Türkiye’nin son birkaç yıldır ciddi sorunlar yaşadığı Fransa’nın en prestijli yayın organı Le Monde, bugün ‘‘Türkiye nereye gidiyor’’ başlıklı bir ilave yayınladı.
100 sayfadan oluşan ek, 8 euro 90 cent’ten piyasaya sürülürken ekin internet sitesinde yer alan tanıtım makalesi Le Monde’un İstanbul muhabiri Marie Jégo tarafından yazıldı.
‘‘Coğrafi konumu, 83 milyonluk nüfusundan kaynaklı demografik gücü ve ekonomik dinamizmi sayesinde kaçınılmaz olarak bir bölgesel güç olan komşumuz Türkiye, bizi büyülediği kadar endişelendirmektedir de’’ diyerek yazıya başlayan Jégo, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın on bir yıllık başbakanlık ve yedi yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde önce Türkiye’de ‘‘ekonomik mucize yarattığını ardından Suriye, Libya, Kuzey Irak ve Kafkasya’da ordusunu ve paralı askerlerini sahaya sürerek geleneksel ortakları Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’ni öfkelendirdiğini dile getirdi.
'ORDUYU BAŞINDAN DEFETMEK İÇİN ESKİ KITAYA DEMİR ATMA ARZUSU İÇİNDE GÖRÜNDÜ'
Erdoğan’ın başbakan olarak iktidara geldiğinde Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne sokma yaklaşımının öne çıktığını vurgulayan Marie Jégo zaman içinde Türkiye’nin güçlü liderinin ideolojik geçmişini öne çıkardığını savundu:
İdeolojik aidiyeti yavaş yavaş, Erdoğan’ın erken dönem pragmatizmi ve başlangıçtaki gönüllü açılımlarının önüne geçti. Geriye dönüp bakıldığında, geçmişte yüksek sesle ve açıkça ilan ettiği Eski Kıta'ya demir atma arzusu, aslında mutlakiyetçiliğe (absolütizm) doğru yürüyüşünü engelleyici konumda bulunan orduyu başından defetme taktiği olarak görünmektedir.
'KENDİSİNİ TENKİR EDENLER ONU GÜCE AÇ BİR PADİŞAH OLARAK TANIMLANIYOR'
Makale, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘‘Türk islami grubunun şefi’’ olarak tanımlıyor.
Nüfusun yaklaşık %30'u olan muhafazakar tabanı için, Türkiye'yi ürettiği drone’lar ve yaptığı gambot diplomasisi ile Batı ile kafa kafaya getiren be en zengin 20 ülke olan G20'nin kulübüne sokan ‘hızır’’ gibi bir lider olduğunu söyleyen makale, Erdoğan’ın hedefinin Atatürk’le denk bir lider olduğunu savunuyor.
Kendisini tenkit edenlerin güce aç yeni bir padişah olarak tanımladığı Erdoğan, kendi amaçlarına uygun bir başkanlık sistemi kurdu. O bir yandan kadınlara kaç çocuk doğuracaklarını söylerken aynı zamanda tüm bakanları atayan ve para politikasını dayatan biri. Erdoğan’ın rüyası, mirasını inkar etmekten asla vazgeçmediği, Cumhuriyet’in kurucusu ‘Atatürk" olarak bilinen Mustafa Kemal'e eş bir izi tarihe iz bırakmak. Ancak son zamanlarda, hava döndü. 2019 yılında yerel seçimlerde, lideri olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul ve Ankara da dahil olmak üzere birçok büyük şehri Kemalist muhalefete kaptırdı. Şimdi, döviz krizi ve çift hanelere çıkan enflasyon yüzünden karşısındaki rakiplerinin kampı önemli ölçüde genişledi.
''İSLAMCILARIN DA ARASINDA BULUNDUĞU GRUP TEK ADAMCILIĞA KARŞI BİRLEŞMEYE ÇALIŞIYOR''
Dergi, Kürtleri merkez sağdaki milliyetçiler ve Kemalistler, ile eski başbakan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ı bu kampta sayıyor:
İslamcıların da arasında bulunduğu bu grup hiper başkanlığa, yani tek adama karşı birleşmeye çalışıyorlar. Bu rejim ülke için felaket sayılıyor. Anketlerde popülaritesini kaybeden Erdoğan'ın siyasi sağlığına kavuşması için bir sonraki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin tarihi olan Haziran 2023'e kadar zamanı var.