Home
25 Temmuz 2018 ( 164 izlenme )
Reklamlar

"Türkiye IMF'den borç isteme noktasında"

Die Welt gazetesi ekonomi editörü Holger Zschaepitz, Türk bankaları ve şirketlerinin bir yılda 182 milyar dolar dış borç ödemesi gerektiğini, bunu tek başına sağlamasının mümkün olmadığını söyledi.

DW Türkçe’ye konuşan Die Welt gazetesi ekonomi editörü Holger Zschaepitz , Türk bankaları ve şirketlerinin bir yılda 182 milyar dolar dış borç ödemesi gerektiğini, bunu tek başına sağlamasının mümkün olmadığını söyledi. Türkiye’nin IMF’den yardım isteme noktasına geldiğini kaydeden Zschaepitz, “Ama Sayın Erdoğan bunu asla yapmayacaktır çünkü o çok gururlu” değerlendirmesini yaptı. İşte ie Welt gazetesiekonomi editörü Holger Zschaepitz 'in çok konuşulacak açıklamalrından başlıklar;

Erdoğan'ın ekonomi mucizesini mümkün kılan şey, çok sayda alt yapı yaırımları ve şirketlerin borçlanarak buna katkı sağlanarak teşvik etmekti. Bu emonominin yüzde 7 gibi büyük bir oranda büyümesini sağladı. Ancak bu çok hızlı büyüme ekonomide aşırı ısınma anlamına geliyor. Bu süreçte büyük bir cari açık oluştu. Türkiye ihraç ettiğinden çok daha fazlasını ithal etti. Oluşan finansman açığı gittikçe büyüdü. Gayrı safi yurtiçi hasılanın yüzde 6'sına tekabül eden bu açığın artık yurt dışından yabancılar tarafından finanse edilmesi gerekiyor. Ancak yabancılar Türkiye 'ye bakarken hukuk devleti ve siyasi istikrara bakıyor. "Bu kredileri artık vermek istemiyorum" diyor. İşte bu nedenleTürkiye mucizesi yıkılmaya, parçalanmaya başlıyor.

"TÜRKİYE IMF'DEN YARDIM İSTEME NOKTASINA GELDİ"

Liranın değer kaybetmekte olduğunu, Türkiye 'nin içerisinde olduğu durumu görüyoruz. Aslında Türkiye IMF 'den yardım isteme noktasına geldi.

Ben Türkiye 'nin kredi notu karnesindeki gerilemeyi, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye 'nin kredi notunu düşürdüğünü, liranın değer katbettiğini görsem ne yapardım; istikrarı sağlayacak önlemleri devreye sokmaya çalışırdım. Reformcu, batı yanlısı bakanlar atardım.

"ERDOĞAN 'EVET BİR HATA YAPTIM' DEMEK YERİNE MASAL YAZIYOR"

Peki mevcut kabinede ne görüyoruz; Mehmet Şimşek gibi, finans piyasaları için güvenilir son isimlerin de hükümetten el çektirildiğini görüyoruz. Bunun ötesinde, Erdoğan çıktı, "iki yıl önceki darbe girişiminde yapamadıklarını yapmak istiyorlar,batılı güçler beni finans piyasalarında bitirmek istiyor" dedi. Bir masal yazılıyor. Oysa gururunu bir kenara koyup," evet bir hata yaptım, yardıma ihtiyacım var, güvenilir insanları görevlendirmeliyim" diyebilir. Bunları yapmak yerine inatla " ben haklıyım, yolumda devam edice" diyor. Lira değer kaybetmeye devam ediyor.Enflasyon tırmanmaya devam edecek. Ve Türkiye 'nin içine sürüklendiği bu sürece bir şekilde dur demek gerekecek.

"BANKA VE ŞİRKETLER 182 MİLYAR BORÇ ÖDEMEK ZORUNDA" 

Ekonomik büyüme devam ediyor. Önümüzdeki yıl bankalar ve şirketler 182 milyar dolar borç ödemek zorunda. Lira değer kaybettikçe ve kredileri dolar üzerinden alan ancak gelirleri lira üzerinden şirketlerin maliyetleri hep daha da artacak. İşte bir noktadan sonra bu durum, şirketler ve bankalar açısından sürdürülemez hale gelecek. Oysa hiçbirekonomi bankaların batışına göz yumamaz.

