Bugün resmi verilere göre dünyada en az 2,5 milyon Afgan mülteci ve sığınmacı var. Afganların en fazla tercih ettikleri ülkelerin başında Türkiye geliyor. Nedeni ağırlıklı olarak Avrupa’ya yakınlığı ve Müslüman bir ülke olması…
Araştırmalarda Afganların çoğu ülkedeki iç savaş hali, siyasi çalkantılar ve Taliban’ın varlığını göç etmelerine gerekçe olarak gösteriyor. İkinci en büyük sebep ise ekonomik…
Afganların çoğu kayıtsız, sınırı geçerek Türkiye’ye giriş yapıyor. Pakistan ve İran üzerinden Türkiye’nin doğusundan kaçak şekilde giriş yapılıyor.
Bu yılın ilk iki ayında 12 bin 77 kayıtsız Afgan yakalandı. Ülkemizde en fazla yakalanan düzensiz göçmen sayısında Afganları Suriyeliler, Türkmenler ve Filistinliler takip ediyor.
2014’te yakalanan kaçak göçmenler sıralamasında Afganlar ikinci sırada yer alıyordu. Fakat 2018 ve 2019’da bir patlama oldu. Örneğin 2015’te 35 bin Afgan yakalanırken 2018’de 100 bin, 2019’da 201 bin Afgan yakalandı.
2022’de 115 bin Afgan yakalanırken 2023’te bu sayı 68 bine geriledi. 2024’ün ilk iki ayında yakalanan kayıtsız Afgan sayısı 12 bin 77 olarak kaydedildi.
Uluslararası koruma başvurusu yapanlarda da Afganlar açık ara önde. 2023 yılsonu itibariyle 13 bin 68 başvuruyla birinci sırada yer alan Afganları 2 bin 776 ile Iraklılar, bin 416 başvuruyla İranlılar takip ediyor.
Türkiye’de Afgan göçü yeni de değil. 1980 ve 90’larda da bir göç yaşanmıştı. O dönemdekiler aileleriyle, vize üzerinden gelirken bu dönemdeki göç daha ağırlıklı bekar genç erkeklerin, sınırı kaçak şekilde geçerek gelmeleriyle sonuçlanıyor.
2019’dan sonra yakalanan Afgan sayısında düşüş görülse de hala sınırda hareketlilik ve kaçak geçişler sürüyor.
Galatasaray Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Didem Danış, “2022’de sosyal medyada Afganlara yönelik çok yüksek bir görünürlük vardı. Şu anda da sanki Afgan göçü yavaşladı gibi bir izlenim var bence bu doğru değil. Azalan şey görünürlükleri. Burada denetimlerin sıklaştırılması, mobil ve sınır kontrolleriyle kaçak geçişlerin zorlaştırılması etken” dedi.
Doç. Dr. Didem Danış, Afganları “İstanbul’un hayaletleri” diye nitelendirirken “Burada aslında vurgulamak istediğimiz şey kentte çok önemli bir yerleri olmasına rağmen görünmez olmaları” diye konuştu.
Danış, Afganların Anadolu’da çobanlık ve hayvancılık, büyük kentlerde inşaat ve hizmet alanında çalıştığını söyledi ve iş gücüne katılımlarını şöyle özetledi:
“Türkiye’de ucuz iş gücüne ekonomik durumumuzdan dolayı zaten ihtiyaç duyuluyor. Bunun önemli sebeplerinden biri yanlış eğitim politikası. Çok sayıda üniversite mezunu diplomalı işsizimiz var. Fakat aynı zamanda düşük vasıflı işlerde çok ciddi iş gücü açığı var. Afganlar burada ihtiyaç duyulan ucuz, vasıfsız, sömürülebilir iş gücünü sunuyorlar. Daha çok sahne arkasında mutfakta, serviste çalışıyorlar.”
Kayıtsız ve statü kaynaklı birçok sorun yaşandığını belirten Danış, “Düzensiz göçmen olunca sağlıktan eğitime haklara erişemiyorsunuz” dedi.
