Diyarbakır'da yedincisi gerçekleştirilen Alimler ve Medreseler Birliği toplantısı ikinci gününde laiklik ve sekülerizme dair konuşmalar yapıldı.
Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre; Dünya Alimler Birliği Erbil Temsilcisi Ahmed Abdulvahap Pencwini toplantıda, "Kürt toplumunda sekülerleşmenin arkasındaki etkenler, tahribatları, mücadelenin gerekliliği, ulemanın sorumlulukları” konulu bir konuşma yaptı.
''Laikliğin yapmaya çalıştığı en önemli şey Kürtleri akideden koparmak, tevhide dair ilişkilerini kesmek ve onları bir şekilde kendi medeniyetin yabancısı hale getirmektir. İslam düşmanları Müslümanların üzerine desise kurmaktan geri durmaz.
İşte tam da böyle sıkıntıları bitirmek, ümmeti karanlıktan aydınlığa, fakirlikten zenginliğe, zilletten izzete, küfürden imana çıkarmak adına ortaya konacak çabalarda hiç şüphesiz Kürt halkının olması gereken katkısı Araplardan ve diğer milletlerden az kalır bir yanı yoktur. Haçlıların, siyonizmin var ettiği en zararlı şeylerden bir tanesi de laikliktir.
Çünkü laikliğin temelinde din ve devlet işlerini birbirinden ayırmak yoktur. Dini, hayatın bütün alanlarından tecrit etmek, uzak tutmak vardır. Laikliğin yapmaya çalıştığı en önemli şey Kürtleri akideden koparmak, tevhide dair ilişkilerini kesmek ve onları bir şekilde kendi kültürüne, medeniyetine yabancı hale getirmektir.
'Mescitler, medreseler yoluyla mücadele edilebilir'
Kürt halkının davası haklı bir davadır. Ancak bu hakkın sözcülüğünü maalesef günümüzde seküler kesimler yapmaktadır. Bu bizler için büyük bir ayıptır. Kürt halkının hakkını sözde savunan güruha baktığımızda bunlar ne Allah'ı, ne dini, ne mukaddesatı tanırlar. Ne de bu halkın inancına saygılıdırlar.
Gerek dış gerekse iç kuvvetler tarafından Kürtlerin inanılmaz şekilde laikleştirilmesi süreci içerisinde olduğunu görmekteyiz. Kürtleri kendi medeniyetlerine düşman yapmaya çalışmaktadırlar.
Laikliğin, sekülerizmin Kürt halkı içerisinde yayılmasının temel sebeplerinden birinin yanlış eğitim metotları ve müfredattır. Bu yanlış yollara karşı mescitler, medreseler, hutbeler yoluyla mücadele edilebilir."