"BANKACILIK KRİZLERİ ENİNDE SONUNDA DEVLET KRİZİNE DÖNER"

Bankacılık krizleri eninde sonunda bir devlet krizine dönüşüyor. Çünkü bankalar ulusal ekonomilerin kalbini oluşturuyor. Ve bankaların kurtarılması gerekiyor. Finans sisteminde çöküş yaşanabilir. Bu da beraberinde Türkiye ekonomisini aşağıya doğru sürükleyebilir.

"TÜRKİYE'NİN KAYBOLUP GİTMESİ BATININ YARARINA OLAMAZ"

Türkiye batı için stratejik açıdan önemli bir konumda bulunan büyük bir ülke. İstikrarsızlık kimsenin çıkarına değil. 80 milyonluk nüfusuyla, ihracat yapabildiğimiz önemli bir pazar. Türkiye 'de AB üyeliği gibi karşılayamayacağımız beklentiler yarattığımız için sorumluluk da taşıdığımız gelişmeler yaşandı. Türkiye tepki koydu. Batının çok da memnun olmadığı kadar uzaklaştı. Evet bir sorun mevcut. Ama Türkiye 'nin kaybolup gitmesi batının yararına olamaz.

"İŞLER TERSİNE DÖNDÜĞÜNDE DE 'PİYASALAR BENİ MAHVETMEK İSTİYOR' DİYEMEZSİNİZ"

Finans piyasaları ile ilgili söylenen söylemler konusunda şunu söylemeliyim; Ben bir ülke olarak finans piyasalarına gidip borç alıyorsam, işte o zaman bu finans piyasalarına bağımlı olurum. Benim lehime olumlu bir atmosfer varsa üzerime para yağdırılar. Çok para alabilirim. Faizler de düşük olur. Ama piyasaların beni çok da sevmediği, faizlerin yüksek olduğu dönemler de olur.

"TÜRKİYE'NİN DÖVİZ REZERVLERİ YAKLAŞIK 97 MİLYAR DOLAR GERİLEDİ"

Finans piyasalarına giden, borlanan herkes bir şekilde kapana kısılabileceğini, sonuçları olabileceğini bilmeli. İşler tersine döndüğünde de 'piyasalar beni mahvetmek istiyor' diyemezsiniz. Ayrıca Türkiye 'nin döviz rezervleri yaklaşık. 97 milyar dolar geriledi. Bir yılda ödenmesi gereken borcun 180 milyar dolar olduğunu dikkate alırsak Türkiye 'nin tek başına finansman sağlaması mümkün görünmüyor. Bu büyük bir sorun.

"YABANCI YATIRIMCILAR BAĞIMSIZ BİR MERKEZ BANKASI VE HUKUK GÜVENCESİ İSTİYOR"

 

Türkiye'ye yurtdışından doğrudan yatırımlar geriledi. 2017 yılında gayisafi yurtiçi halısasındaın yüzde1'inden az gerçekleşti. Para ve uzmanlık getiren yabancı yatırımlara büyük ihtiyaç duyan gelişmekte olan bir ülke için bu oran çok az. Ama yabancı yatırımcıları onlara kızarak zaafiyete uğratarak çekemezsiniz. Yabancı yatırımcılar mülkiyet haklarının garanti edilmesini ister. İşte bu çerçeve koşulları sağlanmadıkça bu yatırımları çekemezsiniz. 'Sevgili yatırımcılar, gelin ülkemizde yatırım yapın" demem gerekir.Erdoğan İngiltere'ye gidip bunu yapmayı denedi.Ama Merkez bankası bağımsızlığına uyine tepki gösterdiği korkunç bir söyleşi verdi. Oysa yabancı yatırımcılar bağımsız bir Merkez Bankası ve hukuk güvencesi istiyor.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/turkiyeimfdenborcistemenoktasinda199709h.htm

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Prof. Dr. Özgür Demirtaş kredi çekenleri uyardı: 'Herkese geçmiş olsun' Akçakale'de gazetecilerin kaldığı otelin yakınına havan mermisi atıldı Mansur Yavaş EYT'lilere verdiği sözü tuttu Arjantin Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın yolsuzluktan 12 yıl hapsi istendi!