğlu’ndan İmamoğlu ve Yavaş’a destek: "Halk belediyeciliği yapmaya devam edin" Torbalı’da başkanın oğlu belediye şirketine genel müdür yardımcısı oldu! Bakan Koca açıkladı: 7.897 yeni vaka tespit edildi, toplam vaka sayısı 2.524.786’ya, can kaybı da 26.685’e yükseldi!