TÜRK HALKINA ÇOK YÜK OLDULAR
Türkler ise kaçak olarak ülkeye gelen Afganların gönderilmesini talep ediyor. SÖZCÜ’ye konuşan Ali Kılıç şunları söyledi: “Onların bir an önce gönderilmesi lazım. Türk halkına da çok yük oldular. Bayağı da bir para harcandı. İş kaybına da sebep oldu. Bir an önce planlı şekilde gönderilmeliler.”
Meral Alam ise “Gerçekten çok fazla Afgan var. Halkımızı da rahatsız edecek derecede. Hepsinin bir şekilde savaşın durdurulup memleketlerine gönderilmesi gerekiyor, yapacak başka bir şey yok” diye konuştu.
İsmini paylaşmayan başka bir fırıncı ise “Afganlar her yerde. İstila ettiler ülkeyi. İş imkanlarını da elinden almış durumdalar. Umarım çözüm bulunur. Kavgalar da oluyor sürekli” dedi.
Bazı vatandaşlar artık kendi mahallelerinde yabancı olduklarını söylüyor. Öyle ki, doğup büyüdükleri mahallelerden taşınmak zorunda kalmışlar. Yasemin Taşdemir örneğin, şunları söylüyor: “Sırf Afgan olsa neyse Suriyeli, Pakistanlı dolu. Zeytinburnu en fazla göç alan yer. Ben memur emeklisiyim, burada doğdum. Bavulunu alan buraya geliyor. Artık buralı olanlar terk ediyor. Evini satan kaçıyor. Çok şikayetçiyim.”
Uzmanlara göre İstanbul’un sığınmacı sorunu, artık şehrin taşıyamayacağı boyuta geldi. Bir milli güvenlik sorunu olmadan sorunun ivedi şekilde çözülmesi gerektiğini söylüyorlar.
GÜRSEL TEKİN:
Eski milletvekili Gürsel Tekin ise sığınmacıların çok olumsuz şartlarda çalıştığını belirterek “Kimsesizler mezarlığında binlerce, iş cinayetinde hayatını kaybetmiş yabancı görebilirsiniz. ‘Bunlar giderse biz çökeriz, ekonomi çöker’ demenin arkasında rant ve para hırsı var” dedi. Tekin, mültecilerin ağırlıklı hizmet sektörü, inşaat gibi işlerde çalıştığını söyledi, Beykoz’da sadece Afganların olduğu bir pazar bulunduğunu anlattı.
İÇ SAVAŞ VARDI O YÜZDEN GELDİK
Abdurrahman Sağlar da 2011’de İstanbul’a geldi. Fırında çalışıyor. Afganistan’da durumun çok kötü olduğunu söyleyen Sağlar, “Savaş vardı, iç savaş. O yüzden geldik” dedi.
Markette çalışan başka bir Afgan ise ırkçılıktan yakındı: “Eskiden çok güzeldi şu an biraz sıkıntılı. Herkes ırkçılık yapıyor, mültecisiniz diyorlar.”
Abdulgafir Sefer, 30 yıldır burada yaşayan bir Afgan. Özellikle son 67 yıldır yoğun şekilde yaşanan göçü şöyle anlattı: “Buraya illegal geliyorlar, kimlikleri olmadığı için kaçak çalışıyorlar. Kaçak çalıştıkları için çok az maaş veriliyor. Bazı yerlerde 2 ay, 3 ay çalıştırıp maaş bile vermiyorlar. Çünkü polise şikayet edemiyorlar.”
Sefer en büyük ihtiyacın statü ve kimliklendirme konusunda yaşandığını belirtti, “Kimlik derken Türk vatandaşlığından bahsetmiyorum. Uluslararası koruma verirler, geçici koruma verirler, mülteci belgesi verirler, ikamet belgesi verirler. Kayıt altına almaları lazım çünkü bunu yaptıkları zaman suç işlemelerine engel olurlar” dedi. “Afganistan’da çocuklarımız Taliban hâkimiyetinden dolayı okula gidemiyor” diyen Sefer, “Şimdi Türkiye’de de gidemiyorlar ama burada demokrasi var” ifadelerini kullandı.
Sözcü